17 Şubat 2011 20:14

Seçimler yaklaşıyor... Kadınlar ne diyor?

AKP Hükümeti 8 senedir ülkeyi yönetiyor. Eğitimde, sağlıkta, ekonomide pek çok değişiklik yaptı. AKP’nin politikaları emekçilerin hayatını fazlaca etkiledi. Belki de en çok çocuklarını okula gönderen, hastane kuyruklarında bekleyen, asgari ücretle ev geçindirmeye çalışan, her gün tencere kaynatmaya

Seçimler yaklaşıyor... Kadınlar ne diyor?
Paylaş
Özlem Temena

AKP Hükümeti 8 senedir ülkeyi yönetiyor. Eğitimde, sağlıkta, ekonomide pek çok değişiklik yaptı. AKP’nin politikaları emekçilerin hayatını fazlaca etkiledi. Belki de en çok çocuklarını okula gönderen, hastane kuyruklarında bekleyen, asgari ücretle ev geçindirmeye çalışan, her gün tencere kaynatmaya çalışan, ama zamlar yüzünden her gün daha kötü koşullarda yaşamak zorunda kalan kadınları etkiledi.
Türkiye yeni bir seçim sürecine girdi. Siyasi partiler meydanlara çıkıp halka vaatlerini açıklayacak. Bundan sonra seçim meydanlarında, radyolarda, televizyonlarda, gazetelerde siyasetçilerin “Beni seçerseniz...” ile başlayan propagandalarını dinleyeceğiz. Ama hiçbiri bize sorunlarımızı nasıl çözeceğimizi anlatmayacak.
Biz, “Ekmek ve Gül” olarak Ankara’nın Sincan ilçesinde bulunan Oğuzlar Mahallesi’ndeki kadınlarla yaklaşan seçimleri tartıştık. Yaşamlarını, sorunlarını konuştuk, gelecekten neler beklediklerini sorduk.

AKP hükümeti eğitimde, sağlıkta, emeklilikte ve hayatımızın pek çok alanında olumlu değişiklikler yaptığını söylüyor. Bunlar sizin hayatınıza nasıl yansıdı?
Sabiha Çakmak: Ben emekli memurum, üç aydan üç aya maaş alıyorum, fakat aldığım maaşı nereye yatıracağımı bilmiyorum. Yol parası ve sağlık harcamalarına maaşımın yarısı gidiyor. Hastanelere gittiğimizde hiç para ödemiyoruz gibi geliyor, maaşımızı aldığımızda katkı payı, ilaç payı adı altında kesintiler yapılmış oluyor.
Perihan Karagözlü: Ben ev hanımıyım, iki çocuğum var, geleceğe korkuyla bakıyorum. Çocuklarımızı çok zor okutuyoruz. Ülkemizde gıda çok pahalı, asgari ücret çok düşük, eğitim çok pahalı, çocuklarımızı dershanelere göndermek zorundayız. Gönderemediğimiz zaman sınavları kazanamıyorlar. Sağlığın durumu daha da içler acısı. Katkı payları ve ilaçlardan paralar kesiliyor. Ak Parti malesef “ak bir politika” izlemiyor. Zengini daha da zengin yapıyor.
Rukiye Sakçak: Ben ev hanımıyım. Eşim emekli. Maaş çok düşük, elimize geçer geçmez faturalara yatırıyoruz ve bitiyor. Marketlere gittiğimizde istediğimiz hiçbir şeyi alamıyoruz. Bir domatesin fiyatının düşmesiyle enflasyon mu düşüyor? Devlet biraz gencini, işçisini, emeklisini düşünerek hareket etsin. İşsizlik çok fazla. Çocuklarımızı dişimizden tırnağımızdan artırarak okutuyoruz, ama onlar da mezun olunca iş bulamıyor. Bunlar Türkiye’nin büyük sorunları.
Sündüz Kaya: Oğlum üniversite mezunu ama uzun süredir işsiz. Ben 6 sene okuttum oğlumu, borç yaptım. Şimdi iş bulamadığı için bunalımda. Bir yerde büyüğümüz, dayımız olmadığı için iş bulamıyoruz ona.
Leman Eriktaş: Başbakan, emekli maaşlarıyla şu kadar makarna, şu kadar ekmek alınabiliyor diye açıklama yapıyor. Bu emekliler sadece makarna ve ekmekle mi beslenecek? Bir kilo et alamayacak mı? Sürekli 8 yıl önce verdiği maaşla şimdi verdiğini kıyaslıyor. Ne verdi ki ne alıyor? Kendileri 10-12 bin TL alıyorlar ve geçinemediklerini söylüyorlar. Biz nasıl geçinelim? Kendileri özel uçaklarla, bizim paramızla geziyorlar. Hem Müslümanlıktan bahsediyor. Kafasını yastığa nasıl koyuyor, bunları hiç düşünmüyor mu?
Hatice Naval: Ben dulum, beyimden maaş alıyorum. Emekli maaşından daha az bizimki, 600 TL alıyorum. O parayla ben ne yapayım? Bunun hani kirası, yağı, tuzu, biberi? Çocuk okutanlar ne yapsın? Ölsem kefen param yok. En azından emeklilerin yıllık yakıt masraflarını versin. Aç kalsak da ısınalım.
Yüksel: Eşim asgari ücret alıyor. Enflasyon düştü diyorlar ama geçen markete gittim, yağ 16 lira, alamadan geri geldim. Okuyan çocuğun olunca daha zor. Okula gidiyorsun, hocalar para istemek zorunda kalıyor. Aidat demiyorlar, bağış diyorlar. Versen mi vermesen mi bilemiyorsun? Devlet buna biraz para ayırsın.

Yeni bir seçim dönemine girdik artık. Siyasi partiler meydanlara çıkıp vaatler verecek. Sizler seçimlerden neler bekliyorsunuz?
Sabiha Çakmak: Şimdi gelecekler oy isteyecekler, vaatlerini açıklayacaklar. Ne kadar gerçek olup olmadığını düşünmek lazım. Şimdi bir kaynak tartışması ortaya çıkardılar. Ülkemizin kaynakları zengin, yeter ki doğru kullanalım. Yolsuzluklar da olmasın. Bir seçim barajı var. Keşke bu seçim barajı düşürülse de tüm kesimler kendilerini temsil etme olanağı bulabilseler.
Rukiye Sakçak: Partilerden kim gelirse önce verdiği sözlerinde dursunlar. Kapı kapı dolaşıp hiçbir şey dağıtmasınlar. O dağıttıkları milli servetimiz. Sadece bu hükümet döneminde de değil hepsi dağıtıyor. Özgür olsun insanlar, yiyeceğe, içeceğe oyunu satmasın. Otuz senedir oy veriyorum, hiç vaatlerin yerine getirildiğini görmedim. Tutamayacakları vaatler de vermesinler. Yeni iş sahaları açsınlar, gençlerimize iş versinler.
Hatice Naval: Çok dürüst ve doğru bir iktidar istiyoruz. Emekçiyi koruyan, gözeten, gelir kaynaklarımızı dışarıya vermeyen, ayrımcılık yapmayan bir iktidar istiyoruz. Eğitim parasız olsun. Ulaşım çok pahalı. Sağlık düzenli olsun, sıra olmasın istiyoruz. Her yerde para alıyorlar. Yazılı reçeteye bile para alıyorlar. Bu devlet bizi kandırıyor. Sana zam verdim diyor, senin sağlığını, emekçiyi gözetiyorum diyor, ama öyle değil.

ÖNCEKİ HABER

Savaşın hakikatleriyle yüzleşmek barış için adım atmak olur

SONRAKİ HABER

05 Şubat 2011

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...