09 Temmuz 2012 09:17

Demokratik çözüm isteyenler 14 Temmuzda buluşacak

BDP ve DTK, Diyarbakır'da yapacakları mitingin yasaklanması karşısındaki tutumunu açıkladı. BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bir yıldır hiçbir etkinliklerine izin verilmediğini belirterek, buna devlet ve AKP iktidarının yaklaşımının neden olduğunu söyledi. "Tehditler karşısında geri adım atacak bir halk ve hareket değiliz" diy

Demokratik çözüm isteyenler 14 Temmuzda buluşacak
Paylaş


DTK ve BDP'li eş başkanlar, 14 Temmuzda Diyarbakır'da yapılacak olan "Özgürlük İçin Demokratik Direniş" mitinginin yasaklanmasını değerlendirmek üzere basın toplantısı düzenledi. Düzenlenen toplantıya DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, BDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ile Gültan Kışanak, BDP'li Milletvekilleri, belediye başkanları, il ve ilçe başkanlarının yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Basın toplantısına çok sayıda yerel ve ulusal basın kuruluşu yoğun ilgi gösterdi.

Toplantıda konuşan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 1 yılı aşkın bir süredir, seçim çalışmalarından bu yana Diyarbakır başta olmak üzere Türkiye genelinde ve bölgede BDP'nin gerçekleştirdiği bütün etkinliklerin yasaklanması, engellenmesi ve müdahale edilmesi süreci ile karşı karşıya olduklarını söyledi. "Aslında bunun bir valinin, bir kaymakamın, bir polis müdürünün tutumundan çok, AKP hükümetinin siyasi yaklaşımı, devletin bütün kurumlarıyla aldığı genel bir kararın pratik uygulaması olduğunu biliyoruz" diyen Demirtaş, "BDP ve DTK'ye meydanlarda alanlarda göz açtırmama, Kürt halkının taleplerini ortaya çıkarmasını engelleme konusunda her türlü hukuksuzluğu da aşırı güç kullanımını işkenceyi tutuklamayı da göze alan ve bizzat uygulayan bir devlet politikası ile karşı karşıyayız" dedi.

'MİTİNGİN MİSYONU TIKANAN SÜRECİN ÖNÜNÜ AÇMAKTIR'

Newroz da dahil olmak üzere Diyarbakır'da son bir yıl dahil olmak üzere neredeyse hiçbir etkinliklerine valilik tarafından izin verilmediğini hatırlatan Demirtaş, "Bu mitingin 14'ünde veya başka bir tarihte gerçekleşemeyeceğini, yasaklandığına dair valilik üzerinden alınmış bir karar var. Bizler her şeyden önce şunu net bir şekilde ifade etmek istiyoruz, biz Türkiye'de toplumsal barışın gerçekleşmesi, Kürt sorununun müzakere ile gerçekleşmesi için DTK ve BDP olarak büyük bir miting kararı aldığımızda şu gerçeğin farkındaydık; eğer Sayın Öcalan üzerindeki tecrit devam eder, kendisinin özgürlük koşulları sağlanmazsa siyasi çözüm sürecinde mesafe kat etmek imkansızdır. Bu nedenle Sayın Öcalan'ın özgürlüğünü merkezine almayan bir tartışmanın, bir arayışın nafile olduğunun farkında olarak böyle bir miting yapma kararı almıştık. Bu miting aynı zamanda tıkanan sürecin önünü açma konusunda da büyük bir katkı sunacaktır. Hala böyle bir misyonu vardır" dedi.

'GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ'

"Devletin mitinge yaklaşımı da hem AKP hem devletin diğer kurumlarının çözüm konusundaki yaklaşımlarını ortaya koyacaktı" diyen Demirtaş, "Şimdi anlaşılan o ki, Sayın Öcalan'a özgürlük düşüncesinin görünür hale gelmesinden tedirginler. Bu, devlet tarafından çözüm istenmediğinin bizler açısından en somut kanıtıdır. Çünkü çözüm isteyen, çözümün en önemli aktörünün özgürleşmesi için üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirir. Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'a özgürlük istemek suç değildir. 13 yıldır bir beton hücrede bir halk önderine işkence yapmak suçtur ahlaksızlıktır. Ortada bir suç varsa bu suçu işleyen devlet ve hükümet ahlaksızca ve hukuksuzca davranmaktadır. Sayın Öcalan'ın özgür olmasını istemek hem meşrudur hem yasaldır. Bunu engellemeye çalışan tüm tutumlar bizim açımızdan gayri meşrudur. Elbette ki halkımız her platformda olduğu gibi bundan sonra da daha net duruşla ve kararlılıkla Sayın Öcalan'ın özgürlüğünü savunacaktır. Bizler de BDP ve DTK olarak tereddütsüz bir şekilde Sayın Öcalan özgürlüğüne kavuşana kadar bu tutumumuzdan ve duruşumuzdan tek bir adım geri atmayacağız. Çünkü çözümün yolu budur ve buradan geçer. Bunu reddeden bu konuda İmralı'yı ıskalayan etrafında dolaşan arkasından dolaşan her türlü yaklaşım bizler açısından çözümsüzlük yaklaşımıdır" dedi.

'İMRALI'DAN GELEN NE BİR NOT VAR NE DE GÖRÜŞME'

Bazı basın yayın kuruluşlarının Öcalan'ın Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana'ya not gönderdiği iddialarını değerlendiren Demirtaş, "Özellikle bu günlerde İmralı'da bazı gizli görüşmeler varmış, İmralı'dan bazı notlar birilerine gelmiş yaygarasıyla, yalanıyla kafaları bulandırmaya çalışanlara karşı da halkımız daha dikkatli ve duyarlı olmalıdır. İmralı'dan ne kimseye özel bir not vardır ve mesaj vardır ne de İmralı'da açık veya kapalı devlet heyet görüşmesi vardır. İmralı'da kesintisiz bir işkence süreci vardır. Halkımız da bu işkence sürecine karşı net tutumunu tepkisini ortaya koyacaktır. Temel hedefimiz tüm tıkanan süreci açabilmektir. İktidarın almış olduğu kararı vali tarafından açıklanan gerekçelerle arkasına sığınarak meşrulaştırmaya çalışması kesinlikle bizim açımızdan kabul edilebilir değildir" dedi.

'ORTADA BİR YASADIŞILIK VARSA O DA DEVLETİN FAALİYETİDİR'

Miting Tertip Komitesi'nin milletvekillerinden oluştuğunu ve başvurunun yapıldığını hatırlatan Demirtaş, "Buna verilen yanıt kabul edilemezdir. Valilik açıklamasında sanki illegal oluşumlar bir takım karanlık işler yapmaya çalışıyor, halkı birbirine düşürmeye çalışıyor izlenimi vermeye çalışılıyor ki ortada bir yasadışılık varsa o devletin faaliyetinin ta kendisidir. Hiçbir kurum hele hele valilik vekillerimizin yaptığı başvuru ile ilgili bu dişli üslubu kullanamaz kendisine aynen iade ediyoruz. İllegal bir zihniyet varsa sizin karanlık zihniyetinizdir. Cemaat adı altında mahalle mahalle çete örgütlemesi yapan sizsiniz. Gizli çalışan, gizli örgütlenen sizsiniz. Bizim her şeyimiz açıktadır. Her şey halkın gözü önündedir. Alternatif tarih önerisini bile tartışmaya açmadan tümüyle yasaklamak ben size bu kentte miting yaptırmam anlayışıdır. Bunun demokrasi ile alakası olamaz. Bu şehirde yüzde 65 oy alan bir partiyiz. O yüzden atanmış bir valinin 'ben burada BDP'yi sokağa çıkarmam' anlayışı demokrasi ile bağdaşmaz" şeklinde konuştu.

'TEHDİTLER KARŞISINDA GERİ ADIM ATACAK BİR HALK DEĞİLİZ'

Devletin bu yaklaşımının ortamı provoke eden temel yaklaşım olduğunu dile getiren Demirtaş, "Asıl provokatörün kimler olduğu Newroz başta olmak üzere tüm etkinliklerimize valiliğin yaklaşımıyla zaten ortaya çıkmıştır. Biz böylesi provokasyon ve tehditler karşısında geri adım atacak bir halk ve hareket değiliz. Biz sonuna kadar demokratik hakkımızı kullanırız. Böyle hukuksuz bir yaklaşımı da halkımız kabul etmemelidir. Biz 14 Temmuz'da aynı şekilde İstasyon Meydanı'nda görkemli mitingimizi gerçekleştireceğiz. Buradan tüm halkımıza çağrımızdır. Hiçbir yasaklama kararı yokmuş gibi bu gayri meşru yaklaşımı tanımıyoruz edasıyla çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Valilik derhal bu kararı düzeltmeli geri çekilmelidir. Halkımız her yerde 14 Temmuz'da Diyarbakır'da olacak şekilde kendi iradesini sahiplenecek şekilde hareket etmelidir. Araçlarınız durdurulabilir, yollar kapatılabilir arabalarla otobüslerle çıkmanız engellenebilir. Gerekirse yürüyerek o gün herkes Diyarbakır'da İstasyon Meydanı'nda buluşabilmelidir. Bir halkın özgürlüğüne nasıl sevdalı olduğu, bağlı olduğu o gün her yerde 14 Temmuz ruhuyla hareket ederek gösterilmelidir. Bir halkın önderliği işkence tecrit ve esaret koşuklarındayken çözümün mümkün olmadığı olmayacağını 14 Temmuz'da en güçlü şekilde ortaya konulmalıdır. Bunun başka çaresi yolu yoktur. Geri adım atarak, korkarak, tereddüt bulunularak sorun çözülemiyor. 14 Temmuz için başlattığımız tüm hazırlıklar devam edecektir. Devlet de artık BDP ve DTK ile restleşmeyi bir kenara bırakmalıdır. Sayın Öcalan'ın özgürlüğüne dönük yapılan her eylemin önü açılmalıdır. Kürt sorununa demokratik çözüm için diyalog ve müzakerenin önünün açılması için biz Sayın Öcalan'a özgürlük istiyoruz ve milyonlarla birlikte istiyoruz. Bu devlet ve AKP tarafından doğru anlaşılmalıdır. Çözüm sürecindeyiz, barışa bu kadar yakınken devletin emri vaki yaklaşımlarıyla durdurabileceğimiz bir süreç değildir" şeklinde konuştu.

'DEMOKRATİK ÖZERKLİK YASA DIŞI VE GAYRI MEŞRU DEĞİLDİR'

Valiliğin yasak gerekçeleri ile ilgili basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Demirtaş, "Valilik kendine göre bir sürü gerekçe bulmuş ama bunların hiçbiri doğru değildir" dedi. Ramazan ayının yaklaşması nedeniyle, mitingi öncesinde yapmak istediklerini ifade eden Demirtaş, şöyle devam etti: "14 Temmuz aynı zamanda Demokratik Özerkliğin ilan edildiği gündür, doğru ama Demokratik Özerklik gayri meşru ve yasadışı değildir. Valinin böyle bir gerekçeye sarılması tutarsızlıktır. Savunmak ve ilan etmek de yasadışı değildir. Silvan olayı ile bağlantılandırmışlar ama her gün insanlar bu ülkede ölüyor. Buna dayanılırsa insanların ölmediği gün yok. Her gün valilik böyle bir gerekçe bulabilir. Bir daha ölümler olmasın diye bu mitingi yaparken valiliğin bu gerekçeyi bahane ederek yasaklaması kabul edilebilir değildir." Demirtaş, Bakanlar ile görüştüklerini, ancak hala kendilerine dönmediklerini söyledi. (Diyarbakır/DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Karmete: ‘Konuşma lan’ haberleri kopyala yapıştır

SONRAKİ HABER

Yunanistan’da hükümet güvenoyu aldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...