27 Haziran 2017 00:00

Jeotermaller Aydın ovasında sebzeyi de bitiriyor

Aydın'ın sebze deposu olarak bilinen Menderes Havzasında JES’ler birinci sınıf tarım topraklarını ürün yetişemez hale getiriyor.

Paylaş

Özer AKDEMİR
İzmir

Aydın’ın, hatta Ege’nin sebze deposu olarak bilinen Menderes Havzası, jeotermal enerji santrallerinin (JES) tehdidi altında. Aydın ovasında son birkaç yılda pıtrak gibi çoğalan JES’ler birinci sınıf tarım topraklarını da ürün yetişemez hale getiriyor.

İNCİRDE KORKUTAN TABLO

Aydın’da çevre kirliliği ve bu kirliliğin tarımsal ürünler üzerindeki etkisi giderek artıyor. Kentin en önemli tarımsal ürünü olan incir, JES’lerin havayı, suyu, toprağı kirletmesine bağlı olarak sağlıklı ürün olma niteliğini kaybetmek üzere. İncirde son yıllarda önemli ölçüde verim düşüklüğü yaşanan Aydın, pazar payını da kaybediyor. Tonlarca incir, içeriğindeki maddelerin standartlara uymadığı gerekçesiyle yurtdışından geri gönderiliyor.

JEOTERMAL TEHDİDİ

Aydın’ın en önemli tarımsal ürünlerinden incirin yaşadığı sorunun bir benzeri kentin sebze ambarı denilen Acarlar havzasındaki sebzeler de yaşanıyor. İncirliova İlçesine bağlı Acarlar ve Osmanbükü Mahallelerine ait Menderes havza toprakları yeşillik, sebze olarak akla gelebilecek her türlü tarım ürünü yetiştiği bir yöre. Dört mevsim ekim dikim yapılan bu topraklarda patlıcan, biber, marul, maydanoz, domates, fasulye, taze soğan, bamya, mısır, ıspanak, pırasa, sarımsak, dereotu, roka, pazı, kereviz, pancar, karpuz, kavun, pamuk gibi çok sayıda ürün yetişiyor. Bu nedenle Acarlar’a üretim bolluğu ile Ege’nin sebze deposu deniliyor. Günde 300 ton ürünün işlemden geçtiği Acarlar Hali de Aydın’ın en büyük sebze hali. Halde yılda 40 milyon TL’lik ürün işlem görüyor.

  • Menderes Havzası etrafında kurulan  jeotermaller nedeniyle tarım alanları yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Dr. Metin Aydın’a göre böyle devam etmesi halinde insan sağlığı için de tehlike çanları çalacak.

HALK YOĞUN KAYGI İÇERİSİNDE

Aydın Çevre Mücadelesi (AYÇEM) Sözcüsü Dr. Metin Aydın, Acarlar havzasının verimli topraklarının, su kaynaklarını ve bu topraklarda yetişen ürünlerin sağlıklı ürün niteliğini kaybetme tehlikesiyle  karşı karşıya  bırakıldığını ileri sürdü. Aydın’da uzun süredir JES’lerin 1. sınıf toprakları ve su kaynaklarını kirlettiğinin, incire, zeytine, pamuğa ve insan sağlığına zarar verdiğinin tartışıldığını diye getiren Aydın, “Halk yoğun kaygı yaşanmaktadır. Geçim ve yaşam derdinde olan halk hukuksal mücadele dışında, basın açıklaması ve mitingler yapmakta, yolları kesmekte derdine derman olacak çareler peşinde koşmaktadır. Fakat Aydın’ın seçilmiş ve atanmış vekilleri, başkanları, muhtarları, müdürleri halkın bu isyanına yeterli desteği vermediği için Aydın’da incirin yaşadığı sorunun bir benzeri de sebze ambarı olan topraklar ve bu topraklarda yetişen sebze ürünleri karşı karşıya kalmıştır” dedi.

JEOTERMAL AKIŞKAN MENDERES’E SALINIYOR

Geçtiğimiz günlerde AYÇEM olarak Osmanbükü Mahallesine yaptıkları incelemedeki gözlemlerini aktaran Aydın,  bir şirketin bölgede kuracağı jeotermal santral için kuyu çaktığını, kuyunun faaliyete geçtiğini, kuyudan yoğun gazların havaya, akışkanların ise Menderes nehrinden ayrılan yan sulama kanallarına salındığına şahit olduklarını söyledi. Aydın; “Bu jeotermal kuyusu 1. sınıf tarım arazisinde, pamuk tarlası içine ve sebze bahçelerinin yanına kurulmuş idi. Bu gazlar ve akışkanlar içinde termik, fiziksel, kimyasal, kirleticiler, ağır metaller, tuzlar yer almaktadır. Jeotermal akışkanların kirlettiği suların tarımsal sulamada kullanılması sonucu topraklarda tuzlanma, çoraklaşma, çölleşme oluşmaktadır. Bu topraklarda yetişen sebzeler kirlilik ve verim düşüklüğü sonucu sağlıklı gıda özelliğini kaybetmektedir” dedi.

BÜYÜK OVA KAPSAMI DIŞINDA BIRAKILDI

Osmanbükü’nde kurulan jeotermal kuyunun bulunduğu alanın Bakanlar Kurulunun kabul ettiği Aydın Büyük Ova kapsamı içinde yer almasına rağmen, kuyu kazısı kanun maddesinin kabulünden önce faaliyete geçmesi nedeniyle Aydın Büyük Ova kanunundan muaf tutulduğunu belirten Aydın, “Fakat yine de jeotermal kuyunun hali hazırda yürürlükte olan Su Kaynaklarını Koruma Kanununa göre burada kurulmaması gerekir. Çünkü bu kanuna göre su kaynaklarına 3 bin metre yakın mesafede atık oluşturan her hangi bir sanayi tesisi kurulmaması gerekir. AYÇEM olarak yaptığımız ziyarette jeotermal kuyunun çok fazla miktarda sıcak akışkanı Menderes nehri yan koluna bıraktığını, suda kaynama ve köpürme olduğunu, ortamda yoğun çürük yumurta kokusunun duyulduğunu tespit ettik” dedi.

ENERJİ KAMU YARARI DA SEBZELER DEĞİL Mİ?

Yaşananları alo 181 Çevre ve Şehircilik Bakanlığı şikayet hattına ihbar ettiklerini anlatan Aydın, “Burada sorulması gereken sorular çok nettir. Aydın’ın ve Ege’nin sebze deposu olan bir bölgeye nasıl jeotermal santral ve kuyu kurulmasına nasıl izin verilir? Burada üretilecek enerji kamu yararı için üretiliyor ise burada üretilecek sebzeler kamu yararına üretilmemekte midir? Bu sebzeleri üreten ve tüketenler Türkiye’nin kamusunu oluşturan halk için hayati önem taşımamakta mıdır? Aydın halkının suyunu, toprağını, havasını, sebze ve meyvesini  kirleterek bu halkın yok oluşuna sebep olacak hastalık, kanser ve ölümlere sebep olunacağının farkında değil misiniz? Yoksa bu halkın sizin için hiç bir önemi yok mudur?” sorularını sordu.

Aydın'ın bir tarım kenti olduğunun altını çizen Aydın, “Aydın’ın zenginliği ve incisi; zeytini, inciri, kestanesi, pamuğu, sebzesidir.Lütfen Aydın’da yaşanan jeotermal çılgınlığına bir son verin. Lütfen Ege’nin sebze deposu olan Acarlar havzasının jeotermal istilasına uğramasına son verin” çağrısında bulundu.

ÖNCEKİ HABER

‘Bağımsızlık, Katalonya halkının en önemli sorunu değil’

SONRAKİ HABER

Adalet herkese eşit dağıtılmalıdır

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...