Herkesin ‘Burası bana aittir’ dediği bir kitap günleri

Ezgi GÖRGÜ
İstanbul

Kadıköy Belediyesinin bu yıl 9.sunu düzenlediği Kitap Günleri, 3-11 Haziran tarihleri arasında tarihi Haydarpaşa Garı’nda gerçekleşiyor. Geçen yıl ilki düzenlenen ve yaklaşık 100 bin okurun ziyaret ettiği Kadıköy Belediyesi Kitap Günleri, bu yıl daha geniş bir kitle hedefliyor. Organizasyonda önemli bir emeğe sahip olan Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu ile Haydarpaşa Garı’nda konuştuk. 

Başkan Nuhoğlu, Kitap Günleri fikrinin ortaya çıkış sürecini şöyle aktarıyor: 

“Cumhuriyet Bayramı kapalı salonlarda kutlanıyordu balo olarak. Biz 29 Ekim’i halka açık alanlarda kutlayalım diye büyük bir konser yaptık, o konser aslında buranın kullanımıyla ilgili bizim önümüzü açtı. Arkadaşlarımızın Caddebostan Kültür Merkezinin çok dar olması itibariyle daha geniş bir yer arayışı vardı zaten. Burası ortaya çıkınca devlet ile görüşüldü. Onlar da uygun görüş verince bu proje ortaya çıktı. Burada kitapları görüyorsunuz. Ama kitaplarla beraber bütün bu tarihi gar, Anadolu’nun İstanbul’a açılan kapısıdır aynı zamanda.”

‘1 DAKİKA OKUMAYLA LİGE ÇIKAMAYIZ’

TÜİK verilerine göre Türkiye’de kitap okumaya günde sadece 1 dakika ayrılıyor. Buna karşılık insanlar televizyon izlemeye ortalama 6 saat, internete 3 saat ayırıyor. TÜİK’in bu verilerine atıf yapan Başkan Nuhoğlu sözlerine şöyle devam ediyor: 

“Bir dakika okumayla dünya ligine çıkamayız. Büyük devlet, sorunları çözülen bir ülke olamayız. Türkiye eğitim sıralamasında 10 basamak aşağı  düştü. Bu eğitim sistemiyle de Türkiye’nin dünya sıralamasında bir yere varma şansı yok.” 

Kadıköy’de bin çocuğun yararlandığı bir Çocuk Sanat Merkezi ve 500 gencin faydalandığı bir Gençlik Sanat Merkezi olduğunu öğreniyoruz. Buna karikatür, etüt merkezleri ve diğerleri de dahil tabii. Hedeflerinin daha da fazlasına ulaşmak olduğunu belirten Başkan Nuhoğlu, kitap günlerini de bu çalışmaların bir devamı olarak görüyor. Ve ekliyor: “Şu an burada 200’ün üzerinde belediye çalışanı çalışıyor. Şu anda görevli olmayan arkadaşlarımız da var burada, Kadıköy Belediyesi bu ruhu çalışanlarıyla beraber yakaladı. Onun için bir bütün olarak burada hepimiz bir hayatın parçasıyız.” 

‘BURASI BANA AİTTİR’  

850’nin üzerinde yazarın kitap günlerine katıldığını belirten Aykurt Nuhoğlu, yayınevleriyle ilgili yaşanan sorunlara dair sorumuzu şöyle cevaplıyor: “Sıralama sığmayınca ancak 180 civarında yayınevinin festivale katılabildiğini, bu nedenle bazı yanlış anlaşılmalar var. Biz herkesin burada olmasını istiyoruz. Yani bu ülkede yaşayan 80 milyonun bu şekilde kendinin ‘Burası bana aittir’ dediği bir kitap günleri olmasını istiyoruz” diyor. Avesta Yayınevi’nin festivalde yer bulamaması tartışmasını da bu kapsamda değerlendiriyor.

SOSYALLEŞMEYİ DESTEKLEYEN BİR BELEDİYECİLİK

Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, yerel yönetim anlayışına dair düşüncelerini  şöyle dile getiriyor: “Felsefeyi eksik bıraktık. Şimdi bizim temel hedefimiz insanların yaşamlarında eksik olanın tamamlanması. Bununla ilgili olarak insanların bir şekilde evden dışarı çıkmasını sağlamak gerekiyor. Sosyalleşmelerini destekliyor olmak gerekiyor. Spor yapmaları, üretimden kopmamaları ve yaşama bağlılığını sağlamak gerekiyor. Onun dışında da yapılması gereken çok şey var elbette.”  Nuhoğlu ayrıca Kitap Günlerinin, Belediyenin bu hedeflere ulaşmasında önemli bir çalışma olduğunu ifade ediyor.

‘KENT KÜLTÜRÜNÜ BAZ ALARAK DEMOKRASİ SORUNUNU ÇÖZEBİLİRİZ’

Kent belediyeciliği ve kent kültürü hakkında da konuşan Aykurt Nuhoğlu, Kadıköy’ün İstanbul’un önemli parçalarından biri olduğunu kaydederek şu değerlendirmeyi yapıyor: “Kadıköy, İstanbul’un önemli bir parçası. İstanbul’a yön veren bir parça. Çünkü en eski yerleşim yerlerinden biri. Yani İstanbul’u bir bütün halinde düşündüğünüz zaman Anadolu’dan İstanbul’a göç eden insanlar kendilerine ait belli bir kültürle geldiler ama burada da on binlerce yıla varan bir kültür var. Hem de kökleri olan bir kültür. Dolayısıyla kent kültürü ve kimliğinin en güçlü olduğu ilçe Kadıköy. Elbette sanatıyla, kültürüyle ve edebiyatıyla. Bu ülkede yaşanan, Kürt sorunu da dahil olmak üzere, bütün bu sorunların temelinde, bütün bu sorunları çözecek olan kültür de bu kentin kültürüdür. Onun için kent kültürünü baz alarak bütün Türkiye’de demokrasi sorunlarını çözebiliriz”