10 Haziran 2017 10:02

Cumartesi Anneleri, idam edilen Güney için adalet istedi

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için 637. kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi.

Paylaş

Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için 637. haftada yine Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Barışı simgeleyen beyaz tülbentin bırakıldığı, “Failler belli kayıplar nerede” pankartını açan Cumartesi Anneleri, kayıp resimlerinin bulunduğu dövizleri taşıdı. Açıklamaya, HDP İstanbul Milletvekili Pervin Buldan, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, kayıp yakınları ve çok sayıda yurttaş katıldı. 637. buluşmada, 36 yıl önce idam edilen ve cenazesi ailesine teslim edilmeyen Veysel Güney’in akıbeti soruldu.

Eylemde açlık grevlerinin 94. gününde olan ve tutuklanan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça da unutulmadı. Onların insan haklarına saygı ve insan onurunu içeren taleplerinin kabul edilmesi gerektiği vurgulandı.

‘KAYIPLARIMIZA HER GÜN YENİLERİNİ EKLEDİLER’

HDP İstanbul Milletvekili Pervin Buldan ilk sözü aldı. Buldan,  “Yıllardır bu alanda adalet arayışımızın 637. haftası. Elbette haftalar, aylar, yıllar çocuklarımızın, eşlerimizin, kardeşlerimizin bir an önce bulunması, öldürülen yakınlarımızın faillerinin yargılanması taleplerimiz arasında. Bu ülkeyi yönetenlerin bu alanda toplanan annelere, babalara, kardeşlere hiçbir zaman cevabı olmadı. Bırakın kayıpların bulunmasını, faili meçhul cinayetlerin açığa çıkarılmasını sağlamadıkları gibi kayıplarımıza her gün yenileri eklendi” dedi. Kaybetmelerin sistematik bir devlet politikası olduğunu söyleyen Buldan, “Bunlar iktidarların onayladığı politikalar haline geldi. İnsan yaşamı bu kadar ucuz değil.  Bir insanı yok etmek bu kadar basit değil. Bu ülkede adaletin olmadığını biliyoruz. Hakkın ve hukukun olmadığını biliyoruz. Kayıplarımızın akıbeti bulunana kadar, failler yargılanana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.

’12 EYLÜL ZİHNİYETİNİN DEVAMI İKTİDARDA’

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Veysel Güney 36 yıl önce idam edilmişti. 36 yıl geçmiş aradan bugün de siyaset idam tartışması üzerinden yapılıyor. Siyasetçiler idam ipleriyle meydanlarda poz veriyorlar. 36 yıl geçmiş ama zihniyet değişmemiş. O zihniyetin devamı şu an iktidarda. İdam etmeseler bile binlerce insanı sivil ölüme mahkum ettiler. 94 gündür açlık grevi yapıyorlar sivil ölüme mahkum olmamak için” dedi.  Tanrıkulu, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Temsilcisi Avukat Tamer Kılıç’ın dün tutuklandığını hatırlattı. Tanrıkulu, şöyle devam etti: “Darbeciler, demokrasi düşmanları her zaman insan hakkı savunucularını hedef almışlardı. Ama bilsinler ki insan hakkı savunucularına mutlaka gelecekte ihtiyaçları olacak. Ama biz o zaman da onların hakkını savunacağız. Bizlere ihtiyaç duyacaklarını unutmamalarını salık veriyorum.”

‘GÜNEY’İN İDAM EDİLMESİ HUKUK SKANDALI’

Daha sonra sözü Güney ailesinin avukatı Ercan Kanar aldı. Kanar, Veysel Güney'in idam edilmesini hukuk skandalından da öte olduğunu vurguladı. Güney'in idamını “12 Eylül'ün aynasıdır” diye tanımlayan Kanar, aynı zamanda AKP'nin meşru olmayan OHAL dönemindeki sivil darbesinin de aynası olduğunu dile getirdi. Kanar, idam kararını şu sözlerle aktardı: “11 gün içinde karara gidilmiştir. 6 Şubat'ta ilk duruşma yapılmış, 17 Şubat'ta idam kararı verilmiştir. 2 ay sonra Yargıtay onaylamış, 2 ay sonra da faşist Milli Güvenlik onamıştır. 2 gün sonra idam edilmiştir. Üstelik ne alt derece ne de Asgari Yargıtay'da avukat hakkı tanınmamıştır. Kendisinin ailesiyle görüşmesine de izin verilmemiştir. Mektuplarına el konulmuştur.”

‘OLMAYAN ADALETLE HESABIN SORULMASINI İSTİYORUZ’

Güney ailesi adına Veysel Güney'in yeğeni Doğan Güney söz aldı. Güney, “bundan tam 36 yıl önce 10 haziranda bir annenin evladını elinden aldılar hukuksuz bir şekilde. Ve daha sonra katlettiler. Zeynep Güney oğluna olan özlemle hayatını kaybetti. 30 yıl boyunca bir dakikalık görmeyle yaşadı bu anne. Ama Zeynep Güney'e o bir dakika bile çok görüldü, bir mezarının olması bile çok görüldü” dedi. Güney, Cumartesi Anneleri'nin bazılarının evlatlarını bir dakika bile görmediğini de söyledi. Güney, “Biz bunun hesabının sorulmasını istiyoruz. Olması gereken bu, fakat biz de olmayan adaletle hesabın sorulmasını istiyoruz” dedi.

VEYSEL GÜNEY DOSYASINDAKİ 36 YILLIK CEZASIZLIK SON BULSUN!

Basın açıklamasını Cumartesi İnsanlarından Yeter Yücel okudu. “36 yıl önce bugün, 10 Haziran 1981 tarihinde, Veysel Güney idam edildi ve Veysel'in ailesine teslim edilmeyen bedeni kaybedildi” diyen Yücel, “Anne Zeynep Güney 86 yaşında aramızdan ayrılmadan evvel, yıllarca, bu meydandan aynı öfke, aynı acı ve aynı dirençle şu sözleri haykırdı:  ‘Seni kaybedemezler oğul çünkü resmini gözüme çizdim./ Adını dilime yazdım./Mezarını kalbime kazdım’ Onun öfkesine, acısına ve direncine tanıklık eden bizler, Veysel'in kaybedilişinin 36. Yılında, Zeynep Güney'in bıraktığı yerden “Biz unutmadığımız ve vazgeçmediğimiz sürece Veysel Güney'i kaybedemeyeceksiniz!" diyerek buluştuk”  diye konuştu.

Son olarak Yeter, “Veysel'i idam eden ve kaybeden 12 Eylül zihniyetini ahlaken, hukuken, siyaseten 36 yıl boyunca yaşatan bütün iktidarlar sorumludur. Veysel Güney dosyasındaki 36 yıllık cezasızlık son bulmalı. Veysel Güney'i idam edenlerden, kaybedenlerden, bunlara emir ve talimat verenlerden, Veysel Güney'in idam edilmesi ve kaybedilmesine engel olma yetkisini kullanmayanlardan hesap sorulmalıdır. Veysel Güney'in mezarı açığa çıkartılmadan, bu suçun failleri ve tüm sorumlularından hukukun evrensel normları üzerinden hesap sorulmadan darbelerle ve darbecilerle hesaplaşma iddiaları sözde kalmaya devam edecek” diyerek sözlerine son verdi. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Tanju Çolak gözaltına alındı

SONRAKİ HABER

Eren Erdem: Tutuklu gazeteciler göçebe mi yaşıyor?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa