14 Haziran 2017 00:14

Şuraya umutlu bir fotoğraf bırakalım

KHK ile ihraç edilen eğitim emekçisi Emriye Demirkır, ihraç edilmesi sonrası yaşadıklarını anlattı.

Paylaş

Emriye DEMİRKIR
İhraç edilen Eğitim Emekçisi

Bu satırları yazıp yazmamayı düşündüm...

Günlerdir elim klavyeye gitmiyor, içimden yazmak gelmiyor. Bu yüzden burayı içimden tekrar gelene kadar, askıya almaya karar verdim.
7 şubattan bu yana 122. gün...

İhraç edilmemizin üzerinden 4 ay geçti.

2. dönem bir gün derse girebildim ve bir dönem bensiz kapandı. Bizsiz... Bu yıl 33 bin öğretmen eksikle karne verdi eğitim camiası.
Ben 1.5 yıl boyunca bir dolu yerde fotoğraflarını çektiğim sınıfım 8/A’ya bir slayt gösterimi hazırlayıp öyle uğurlayacaktım onları. 8/E’lerle sarılıp ağlaşacaktık. Bol bol çocuk öpüp güzel dileklerle yollayacaktım onları, geçen yıllardaki gibi ‘Ben bu okulun demirbaşıyım, beni görmeye gelin, unutmayın!’ diyecektim. Bunların hiçbiri olmadı. Olsun.

Hepsinden geçtim bunların, işe iade istediği için, açlık grevi yaptıkları için tutuklanan iki güzel eğitimci var: Nuriye ve Semih. Onlara kalıcı bir zarar gelebileceğinin düşüncesi bana çok ağır geliyor... Hepimiz için oldukça ağır bir bedel ödediler/ödüyorlar... Onları unutmayın...
Üzgün ya da kızgın ifadesine tıklamak, beğenmek ya da paylaşmak, yorum yazmak, tartışmak şu an içimden gelmiyor, çünkü anlam dünyamda silikleşti bunların değeri...

Dedim ya, bu yazıyı yazıp yazmamayı düşündüm... Sizin anlam dünyanıza dokunur mu bilmiyorum.

Tek bir isteğim var listemdeki öğrenci, öğretmen ve velilerden. Yarın bu ülkenin herhangi bir okuluna uğrayacak olanlardan tek bir isteğim var: Bir şey yapın. Ne yapacağınız size kalmış...

Her şeyin bu kadar normal olması tuhaf değil mi? Bir sosyal cinayet işlendi huzurlarınızda. Bir kıyıma tanık oldunuz. Hepiniz oradaydınız ama görmemiş gibi yapıyorsunuz. “Cinayeti kör bir balıkçı gördü, ben gördüm, hiçbiriniz orada yoktunuz” diyor ya şarkı. Öyle.

Öğretmen arkadaşlarım; takdirlerden teşekkürlerden 90 üstü ortalamalardan çok iyi insanlara ihtiyaç olduğunu söyleyin çocuklara. Eşitliğe, özgürlüğe, adalete inanan çocuklar... Sevgili veliler; paranın kaybedilince tekrar kazanılabileceğini ama insanın değerlerini kaybetmemesi gerektiğini öğretin çocuklara.

Ve siz sevgili çocuklar; size her sarılıp öptüğümde, kendi çocukluğumun yaralarını sardım ben... Bende ne eksikse çocukken onu vermeye çabaladım size... Ne kadar başardım bilmiyorum...

İnsan olayları çok sonradan anlamlandırır bazen... Ortaokulda bizim kasabaya, Gümüldür’e, İzmir’den gelen bir matematik hocamız vardı. Recai’nin sesi güzeldi. Dersin son dakikalarında Livaneli’den “Güneş topla benim için”i isterdi hep. Anlamını kavramıyorduk, hep birlikte eşlik ediyorduk sadece. Öğretmenimiz derin derin düşünüyordu, gözlerinin daldığı yerin sessizliğine saygı duyuyorduk. Yıllar sonra onu düşündüğümde onu solcu bir öğretmen olarak anlatıyordum arkadaşlarıma... Umarım sevgili öğrencilerim siz de beni iyi hatırlarsınız gelecekte “Sosyalistti; o zamanlar anlamıyorduk ama hak, hukuk, adalet, eşitlik, özgürlük dilinden düşmezdi” dersiniz...

İhraç kurultayına gitmiştik Ankara’ya. Orada ihraç olan 30 yıllık bir sınıf öğretmeni “evim okulun dibinde ve ben bir ay boyunca her zil çaldığında ağladım” demişti, aklımdan çıkmıyor. Ben üzgün olmaktansa öfkeli olmayı tercih ettim. Lakin bugün için mesele işten atanlarla, atılanlar arasında olmaktan çıktı, bu durum sizin sessizlikle mühürlenmiş onayınızla devam ediyor.

Mesele sadece geçinmek, para kazanmak değil. Amiriniz, patronunuz, iş arkadaşınız size haksızlık yaptığında günlerce bunun için söylenmiyor musunuz? 4 aydır ilçe milli eğitimden, valilikten, mahkemelerden bir ses yok. Mesele aleni yapılan bu haksızlık, bu kıyım, bu hukuksuzluk.

Çok düşündüm bu yazıyı yazmak için. Halen daha silsem mi silmesem mi diyorum içimden...

Kafam dağınık ya, çok uzattım. Buraya kadar okudunuzsa sağ olun.

Hayatım boyunca umutsuz olmadım, yine değilim. Siz de olmayın, kitaplara, müziğe sarılın, bulursanız yanınızdakilere de... Şuraya umutlu bir fotoğraf bırakalım.

Asla bir veda değil, şimdilik hoşça kalın, umutla kalın.

ÖNCEKİ HABER

‘AİHM, hükümete destek vermiş oldu’

SONRAKİ HABER

Arkadaşlarımız işe geri alınsın

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa