14 Haziran 2017 00:41

Tarım işçisi çocukların düşleri ve özlemleri sergilendi

Demirkuş Sanat ve Sosyal Proje Araştırmaları Derneği’nin tarım işçisi çocuklar ile gerçekleştirdiği 'Durgun Düşler' sergisi gösterildi.

Paylaş

Volkan PEKAL
Adana

Kendini ifade edemeyen tüm farklılıklara kendini ifade edebilme imkanı sunmak amacıyla yola çıkan Demirkuş Sanat ve Sosyal Proje Araştırmaları Derneği’nin Adana, Tuzla'da tarım işçisi çocuklar ile gerçekleştirdiği drama, fotoğraf, ebru ve oyun çalışmalarından oluşan “Durgun Düşler” sergisi Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi'nde gösterildi. Çocuk işçilikle mücadele gününde sergilenen ürünlerde 10-13 yaş arası çocuklar kendi dünyalarını resim, ebru ve drama ile ifade ettiler. 

Kendini ifade etme fırsatı bulamayan tüm sosyal gruplara ifade alanı yaratmak için yola çıkan Demirkuş Sanat ve Sosyal Proje Araştırmaları Derneği’nin Adana, Tuzla’da tarım işçisi çocuklar ve aileleri ile gerçekleştirdiği drama, fotoğraf, ebru ve oyun çalışmalarından oluşan “Durgun Düşler” sergisi Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi'nde halkla buluştu. 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Gününde sergilenen ürünlerde çeşitli yaş gruplarından çocuklar resim, ebru ve drama üzerinden kendi dünyalarını anlattılar. 

Etkinliğe dair konuştuğumuz Proje Yürütücüsü Ferzan Özyaşar, bu proje ile mülksüz tarım işçilerinin ve çocuk işçilerin görünmez emeklerini görünür hale getirmeyi amaçladıklarını ifade ederek proje hakkındaki sorularımızı yanıtladı: 

Çalışma hakkında Biraz bilgi verebilir misiniz? Hangi yaş gruplarıyla neler yaptınız? 

Küçük yaş grubundaki çocuklar gönüllülerle ebru yapıp oyun oynarken, 10-13 yaş grubu ise drama çalışmalarına katıldı. Yaşadıkları yerde tellerle çevrili ve oyun alanı yok. Ancak hava durumunun da izin vermesiyle, çadırların arasında, ailelerin topluca kullandığı açıklığı ve çardağı kullandık çalışmalar süresince. Drama çalışmasında Avjin isminde hayali bir karakter yarattık ve bu karakter üzerinden çocukların kendi yaşamlarından kesitleri yansıtan hikayeler kurmasını istedik. “Avjin köyünden ayrılıyor? Neden olabilir?” sorusu soruldu. Verilen cevaplarda neden olarak tarım işçilerinin yaygın sorunlarından salgın hastalıkları, kan davasını ve silahlı çatışmaları ele almaları çarpıcıydı. Hikayelerde Avjin’in yeni kurduğu hayatta öne çıkan sorun ise dil farklılığı üzerinden yaşanan sosyal dışlanmaydı. Her şeye rağmen tüm çocukların Avjin karakterinin hikaye boyunca okul hayatında başarılı bir şekilde ilerlemesini anlatması ise umut vericiydi.  Hikaye akışının devamında, Avjin’i çocuklardaki umut kıvılcımlarını arttırmak için yurtdışına okumaya gönderdik ve çocuklardan karşılıklı mektuplar yazmalarını istedik. Bu mektuplarda bizi en çok duygulandıran nokta, çocukların birbirlerine olan özlemi ve geri dönerek memleketlerine yararlı olma isteği oldu. Çocukların hayal dünyaları kadar potansiyelleri de geniş aslında.  

Bu çalışma çocuklara neler kattı?

Çalıştığımız çadır alanı Tuzla ortaokuluna yakın olduğu için, çalışmaya katılan çocukların çoğu okula, tarım işçiliği de yapmalarından dolayı pek düzenli olamasa da devam ediyordu. Ancak ilk defa bu tür bir sosyal etkinliğe katıldılar. Sosyal çevreleri son derece kısıtlı ve oyun alanları da yok. 10 yaş altı çocukların genç gönüllülerle bir araya gelip oyun oynaması bile aileler ve çocuklar için ciddi bir değişiklik oldu. Drama çalışmasına katılan daha büyük yaştaki çocuklarda ise bir nevi katarsis etkisi yaratarak, iç dünyalarında sıkışıp kalmış düğümleri çözmelerine yardımdı olmaya çalıştık. Daha ilk günden iletişim ve oyun esnasında birbirlerine zarar vermekten çok kollamayı öğrendiler. Çalışma boyunca çocukların kendine güveni arttı, hem bizimle hem de birbirleriyle daha rahat iletişim kurmaya, kendilerini daha net ve sınırsız şekilde ifade edebilmeye başladılar. 

Çocukların hayatlarındaki en büyük eksiklikleri neler olarak gözlemlediniz çalışma boyunca? 

Yerleşim yerinin fiziki şartları en temel sorun. Çadırlar ne sesi, ne sıcağı, ne soğuğu, ne suyu kesiyor. Özel hayat ta yok, doğru dürüst bir sosyal hayat da. Altyapı ve hijyen zaten yok. Bölgede imar izni olmaması bu konuda kritik öneme sahip. Çocukların çoğu ortaokuldan sonra, daha uzaktaki liseye gidemedikleri için okulu bırakmak zorunda kalıyor. Zaten tarım işçiliği hayatta pek fazla seçenek yaratmadığı için erken evlilikler yaygın, ancak hayatın ufku en fazla bir başka çadıra kadar genişleyebiliyor. Yani kısacası tarım işçiliğinde görünmez emeklerin arkasında yaşanamamış hayatlar yatıyor. 

TARIM İŞÇİSİ ÇOCUKLARIN ‘DURGUN DÜŞLERİ’

Sergide Almanya’da gönüllüler tarafından başlatılan Suriye için barış kuşu projesi kapsamında  Suriye'deki savaşa ve yıkıma dikkat çekmeyi ve  kardeşlik barış ve sevgi mesajları amaçlayan kağıttan turna kuşlarda yer aldı. Turnalar bu sefer tarım işçilerinin hayatının bir parçası haline gelen kamış üzerindeydi. Dünya'nın dört bir yanından gelen barış ve sevgi sözcüklerinin yer aldığı turnalar şehirlerde ve kamplarda kalan mültecilere ulaştırılıyor. 

Sergisi 18 Haziran’a kadar Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde gezilebilir. Proje ile ilgili detaylı bilgi için http://demirkus.org/portfolio-items/durgun-dusler-tarimda-calisan-cocuklar-kendini-ifade-ediyor/

ÖNCEKİ HABER

Dersim Pülümür’de 10ndan Sonra!

SONRAKİ HABER

IŞİD'den, peşmergeye saldırı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...