08 Haziran 2017 07:12

Koçak Vadisi jeotermal tehdidi altında

Aydın Koçak Çayı vadisi köylüleri, köylerine yapılmak istenen jeotermal santrallere karşı çıkıyor: Koçak Vadisine jeotermalci sokmayacağız!

Paylaş

Asırlık zeytin, ceviz, çınar ağaçlarıyla kaplı; nar, erik, incir, üzüm, şeftali, portakal, birçok meyvanın; domatesten bibere, buğdaydan mısıra her türlü sebzenin yetiştirildiği, inekten tavuğa hayvancılığın yaygın olduğu Koçak Vadisi, jeotermal tehdidi altında.

Aydın Koçak Çayı vadisindeki Kuyucular, Güzelköy, İlyasdere, Cumadere, Koçak ve Eğrikavak köylüleri, arazilerinde metal çubuklar çakılması, renkli şeritler çekilmesinden tedirgin olarak Aydın Çevre Platformundan (AYÇEP) yardım talebinde bulundular. Bunun üzerine AYÇEP, İlyasdere Mahallesi köy kahvesinde köylülerle bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan köylüler kendilerine “Petrol arıyoruz, çıkarsa hepiniz köşeyi dönersiniz” dendiğini anlatarak topraklarının yüzlerce yıldır kendilerini beslediğini, gelecek nesillerini de besleyeceğini söylediler. “Petrol da, jeotermal de istemiyoruz. Koçak Vadisine jeotermalci sokmayacağız” dediler.

Kuyucular Köyü Muhtarı Muzaffer Ergin, Güzelköy Muhtarı Mülayim Avcı, İlyasdere Muhtarı Tuncay Öztürk, Cumadere Muhtarı Ali Ceylan, Koçak Muhtarı Fehmi Yıldız, Eğrikavak Muhtarı Muhsin Kıyar ve köylülerin katıldığı toplantıda konuşan AYÇEP Başkanı Mehmet Vergili, metal çubukların elektrotlar olduğunu, bağlı olduğu aletlerle yerin altında jeotermal rezervi tespiti yapıldığını anlattı.

MTA’nın yaptığı ölçümlerle yeraltında ne olduğunun ve ne kadar olduğunun tespitini yaptığını anlatan Vergili, bulunan rezervlerin devlet tarafından açılan ihalelerle şirketlere verildiğini belirtti.

'JEOTERMALİ ÖVÜYORLAR AMA KAZIN AYAĞI ÖYLE DEĞİL'

“Yıllardır "Bu yerin altında bir kaynak var. Bu çıkar, bütün toplum bundan faydalanır. Aydın ekonomisi bir ise üç olur. Bu jeotermalden organize sera bölgesi olacak, binlerce dönüm serada 100 bin kişi istihdam olacak, işsizlik kalmayacak. Tarlanızın, bahçenizin değeri artacak. Elektrik %50 ucuz olarak kullanılacak. Aydın bölgesinin ekonomik sosyal hayatına büyük bir katkı olacak” dendiğini hatırlatan Vergili, “Ama kazın ayağının öyle olmadığını İmamköy sağlık ocağına kuyu kazıldığında öğrendik. Köylünün elinden 200-300 dönüm araziyi aldılar, kuyuları kazdılar, suları derelere saldılar. Şimdi köylü evinde kokudan oturamıyor, tarlasından verim alamıyor, satmak isteyen de alıcı bulamıyor. Yılmazköy’de, Pınardere’de, Pamukören’de, Gölcük’te, Köşk’te, Germencik’te, her yerde aynı oldu” dedi. Vergili, İmamköy’de halkın örgütlü tepkisiyle, AYÇEP ve diğer kitle örgütlerinin de katkısıyla sağlık ocağı bahçesine Jeotermal kuyusu açılmasının engellenebildiğini belirtti. 

Aydın coğrafyasının %85’inin imtiyaz haklarının yasal ve yasadışı bir şekilde şirketlere verilmiş durumda olduğunu ifade eden Vergili, “Yasal olan ne, yasa dışı olan ne? Birincisi, Aydın toprakları 1. sınıf tarım arazisi. 1. sınıf topraklara bu yapılamaz. İkinci olarak, yerleşim birimlerinin bitişiğine yapılamaz. Üçüncü olarak havayı, toprağı kirletemez” dedi. 

Binlerce yıldır medeniyetlere beşiklik etmiş, endemik olarak incir ve zeytinin yetiştiği bu değerli toprakların çıkarılan yasalarla uluslararası sermaye grupları ve işbirlikçilerine peşkeş çekildiğini ifade eden Vergili, son olarak meclisten çıkarılmak istenen Zeytincilik Yasasındaki değişiklikle zeytinlik alanlarının talan edileceğini ifade etti.

Koçak Çayı vadisi gibi kirletilmemiş çok az yer kaldığını, Koçak Çayının Menderes Nehrini besleyen en temiz su kaynağı olduğunu söyleyen Vergili, ne yapılırsa JES kuyuları açılmadan yapılması gerektiğini, Jeotermaller açıldıktan sonra vatandaşın hiçbir hakkının kalmadığını gördüklerini belirtti.

Yılmazköylü Ayşe Çetin “Bizim taraf yandı, siz yanmayın. Çocuklarımızın, torunlarımızın, nesillerimizin geleceği için altında oturduğumuz şu yeşilliğe, şu doğaya sahip çıkalım. Paraya tamah getirip de mallarınız satmayın. Para el kiri, gelir geçer, bu topraklar bulunmaz. Biz 3 seneden beri mahkemeyle uğraşıyoruz. Kazanıyoruz tekrar başlıyorlar, kazanıyoruz tekrar başlıyorlar” diyerek tepkisinii dile getirdi.

'ÇEVRE TOPLANTISININ YAPILMASI JEOTERMALİN GELMESİ DEMEK'

Efeler Belediyesi Meclis Üyesi İsmail Türkbay, ilk adım olarak jeotermal şirketinin hükümet yetkilileri ile köyde çevre toplantısı yapacağı bilgisini vererek “Arkadaşlar bu toplantıya çok dikkat edin. Bu toplantının yapılması demek jeotermalin buraya girmesi demek. Bir kişi bile katılıp, bilgi verildiği takdirde o çevre bilgilendirme toplantısı tamamlanmış demektir. Ondan sonra prosödür işler, sen tarlanı satsan da satmasan da el koymayla elinden alır, santralını da kurar, suyunu da akıtır” dedi.

Yaşam alanlarına sahip çıkabilmek için Uşak’ta meralarına sahip çıkan kadınların tutumunun da konuşulduğu toplantıda, kadınların ve gençlerin mücadeleye katılımının önemi vurgulandı. Mahkemelerde dava açma ve bilirkişi raporu için yatırılan paraların çok büyük miktarlar tuttuğu, mahkeme kararlarının işlevsiz kaldığı göz önünde bulundurularak Jeotermal şirketlerinin en baştan köylere sokulmaması gerektiği konusunda fikir birliğine varıldı. Toplantıda köy kahvelerine bilgilendirici afiş ve bildiriler asılması, muhtarların öncülüğünde tüm köylerde “Bizim köylerimiz jeotermal bölgesi değil, tarım bölgesi. Bölgemizde jeotermal kuyularının açılmasını istemiyoruz” talebini belirten; Valiliğe, Çevre Müdürlüğüne, bakanlıklara, parti gruplarına ulaştırılmak üzere imza toplanması kararı alındı. (Aydın/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Suriye ordusu Rakka kırsalında SDG’yi vurdu

SONRAKİ HABER

HDP: Kıdem tazminatı hakkından elinizi çekin

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...