13 Haziran 2017 11:54
/
Güncelleme: 10:56

'Sur'da Politik ve etnik demografi değiştirilmek isteniyor'

"Kentsel Dönüşüm" adı altında yıkılmak istenen Sur'un Alipaşa ve Lalebey mahallelerinde yüz yüze görüşmeler yaparak rapor hazırlayan SAMER, elde edilen veriler ışığında, Sur’un politik ve etnik demografisi değiştirilmek istendiğine ve bir tür hafızasızlaştırmanın amaçlandığını vurguladı. 

Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (SAMER), Sur'un Alipaşa ve Lalebey mahallelerinde başlayan "Kentsel Dönüşüm" projesine ilişkin hazırladığı gözlem ve araştırma raporunu yayınladı. Araştırma kapsamında her iki mahalle düzenli ziyaret edildi, gözlem ve izlenimlerde bulunuldu, mahalle sakinleri ile görüşmeler yapıldı. 3 bölümden oluşan çalışmanın birinci bölümü, boşaltılacağı ve yıkılacağı duyurulan mahallelere yapılan ziyaretlerde edinilen izlenim, gözlem ve mahalle sakinlerinin beyanları, ikinci bölüm SAMER’in 2013, 2015 ve 2016 tarihlerinde ilgili bölgede yaptığı saha araştırmalarının ortaya çıkardığı demografik verilerdeki sosyal, ekonomik, etnik ve kültürel pozisyonu ortaya koydu. Üçüncü bölüm ise ilgili mahalleler ve dahil oldukları Suriçi’ne dair hükümetin “Kentsel Dönüşüm” ve “Acele Kamulaştırma” kararlarının içeriğini ve bu kararlara mahalle sakinleri adına muhatap olan TMMOB avukatlarının Danıştay’a yaptığı itirazın özetini içeriyor. 

‘NE YAPILMAK İSTENİYOR?’

Raporda, mahalle sakinlerine ve konuyla ilgilenen sivil toplum temsilcilerine göre mahallelerin boşaltılarak şunların yapılmak istendiği vurgulandı: 

1- Sur’un politik ve etnik demografisi değiştirilmek istenmektedir.

2- Yerleşkenin tarihsel ve kültürel dokusu değiştirilmek istenmektedir, bir tür hafızasızlaştırılmaya maruz bırakılmak istenmektedir. 

3- Gelenekselleşmiş dayanışmacı yaşam kültürleri hedeflenmektedir.

4- Buradaki kamulaştırma ve kentsel dönüşüm uygulamasından ekonomik rant elde edilmek istenmektedir.

5- Mahallelerinin ve aslında tüm Suriçi’nin güvenlik konseptine uygun olarak yapılanacağı düşünülmektedir. Suriçi’ne kurulacağı söylenen yeni 6 karakol ve hâlihazırda cadde ve sokak aralarında bulunan çok sayıda polis ve zırhlı araç varlığı ve güvenlik uygulamaları buna kanıt olarak gösterilmektedir.

Raporun devamında Sur’da ev sahipleri ile yapılan görüşmelere yer verilerek, kimsenin evinden çıkmak istemediği, yaşananları kaygı ve tepkiyle karşıladığına yer verildi. 

YIKIM SİYASAL EĞİLİMLE PARALEL 

Sur sakinlerinin uygulamanın nedeni olarak ilk sırada gösterdiği Sur İçi’nin politik ve etnik demografisinin değiştirilmek istenmesi görüşünü destekler verilere de yer verilen raporda, YSK ve TUİK’in ilçeyle ilgili bilgileri aktarıldı. Buna göre sokağa çıkma yasakları uygulanmadan hemen önce 7 Haziran 2015 tarihinde yapılan Genel Seçim Sonuçlarına göre Sur’da Halkların Demokrasi Partisi yüzde 81,56 gibi yüksek bir oy aldı. Sokağa çıkma yasakları ve çatışmalar ortamında yapılan son genel seçimlerde ise (1 Kasım 2015) HDP için bu oran yine YSK verilerine göre yüzde 75,7 olarak gerçekleşti. Bu veriler ışığında şu değerlendirme yapıldı: “Her iki seçimde de ortaya çıkan yüksek oy oranlarından anlaşılacağı üzere Sur; büyük bir HDP seçmeni barındırmaktadır. YSK verileri geriye doğru incelediğinde en yüksek oyun, HDP’nin geldiğini ilan ettiği siyasal geleneğe ait olduğu görülmektedir. Bu durum ilçede bir siyasal eğilim kümelenmesinin varlığına işaret etmektedir. 22 Mayıs’tan bu yana boşaltılması istenen ve yıkımına tekrar başlanan Ali Paşa ile Lale Bey mahallelerinin siyasal eğilimleri de bağlı olduğu ilçe ile paraleldir.”

Etnik kimliğe ilişkin verilere de yer verilen raporda, SAMER tarafından 2013 yılı Şubat ayında Sur ilçe merkezinde; yerel yönetim hizmetlerinin, hizmet alanlar tarafından algılanışını ve bunun seçmen davranışlarına etkisini ölçmek amacıyla yapılan araştırmanın sonuçları da işlendi. Yüzde 95 güven düzeyi, yüzde 2 hata payı gözetilerek 2 bin 357 hanede yüz yüze görüşmelerle yapılan araştırmaya göre katılımcıların yüzde 93,2’si kendini Kürt olarak tanımladığı vurgulandı. 

Raporun bu bölümünde ilçede yaşayanların ekonomik durumu ile eğitim düzeyine dair veriler de paylaşıldı. Yine Sur’da yaşayanların pek çoğunun 90’lı yıllarda köylerinin boşaltılması sonucu göç ederek buraya geldiği vurgulandı. 

Daha önce Danıştay’a yapılan itiraz başvuruları ve gerekçelerinin sıralanmasının ardından sonuç bölümünde şu maddelere yer verildi: 

1) Ali Paşa ve Lale Bey sakinleri mahallelerini, evlerini ve işyerlerini terk etmek istememektedirler. Bu isteğin birinci nedeni; Sur dışında bir yerde yaşayamayacaklarına, buradaki gelenekselleşmiş dayanışmacı yaşam ilişkisini başka yerde göremeyeceklerine dair inanç gelmektedir. İkinci sırada doğup, büyüdükleri, evlendikleri yaşam anılarının ve kişisel öykülerinin mekânlarına sahip çıkma isteği, üçüncü sırada ise mülklerine biçilen bedelin düşüklüğüne itiraz gelmektedir. 

2) Zorla çıkarılacakları ana kadar evlerinden mülklerinden ayrılmamayı bir direniş biçimi olarak benimsemektedirler. Büyük çoğunluğu yaşadıklarını daha öncede maruz kaldıkları ve 1990’lı yıllarda uygulanan zorla yerinden edilme politikasının devamı veya benzeri olarak görmekteler.

3) Evlerinin boşaltılması ve yerinden edilmelerine ilişkin karaların alınmasına giden sürecin hiçbir aşamasında görüşlerinin alınmadığı ve kararların kendilerine rağmen alındığını beyan etmektedirler. 

4) Mahallelerine evlerine ne olacağına dair görüşlerinin alınmasını talep ediyorlar. 22 Mayıs itibariyle başlayan ve iki etap halinde yürütüleceği düşünülen yıkım çalışmalarının durdurulmasını, bir kısmı yıkılan yapıların mahallenin yapı dokusuna uygun hale getirilmesini, bunu devlet yapıları yapmazsa kendilerinin yapmasına olanak verilmesini istemektedirler.

5) Evlerini boşaltmaya ve göçe zorlamak amacıyla uygulanan su ve elektrik kesintisinin bir an önce ortadan kaldırılmasını, ilgili devlet kuruluşlarını toplum sağlığına dönük sorumluluklarını yerine getirmeye davet etmektedirler. (DİHABER)
 

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Başpınar'da yüzde 30 kavgası

Başpınar'da yüzde 30 kavgası

Asgari ücrete yapılan yüzde 30’luk sefalet zammı, tüm ücret artışlarına üst sınır çizen bir bıçağa dönüştü. Ücret zammı ve toplu sözleşme dönemindeki tüm emekçiler o bıçağı kemiğinde hissediyor. Antep Başpınar OSB’de de bu yüzde 30 dayatmasına karşı kavga sürüyor. Bir arada durmayı başaran işçiler kazanıyor.

Şireci Tekstil 2023’te vergi öncesi kârı 1.6 milyar TL ama 2023’te hiç vergi ödemedi. İşçilere teklifi yüzde 30 zam.

Karafiber 2023’te 6.6 milyar TL değerinde net satış geliri elde etti. Bu satışlardan “kâr etmediğini” öne sürerek vergi ödemedi.

Yalçın Kardeşler Halı 2023’te kendi beyanıyla 44.4 milyon TL vergiye esas kâr elde etti. İşçilere yüzde 34 zam dayatıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
RTÜK Başkanı “Ülkemizde olumlu olaylar olmuyormuş gibi haber servis ediliyor” deyip ‘yandık’, ‘bittik’ haberleriyle karamsarlık aşılandığını savundu, ceza tehdidinde bulundu.

Evrensel'i Takip Et