Cenevre için 2 kritik görüşme

Birleşmiş Milletler ve Arap Birliği Özel Temsilcisi Kofi Annan, Şam’da bir araya geldiği Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la görüşmelerinin “yapıcı ve samimi” olduğunu söyledi. Annan, cumartesi günü yaptığı açıklamada, uluslararası toplumun tırmanan şiddete siyasi çözüm bulma çabalarının başarılı olmadığını itiraf etmişti. Annan’ın barış planı çerçevesinde ateşkesin nisan ayı ortasında başlaması gerekiyordu. Esad da, yabancı ülkelerin “teröristlere” silah ve siyasi destek sağlamasının barış planının önündeki engellerden biri olduğunu dile getirmişti.

Esad ve Annan bir araya gelirken, Suriyeli “muhalifler” ise güvenlik güçlerinin Deyr el Zor, Dera, Humus, Halep ve Şam’da ateş açtığını, pazar günkü çatışmalarda da çoğu sivil 100’den fazla kişinin öldüğünü iddia etti.

Esad ve Annan’ın pazartesi günkü görüşmesinin ardından, Annan’ın ifadelerine Twitter hesabında yer veren Suriye Dışişleri Bakanı Sözcüsü Cihad el Makdissi, görüşmelerin “yapıcı ve iyi” olduğunu duyurdu. Makdissi, görüşmelerin Annan’ın altı maddelik barış planının uygulanması üzerine yoğunlaştığını ifade etti.

SURİYE EYLEM GRUBU

Makdissi, Annan ve Esad’ın, Cenevre’de bir araya gelen Suriye Eylem Grubunun ulusal diyalog ve krize siyasi çözüm bulunması için önemli bir adım olduğu konusunda fikir birliğine vardığını dile getirdi. Eylem Grubu, tüm taraflara silahlı şiddete son verilmesi ve Annan barış planının derhal uygulanması çağrısı yaptı.

Grup ayrıca, karşılıklı rıza temelinde muhalifler ve Esad rejimine bağlı yetkililerin bir araya geleceği geçiş hükümeti kurulması çağrısında bulundu.

ULUSAL GEÇİŞ HÜKÜMETİ PLANI

Cenevre’de 30 Haziranda toplanan Suriye konferansına BM Daimi üyeleri (Rusya, ABD, Çin, Fransa, İngiltere), Türkiye, Irak, Kuveyt ve Katar Dışişleri Bakanları katılmıştı. BM Güvenlik Konseyi Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan’ın önerisi doğrultusunda muhalefet ve iktidarın yer aldığı “Ulusal Geçiş Hükümeti” kurulması yönünde karar alınmıştı.

Paris’te gerçekleşen 100’den fazla ülkenin katıldığı “Suriye Halkının Dostları” zirvesinde ise Rusya ve Çin’e sert eleştiriler yöneltildi.

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Suriye Lideri Beşar Esad rejimine destek veren Rusya ve Çin’in bedel ödemesi gerektiğini savunurken, Moskova Paris toplantısını “gayriahlaki” olarak değerlendirmişti. (DIŞ HABERLER)

SURİYELİ MUHALİFLER RUSYA'DAYDI

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Suriye muhalefetinden Michel Kilo ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Lavrov, Suriye’de artan şiddetin iktidar ve muhalefet arasında diyaloğa engel olduğunu söyledi. Suriye’de şiddetin durması ve bir an önce siyasi diyaloğun başlaması gerektiğini ifade eden Rus bakan, “Rusya, Suriye hükümeti ve farklı muhalif gruplarla görüşerek Kofi Annan planını uygulamaya çalışan ülkelerden biri. Bu, Cenevre’de sağladığımız anlaşmanın uygulanmasına önemli bir şans veriyor” değerlendirmesinde bulundu. Moskova’nın şiddete son verilmesi ve taraflar arasında diyaloğun başlatılmasını önerdiğini ifade eden Rusya Dışişleri Bakanı, geçen haftalarda Cenevre’de sağlanan anlaşmanın uygulanması çağrısı yaptı. Lavrov, Kilo’ya vatansever bir isim olarak gördüklerini, çalışmalarının sürece katkı sağlamasını umduklarını vurguladı.

Rusya’nın daveti nedeniyle teşekkür eden Kilo da, “Rusya Suriye’nin stratejik partneri. Durumun normalleşmesi hem muhalefetin hem de Rusya’nın çıkarına. Maalesef rejim taleplerimize cevap vermiyor. Bize halkı temsil etmediğimizi söylüyorlar” eleştirisi getirdi. Kilo, Suriye’nin uluslararası çatışmaların bir meydanı haline geldiğine de işaret etti. (DIŞ HABERLER)

CLINTON’DAN ‘FECİ’ BİR AÇIKLAMA DAHA

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Suriye konusunda sert açıklamalarını sürdürüyor.
BM Özel Temsilcisi Kofi Annan’ın Şam’da yaptığı temasların arifesinde Japonya’nın başkenti Tokyo’ya düzenlediği gezi sırasında konuşan Clinton şu ifadeyi kullandı: “Suriye için akan kum saatindeki kum bitmek üzere. Esad rejimini destekleyenlerin, bu rejimin günlerinin sayılı olduğunu anlaması lazım. Şiddetin durup siyasi geçiş sürecinin başlaması ne kadar erken olursa, bu sayede sadece daha az insan ölmez, aynı zamanda Suriye devletini yalnızca ülke değil, bölge için de tehlikeli olabilecek feci bir saldırıdan kurtarma şansı doğabilir.” (DIŞ HABERLER)