19 Haziran 2017 10:24

Brexit için AB'nin yol haritası kabul edildi

İngiltere'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğinden ayrılmasıyla (Brexit) ilgili AB'nin önerdiği yol haritası kabul edildi.

Paylaş

Brüksel'de bugün başlayan Brexit görüşmelerinin ilk gününde, Britanya'nın temsilcisi Davis, AB'nin teklif ettiği ayrılma programını kabul etti.

Britanya'nın Avrupa Birliği'nden çıkış müzakerelerindeki temsilcisi David Davis, Brexit müzakerelerinin ilk gününde, AB'nin öne sürdüğü zaman çizelgesini kabul etti.

Avrupa Birliği'nin Başmüzakerecisi Michel Barnier, İngiliz tarafının Brexit Sekreteri David Davis'le görüşmelerinde, “iki aşamalı” ayrılma konusunda uzlaştıklarını açıkladı.

Buna göre, İngiltere'nin istediği “yeni ticari anlaşmalar” konusu, İngiltere'nin AB'den çıkışıyla ilgili detaylar üzerinde uzlaşıldıktan sonra görüşülmeye başlanacak.

Davis daha önce, iki sürecin sırayla değil, aynı anda yürütülmesi konusunda ısrarcıydı. Ancak bugünkü basın toplantısında Barnier, “İlk önce Britanya'nın düzenli bir şekilde çekilmesini tartışmanın mantıklı olduğu” konusunda uzlaşıldığını ifade etti.

Görüşmelerin Mart 2019'da tamamlanması öngörülüyor. İngiltere, 29 Mart 2017'de AB'ye yazdığı mektupla üyelikten ayrılmayı düzenleyen 50'nci maddeyi işletmeye başladı. Bu da, anlaşma olsun olmasın İngiltere'nin 29 Mart 2019'da AB üyeliğinden ayrılacağı anlamına geliyor. Mevcut durum Brexit müzakerelerini bir bakıma zamana karşı yarışa dönüştürüyor. AB, sürecin ana hatlarını belirlemiş ve kırmızı çizgilerini çekmiş olsa da, İngiltere masaya siyaseten oldukça sıkıntılı bir dönemde oturuyor.

MAY'İN ELİ RAHAT DEĞİL

Bu sıkıntıların başında Haziran ayı başında yapılan seçimlerden bu yana henüz yeni hükümet kurulamamış olması geliyor.
İngiltere Başbakanı Theresa May, AB'den çıkış için varılacak olası bir anlaşmanın parlamentoya sunulması durumunda sandalye sayısını artırarak, bu oylamada elini rahatlatmak amacıyla, erken seçim çağrısı yapmıştı.

Ancak birçoklarına göre 'siyasi bir kumar' olan bu erken seçimde, May'in önderliğindeki Muhafazakarlar parlamentoda çoğunluğu kaybetti.

Ayrıca ana muhalefetteki İşçi Partisi de hem oy oranını hem de sandalye sayısını artırmayı başardı.

May, Kuzey İrlanda'daki Demokratik Birlik Partisi'nin (DUP) desteği ile bir hükümet kuracaklarını açıklamıştı. Ancak yeni hükümet üzerinde nihai anlaşma henüz sağlanmış değil.

Hükümet kurma çalışmaları devam ederken, İngiltere'nin başkenti Londra'da bulunan 24 katlı bir binada onlarca kişinin hayatını kaybettiği yangın ve sonrasında doğan tepkiler de May'i zor durumda bırakan bir diğer gelişme.

Londra'nın en lüks semtlerinden birinde yoksulların yaşadığı bu sosyal konutta yaşanan yangının ardından hükümetin ilgisiz davrandığı ve mağdurlara yardım etmekte geç kaldığı gerekçesiyle duyulan öfke sokağa taştı ve May'e istifa çağrıları yapılmaya başlandı.

Yalnızca yangında mağdur olanlar ve muhalefet değil, muhafazakarlara yakınlığıyla bilinen bazı siyasi uzmanlar ve yayın organları da May'le yola devam edilmesinin Muhafazakar Parti'ye zarar vereceğini söylüyor.

Yine de taraflar, geçen hafta içerisinde yaptıkları ortak açıklamayla, görüşmeleri başlatmayı ertelememe ve planlandığı şekilde devam etmeye karar verdiklerini söyledi.

Independent'ta geçen hafta içerisinde yayınlanan bir haberde, AB'nin müzakerelerin açılışıyla ilgili pozisyon belgesinin Londra'ya ulaşmasına karşın, İngiltere'nin henüz kendi belgesini göndermediği belirtildi.

MÜZAKERELER ÜÇ AŞAMADA YAPILACAK

AB, Brexit müzakerelerinin sırayla ve üç aşamada yapılmasını planlıyor. AB bu üç aşamayı 'geri çekilme, ilişkilerin geleceği ve geçiş dönemi' olarak tanımlıyor.

Avrupa Komisyonu geçen hafta içerisinde yaptığı açıklamada, 'Müzakerelere sıralı yaklaşımımız çerçevesinde, görüşmelerin siyasi düzeydeki açılışı vatandaş hakları, mali anlaşma ve Kuzey İrlanda sınırı ile diğer sınır konularına odaklanacak' dedi.

İngiliz Brexit Bakanlığı Sözcüsü ise müzakerelere yaklaşımlarının 'çok net' olduğunu belirterek, "50'nci madde için yazdığımız mektupta da belirttiğimiz üzere geri çekilme anlaşması ile ilişkilerin geleceğine dair düzenleme üzerinde mutlaka eşzamanlı bir anlaşmaya varılmalıdır. Geri çekilme sürecinin ilişkilerin geleceği hesaba katılmadan tamamlanamayacağına inanıyoruz" demişti.

BİRİNCİ AŞAMA - GERİ ÇEKİLME

Görüşmeyle birlikte bu aşamanın da başlatılması öngörülüyor. Bu aşamada birbirinden zorlu konular ele alınacak.

AB üyeliğinden ayrılmanın 50'inci maddede öngörülen iki yıllık süre içerisinde tamamlanması için bu aşamanın da altı ay sürmesi ve Aralık 2017'de tamamlanmış olması amaçlanıyor.

Bu aşamada en zorlu üç temel konunun da ele alınması ve sonuca ulaştırılması planlanıyor:

'Boşanma faturası' olarak da adlandırılan İngiltere'nin AB'den çıkışının mali boyutu ile ilgili şu ana kadar ortaya farklı rakamlar atıldı.

AB, ilk etapta bu faturanın 60 milyar euro civarında olacağını söyledi. Ancak son olarak adının açıklanmaması kaydıyla AFP'ye konuşan bir AB yetkilisi, bunun 100 milyar euroya kadar çıkabileceğini belirtti.

Ancak, AB'nin de İngiltere'ye yönelik mali taahhütleri, yapacağı ödemeler ve ortak varlıklarda gidilecek mahsuplaşma sonucu bu maliyetin düşmesi bekleniyor.

İkinci konu, yani AB'de yaşayan İngiltere ve İngiltere'de yaşayan AB vatandaşlarının Brexit sonrası statüleri ve hakları konusu, yaklaşık 4 milyon kişiyi ilgilendiriyor.

AB, mevcut statünün kazanılmış hak olduğunu ve devam etmesi gerektiğini savunuyor.

İngiltere Başbakanı May ise bu konuyla ilgili olarak daha önceki açıklamalarında 'cömert bir teklif' sunacaklarını ve 'karşılıklılık ilkesinin' temel alınacağını söylemişti. Bir başka deyişle, May, herhangi bir taahhütte bulunmadan önce AB'nin birlik içinde yaşayan İngiltere vatandaşları için yapacağı teklifi görmek ve buna göre harekete geçmek istediğinin sinyallerini vermişti.

May, AB'den gelen göçü kontrol altına alacak şekilde Ortak Pazar ve Gümrük Birliği'nden çıkılmasını öngören 'sert çıkış' (hard Brexit) stratejisi benimseyeceklerini açıklamıştı.

Üçüncü konu da sınır düzenlemeleri... Seçim öncesinde diğer iki konuya kıyasla nispeten daha az zorlu geçmesi beklenen bu mesele de artık DUP'nin yeni hükümetin kurulmasında önemli rol oynayacak olmasından dolayı daha sıkıntılı bir hal aldı.

Hem AB hem de İngiliz hükümeti, Kuzey İrlanda ile İrlanda arasında sınırın yeniden çekilmesi ve pasaport kontrolü gibi düzenlemelerin sıkılaştırılmasını istemediklerini söylemişti.

Ancak Brexit'in güçlü destekçilerinden biri olan DUP, Kuzey İrlanda'ya herhangi bir 'özel statü' verilmesine karşı çıkıyor.

Birçokları tarafından müzakerelerin en zorlu aşaması olması bekleniyor. Bu aşama için öngörülen sürecin Ocak 2018'de başlaması ve Haziran 2018'de tamamlanması yönünde.

AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, görüşmelerin 'zorlu, karmaşık ve zaman zaman çekişmeli' geçeceğini söylüyor.

Ancak her iki taraf da görüşmelerin 'yapıcı' olacağını belirterek, ileriye dönük bir ticaret anlaşmasının da müzakere edilmesini umduklarını ifade ediyor.

İlişkilerin geleceğinde önemli olan bir diğer konu da İngiltere finans sektörünün Brexit sonrası durumu. Halihazırda bir dizi önemli banka, Brexit sonrası AB vatandaşlarının çalışma haklarının ortadan kaldırılması durumunda operasyonlarını başka yerlere taşımak zorunda kalacağı uyarısı yaptı.

Çalışma izni hakkının ortadan kaldırılmasının İngiltere'nin finansal sektörüne 38 milyar euro maliyet, Hazine'ye 10 milyar euro kayıp ve 75 bin de istihdam kaybı yaratacağı hesaplanıyor.

ÜÇÜNCÜ AŞAMA - GEÇİŞ DÖNEMİ

Takvim açısından en uzun ve teknik detaylar nedeniyle en karmaşık olması beklenen bu süreç, bir bakıma en esnek zaman dilimine de sahip.

AB, Ekim ya da Kasım 2018 gibi ilk aşamadaki zorlu konular üzerinde bir anlaşmaya varılmasını, böylece hem Avrupa Parlamentosu hem de İngiltere Parlamentosu tarafından onaylanması için yeterli zamana sahip olmayı umuyor.

AB'nin hazırladığı taslak müzakere çerçevesinde, 'geçiş dönemi anlaşmalarının' Mart 2019'da olması beklenen üyelikten ayrılma tarihi ile serbest ticaret anlaşmasının sonuçlandırılması arasında tamamlanabileceği öngörülüyor.

AB ayrıca, geçiş döneminde İngiltere'nin bütçe katkıları ve yargı denetimi gibi alanlardaki Birlik düzenlemelerine uyum göstermesini de istiyor.

Geçiş döneminde İngiltere'nin yaptığı düzenlemeleri Avrupa Adalet Divanı başta olmak üzere AB yargı kurumlarına sunması da gündeme gelebilir.

Başbakan May ise sürecin daha hızlı ilerlemesi amacıyla Avrupa mahkemelerinin rolüyle ilgili 'erken aşamalarda bir anlaşmaya' varılması gerektiğini söylüyor. (DIŞ HABERLER)
 

ÖNCEKİ HABER

Sushi için İDO’dan açıklama: Olayın takipçisi olacağız

SONRAKİ HABER

Çipras'tan asker iadesi yanıtı: Yargıya saygı duyulmalı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...