24 Haziran 2017 00:11

Bayram sofrası için öneriler

Makbule Hatice, Ramazan Bayramı'nda geçmişten gelen özlem ve kültürle yapılacak yemeklerden, kurulacak sofralara ilişkin hatırlatmalar yaptı.

Paylaş

Makbule HATİCE

Bayram temizliği yapıyorum. Camları sildim. Perdeleri yıkadım. Şimdi mutfağı, banyoyu güzelce temizlemeliyim. Hava çok sıcak, başımdaki tülbentle yüzümdeki terleri silip bi’soluk almak için çay koyup oturdum.

Çocukluğumda temizliğe anneme yardım ederdim. Böyle ara verip dinlenirken annem bana mendil katlatırdı şeker bayramında, iki düzine kadar mendil alır kapıya gelen çocuklara içine şeker, harçlık koyup verirdi. Hemen hemen her evde bu hazırlık yapılırdı. Bayramın ilk günü babaannemin evine el öpmeye, bayramlaşmaya gittiğimizde amcalarım, halalarım, tüm yeğen ve kuzenlerim gelmiş olurdu. Büyüklerin ellerini öpüp harçlıklarımızı alır sonra da hangimizinki daha fazla oldu diye birbirimize gösterirdik. En fazla parayı büyük eniştem verirdi üstelik kimseyi ayırmadan herkese eşit dağıtırdı.

Harçlıkları cebimize koyduk mu büyükler bizi evden kovalardı. En büyüğü 15-16 yaşında olan boy boy çocuk evden çıkar panayıra giderdik, en çok kuyruklu denizkızını ve boynuna boğa yılanı saran adamı seyretmeyi severdim. Panayırdan sonra sinemaya giderdik.

kentler daralıyor
kaldırımlar daralıyor bahçeler bile,
daralıyor masallara sığmayan evrenimiz
yüreklerimiz daralıyor gün geçtikçe
oynayacak yer bırakın bize
önce cadde kenarları sonra kaldırımlar
bahçeli apartmanların bahçeleri
size ayrıldı
okulumuzun önü düşlerimizin içi
oynayacak yer bırakın bize

(Eray Canberk)

Bir bardak çay çocukluğumun bayramlarını hatırlattı. Ne güzel günlerdi diyerek içimi çektim. Geçmiş zamanların bu günü aratmasını hepimiz düşünmüşüzdür. Her insanın hayatında geçmişine, çocukluğuna, yaşadıklarına özlem duyduğu günler olmuştur. Aslında yaşadığımız mutluluklar, güzelliklerdir özlediğimiz. Zaman ilerledikçe yaşadığımız ortam, birlikte olduğumuz insanlar, isteklerimiz, beklentilerimiz değer yargıları, toplumsal gerçeklik sürekli bir değişim gösteriyor bu değişimin yaşantımızı olumsuz etkilemesi özlemlerimizi artırıyor. Keşkelerimizi çoğaltıyor.

Çayım bitti.

Mahalledeki çocuklara vermek için hazırladığım şeker ve çikolataları derince bir şekerliğe koydum. Mutfağa geçip yemek hazırlıklarına başlayabilirim. İlk önce tatlı. Bütün Ramazan Bayramlarının olmazsa olmazı tatlıdır. Genellikle bu ev baklavası, lokma tatlısı, laz böreği, kömbe gibi yöreye göre değişen tatlılardır. Ben bu sene sütlü ekmek kadayıfı yapacağım.

SÜTLÜ EKMEK KADAYIFI

Bir kg süt, 3.5 bardak şeker, 250 gr ceviz içi, bir adet kuru ekmek kadayıfı. Kadayıfı yufkacılarda bulabilirsinz. Kuru kadayıfı genişçe bir tepsiye koyup üzerine dört bardak kaynar su döküp şişmesi için bir kenara bıraktım. Su soğuyup kadayıf şişince temiz bir havluyla yavaş yavaş bastırarak kadayıfın suyunu almaya başladım. Tamamen suyu bitip havlu ıslanmaz hale gelene kadar bu işleme devam ettim. Kadayıfın bütün suyunu aldıktan sonra tencerede bir taşım kaynattığım şekerli sütü kadayıfın üzerine döküp kısık ateşli bir ocağın üzerinde çevire çevire altı yanmaması için pişirmeye başladım. Bu tatlı kolay yapılan maliyeti düşük ve bana göre çok lezzetli bir tatlıdır. Çevirirken bir kaşık yardımıyla kenardaki sütleri kadayıfın ortasına dökerek süt tamamen çekilip ağırlaşıncaya kadar yaklaşık bir saat  süreyle ocağın üzerinde çevirerek tatlıyı pişirdim. Ocaktan alındıktan sonra cevizler dövülüp tamamen üzerini kaplayacak şekilde kadayıfın üzerine yaydım. İsteyen ceviz içi yerine bol Hindistan cevizi koyabilir. Bu tatlıyı arife günü yapıp bir gün dolapta bekletirseniz ertesi günü ne kadar lezzetli olduğunu göreceksiniz.

Hemen her evde yapıldığı gibi hamur işi yapmadan olmaz. Ben de katıklı ekmek ve biberli ekmek yapacağım. Arife gününde yapıldığında bütün bayram süresince bozulmadan kalıp gönül rahatlığıyla misafirlerinize ikram edebilirsiniz.

KATIKLI EKMEK

Katıklı ekmek bir çeşit gözleme. Bir kilo un, bir adet yaş maya, bir tatlı kaşığı tuz, bir çay kaşığı şeker, bir yumurta, bir kahve fincanı zeytinyağı, bir bardak süt. Maya ılık sütün içinde eritilir. Derince bir kaba un dökülüp ortası çukur yapılır. Mayalı süt, yumurta, zeytinyağı, şeker konur. Unun üzerine tuz serpilir hamur yoğrulmaya başlanır. Aldığı kadar su koyup yumuşak ele yapışmayan bir hamur yapılır. Kabın üstü peçeteyle veya streçle örtülüp mayalanmaya bırakılır. Dikkat edilmesi gereken kabın üstünü tamamen örtmeyip kenarında biraz açıklık bırakmaktır. Katıklı ekmeğin içi için bir kiloya yakın ıspanak, bir iri soğan, 150 gr beyaz peynir veya lor, bir bardak sıvı yağ, bir kaşık pul biber, bir kaşık karabiber, bir kaşık çörek otu, bir kaşık susam, bir kaşık kekik. Derince bir kabın içine yıkanıp doğranmış ıspanaklar konur üzerine tuz ve doğranmış soğanlar da ilave edilerek elle yoğrulmaya başlanır. Biraz yoğurduktan sonra tüm baharatlar peynir ve yağ ilave edilerek karıştırılır.

Şimdi bize gereken bir teflon tava veya sac, oklava ve kaşık. Mayalanan hamurdan tavamızın veya sacımızın genişliğine göre  hamur bezeleri yaparız. Benim tavam 26 cm o yüzden ben cevizden büyük mandalinadan küçük bezeler yapıyorum. Bezeyi oklavayla açıp arasına harcını yayıp tekrar açtığım bir bezeyle kapatıp kısık ateşte kızan yağsız tavada arkasını önünü gözleme gibi pişirip tepsiye alıyorum. Hamur bitene kadar katıklı ekmekleri yapmaya devam ediyorum. Burada dikkat edilmesi gereken yufkaların ince olması bir de iç harcı biraz yağlı olursa daha lezzetli olur. 

MANTI ÇORBASI

Bugün yemek tarifi vermedim. Bayramın ilk günü misafirleri de doyurabilecek bol acılı kuru fasulye pilav, ayran veya turşu, karışık yaz sebzeleriyle harmanlanmış güveç, aynı şekilde ince uzun doğranmış kabak, havuç, kırmızı, yeşil biber, soğan, sarımsakla kavrulan sebzeli tavuk, bulgur pilavı, çoban salata, zeytinyağlı yaprak sarma gibi kalabalığa yaza uygun ağır olmayan her evin kendi bütçesine göre yemekler olabilir. Sadece sofraların olmazsa olmazı bir çorba tarifiyle yetineceğim.

Mantı çorbası: Bir buçuk bardak mantı kendi yaptığınız veya hazır alınmış olabilir fark etmez. Bir bardak haşlanmış nohut, sekiz-on diş sarımsak, dört dolu kaşık salça, yarım bardak sıvı yağ, bir tatlı kaşığı pul biber, iki kaşık nane. Salça bir miktar suda eritilip dörtte üçüne su koyduğumuz orta boy tencerenin içine dökülür. Tencerenin altı yakılır salçalı su kaynamaya bırakılır. İri doğranmış sarımsaklar ve nohut suya ilave edilir su kaynamaya başlayınca tuz ve mantı ilave edilerek mantılar pişene kadar kaynatılır. Burada dikkat edilmesi gereken mantıların çok pişmemesidir. Biraz pişmesi yeterlidir. Çünkü sıcak kaldıkça pişmeye devam edecektir. Çorbanın ağırlaşması gerekir eğer ağırlaşmamışsa bir miktar daha salça ilave edin salça yoğunluk sağlayacaktır. Un veya nişasta katmayın. Bir tavada yağı kızdırıp önce naneyi kavurup ateşten aldıktan sonra biberi ilave edip çorbanın üzerine dökün.

Afiyet olsun

Geçmişi özleyerek değil, düşlerimizdeki geleceği yaşayabileceğimiz, keşkelerin olmadığı nice bayramlara..

ÖNCEKİ HABER

Macron, Avrupa’nın ve neoliberalizmin umudu

SONRAKİ HABER

Bakırköy'de patlama: 1 yaralı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...