23 Haziran 2017 11:16

İnsan hakları örgütleri: Yüzlerce kişi işkence gördü!

Diyarbakır’da açıklama yapan insan hakları örgütleri Bölge illerinde sokağa çıkma yasağı ve operasyonlarda 1 milyon 809 bin kişi mağdur edildi.

Paylaş

26 Haziran Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından tüm dünyada “İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü” olarak ilan edilişinin 20. Yılı. Diyarbakır’da İnsan hakları örgütleri işkencenin bilançosunu açıkladı. Bilançoya göre, bölge illerinde yaşanan sokağa çıkma yasakları ve operasyonlarda 1 milyon 809 bin kişi mağdur edildi. 15 aylık zaman dilimi içerisinde sadece bölge illerinde kayıtlara geçen veriler neticesinde 300’ü aşkın kişi işkence gördü. 

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 1997 yılında 26 Haziran’ı işkence görenlerle dayanışma günü olarak ilan etti. Türkiye’de insan hakları örgütleri de her yıl bu tarih öncesinde işkenceye ilişkin bilançoyu açıklıyor. Diyarbakır’da Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Temsilciliği ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi TİHV binasında konuya ilişkin basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Diyarbakır Barosu Başkanı Ahmet Özmen, Diyarbakır Tabip Odası Eş Başkanı Mehmet Şerif Demir, İHD Şube Başkanı Raci Bilici, TİHV Diyarbakır Temsilcisi Barış Yavuz ve çok sayıda insan hakları savunucusu katıldı. 

TİHV Temsilcisi Yavuz burada hazırladıkları raporu açıkladı. Birkaç yıl içerisinde işkence vakalarında artış olduğunu aktaran Yavuz, “Son yıllarda sadece otoriter rejimler ve diktatörlüklerde değil, gelişkin demokrasilerde bile işkence uygulamalarında bir artış gözlemlenmektedir” dedi. Yavuz, rekor düzeye ulaşan korkunç tabloya ilişkin de veriler sundu. 

İŞKENCE GÖZALTINDA, SOKAKTA, HER YERDE...

Yavuz’un açıkladığı TİHV Dokümantasyon Merkezi verilerine göre; sokağa çıkma yasaklarının uygulanmaya başlandığı ilk tarih olan 16 Ağustos 2015 ile 1 Haziran 2017 tarihleri arasında, başta Diyarbakır (127 kez), Mardin (32 kez), Hakkari (20 kez), Şırnak (13 kez), Bitlis (8 kez), Batman (3 kez), Muş (4 kez), Bingöl (5 kez), Dersim (5 kez) ve Elazığ (1 kez) toplam 10 il ve en az 43 ilçede, resmi olarak tespit edilebilen en az 218 süresiz ve gün boyu sokağa çıkma yasağı ilanı gerçekleşti. 

Yavuz, “2014 nüfus sayımına göre söz konusu il ve ilçelerde yaşadığı belirtilen en az 1 milyon 809 bin kişinin bu yasaklar nedeniyle başta yaşam ve sağlık hakkı olmak üzere en temel hakları ciddi bir şekilde ihlal edilmiştir” diye aktardı. Yine 2015 yılının temmuz ayında bölgemizde başlayan çatışmalı süreçte gözaltı mekanlarında, gözaltı mekanları dışında, cezaevlerinde ve toplumsal gösterilerde işkence uygulamaları çok fazla artış olduğunu kaydeden Yavuz, “Örneğin İHD Diyarbakır Şubesinin verilerine göre 2016 yılı ve 2017 yılının ilk 3 ayında, yani toplamda 15 aylık zaman diliminde Doğu ve Güneydoğu Bölgesinde 234 kişi gözaltında, 320 kişi cezaevlerinde, 171 kişi gözaltı yerleri dışında ve 108 kişi de toplumsal gösterilerde işkence gördü. TİHV Diyarbakır Temsilciliği’ne ise 2016 yılı ve 2017 yılının ilk 5 ayında 277 kişi muhtelif yerlerde ve zamanlarda işkence gördükleri gerekçesiyle başvuruda bulundu” dedi. 

HAPİSHANEDE NÜFUS VE HASTA MAHPUSLARDA ARTIŞ

Yine bu dönemde cezaevi nüfusunda görülen artışa paralel olarak tutuklu ve hükümlülere yönelik işkence ve diğer kötü muamele uygulamalarının da artış gösterdiğini ifade eden Yavuz,  bu durumun rekor düzeye ulaştığını söyledi. Yavuz bu verileri de şöyle aktardı: “Cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlü sayısı 2005 yılında 55 bin 870 iken, bu sayı, denetimli serbestlikle ilgili düzenlemelerde yapılan değişikliklerle gerçekleştirilen ‘örtülü OHAL affı’na rağmen, 17 Şubat 2017 itibari ile 209 bin 941’e yükselmiştir.” Hasta mahpusların durumuna ilişkin verilere ilişkin de Yavuz, 22 Haziran 2017 tarihli son İHD verilerine göre cezaevlerinde toplam 357’si’ ağır olmak üzere 1021 hasta mahpus bulunduğunu,  Adalet Bakanlığı’nın verdiği bilgilere göre ise,  2017 yılı Şubat ayı itibarıyla, Adli Tıp Kurumu raporuyla ağır ve sürekli hastalığı belgelenen tutuklu ve hükümlü sayısının 841’e ulaştığını bildirdi. 

‘KAYGILIYIZ; OHAL BİR AN ÖNCE KALDIRILMALIDIR’

Kadınlara ve LGBTİ bireylere yönelik eril şiddetin de yaygınlaşarak devam ettiğini aktaran Yavuz, “Ülkemizde işkencenin bu boyutta olmasının temel nedeni işkence yasağının mutlak niteliği ile bağdaşmayan çok ciddi bir cezasızlık kültürünün varlığıdır. Cezasızlığın bir devlet politikası olması ve her düzeyden devlet ve hükümet yetkilisinin, işkenceyi meşrulaştırıcı söylem ve davranışları bu kültürün güçlenmesine neden olmaktadır” dedi. 

Sonuç kısmında Yavuz, Bu tablodan üzüntü ve kaygı duyuyoruz. Elbette bu tablonun oluşumundan insan haklarına saygıyı ve demokrasiyi bir değer olarak kabul etmeyen egemen zihniyetin kendisi doğrudan sorumludur. Bu zihniyet er ya da geç mutlaka değişmelidir”dedi. Yavuz, OHAL’in de bir an önce kaldırılması gerektiğini söyledi. (Diyarbakır/EVRENSEL)
 

ÖNCEKİ HABER

Kader Kaya cinayeti davasında sanık: Yanımda kimse yoktu 

SONRAKİ HABER

Avustralya’dan, Türkiye'ye Gülmen ve Özakça çağrısı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...