Esenyurt'ta emekçiler 15-16 Haziran Büyük Direnişi'ni andı

Esenyurt'ta, Türk-İş, DİSK, Hak-İş ve KESK'e üye emekçiler, 1970 yılında yaşanan 15-16 Haziran Direnişi anmasında, kıdem hakkı için bir araya geldi.

17 Haziran 2017 11:58
Paylaş

Türk İş, DİSK, Hak-İş ve KESK’e bağlı sendikaların üyeleri, 15-16 Haziran direnişinin yıl dönümü nedeniyle Esenyurt’ta bir araya geldi. Kıdem tazminatını gasbettirmeyeceklerini vurgulayan sendikalar, 15-16 Haziran ruhuyla bir araya gelme çağrısı yaptı. 

Türk-İş’e bağlı Deriteks Avrupa Temsilciliği, Belediye-İş İstanbul 1 ve 2 No’lu Şube ve TÜMTİS İstanbul 1 No’lu Şube, Hak-İş’e bağlı Liman-İş, DİSK’e bağlı Gıda-İş, Cam Keramik-İş ve Dev Yapı İş, KESK’e bağlı Eğitim Sen İstanbul 7 No’lu Şubelerin öncülüğünde Esencan Hastanesi önünde toplanan işçi ve emekçiler Esenyurt Meydanı’na yürüdü. "Kıdem tazminatımızı ve kazanılmış haklarımızı gasbettirmeyeceğiz" diyen sendikalar, 15-16 Haziran direniş ruhuyla birlik vurgusu yaptılar. Yüzlerce işçi ve emekçinin katıldığı, oldukça coşkulu geçen eylemde sık sık "Kıdeme uzanan eller kırılır" sloganı atıldı. 

‘ÖRGÜTLÜ, ÖRGÜTSÜZ DEMEDEN BİRLEŞMELİYİZ’

Eylemde ilk sözü alan Cam Keramik-İş Genel Başkanı Birol Sarıkaş, “Hükümet herkes alamadığı için kıdem tazminatını fona devretmek istediğini söylüyor. Eğer gerçekten herkesin tazminat almasını istiyorsa, küçük bir düzenleme ile, 1 gün dahi çalışan herkesin tazminat almasını sağlayabilir. Ama bunların amacı başka. Bu yüzden sendikalarla dahi paylaşmıyorlar” dedi. Kıdem tazminatının işçinin iş güvencesi olduğunu belirten Sarıkaş, “Bizden öncekiler nasıl bu hakkı bize miras bıraktılarsa bizim de çocuklarımıza miras bırakmamız lazım. Örgütlü, örgütsüz demeden bir araya gelerek mücadele etmemiz gerekiyor” diye konuştu.

'15-16 HAZİRAN NE YAPMAMIZ GEREKTİĞİNİN YANITI'

Daha sonra söz alan Belediye-İş 2 No’lu Şube Başkanı Erol Özdemir, “Bugün 8 saatlik çalışma düzeni, fazla mesai ücreti, sendikalı ve toplu iş sözleşmeli çalışma yaşamı, sigorta ve emeklilik, kıdem tazminatı gibi kullandığımız tüm haklar, işçi sınıfının mücadelesi ile elde edilmiş kazanımlardır. Yasalarda yer alan hiçbir hak kapitalizmin lütfu değil, işçi sınıfının mücadele ederek elde ettiği kazanımlardır. Tüm bu kazanımların elde edilmesinde dünya işçi sınıfı ile birilikte Türkiye işçi sınıfının da birçok şanlı direnişi, mücadelesi tarih sayfalarında yerini almıştır” dedi. Bundan 47 yıl önce gerçekleşen 15-16 Haziran direnişinin de bu mücadele örneklerinden biri olduğunu söyleyen Özdemir, “Tıpkı 1900’lü yılların başında dokuma işçilerinin Bursa’da başlattığı 8 saat çalışma günü direnişi gibi, tıpkı Kavel işçilerinin hakları için sürdürdüğü direniş ve grev hakkının yasallaşması gibi ve tıpkı 1977 1 Mayıs'ı gibi 15-16 Haziran da işçi sınıfının sendikal bürokrasi ve sermayeye karşı önemli kazanımlarla dolu mücadele örneklerindendir” şeklinde konuştu. İşçiler birliklerini koruduğunda kazanılmış haklarına hiçbir gücün el uzatamayacağını söyleyen Özdemir, “15-16 Haziran direnişi, aynı zamanda bugün karşı karşıya olduğumuz saldırılara baktığımızda ne yapmamız gerektiğinin yanıtıdır” dedi. 

‘KIDEM GİDERSE İŞ GÜVENCESİ DE GİDER’

Mücadele sonucu kazanılan hakların uygulanamaz hale getirildiğini söyleyen Özdemir, “Sendikalaşma hakkı işçilerin ellerinden alınmakta, grev diyen işçilerin grev hakları yasaklarla askıya alınmaktadır. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası, sorgusuz-sualsiz, yargısız infaz zihniyeti ile KHK’lerle binlerce emekçi ekmeğini kaybetmekte ve fiili mücadele dışında bütün hukuk yolları kendilerine kapatılmaktadır. Bu adaletsizliğin sembolü haline gelen Nuriye ve Semih Öğretmen, 100 günden fazladır açlık grevinde, canları pahasına hak mücadelesi vermektedir. Son olarak da en önemli kazanımımız olan, iş güvencemiz olan kıdem tazminatı hakkımız, bugün ‘Fona devredeceğiz, garanti altına alacağız’ yalanıyla yok edilmek isteniyor. İşverenler işçileri daha rahat işten çıkarabilsin ve özellikle sendikalaşma mücadeleleri daha rahat engellensin, hak arayışında bulunan her işçi şartsız, kuralsız, cezasız kapı önüne konsun diye bu adım atılmaya çalışılıyor” dedi.

SENDİKALARA ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISI

İşçi sınıfının en temel haklarından biri olan kıdem tazminatı ile birlikte iş güvencesi ve örgütlülüğüne de bir saldırı gerçekleştirilmek istendiğini söyleyen Belediye-İş 2 No’lu Şube Başkanı Erol Özdemir, “Kıdem hakkı gasbedilemez. Bu hakkımızın yanlış bilgilerle, kafa karıştırarak yok edilmesine izin vermemek için bir araya geldik. Farklı konfederasyonlardan sendikalar ve işçiler olarak bugün izlenmesi gereken yolun ayrışmak değil bir arada ortak mücadele etmekten geçtiğini düşünüyoruz. En temel haklarımıza dönük saldırıların ancak kitlesel ve birlikte mücadele ile aşılacağına inanıyoruz” diye konuştu.

‘SENDİKALAR TABANI BİRLEŞTİRMELİ’

Birlik çağrısı yapan Özdemir şöyle devam etti: Bu nedenle bugün bir aradayız, yan yanayız ve bu ilk adımımızı daha da büyüterek ilerletmek için tüm işçi kardeşlerimizi örgütlenmeye ve mücadeleye çağırıyoruz. Kıdem tazminatı için sendikalarımızı da ‘Kırmızı çizgimizdir, dokundurtmayız’ söyleminin ötesinde, tabanda işçi sınıfını birleştirmeye ve ortak mücadele zeminlerini yaratmaya çağırıyoruz. Gün, tarihimizden öğrenme günüdür. Gün, kazandığımız haklarımızı gasbettirmemek için birlikte mücadele etme günüdür. Bu nedenle bir kez daha diyoruz ki 15-16 Haziran ruhuyla kıdem tazminatı için ortak mücadele hepimizin görevidir.” (İstanbul/EVRENSEL)

Reklam
ÖNCEKİ HABER

KESK Ankara Şubeler Platformu, AİHM'e tepki gösterdi

SONRAKİ HABER

El Cezire’ye Twitter’dan da ambargo

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...