02 Haziran 2017 11:29

İstanbul’da bu haftasonu keşfedilmeyi bekleyen yerler

Cumartesi ve pazarınızı İstanbul sınırlarının dışına taşmadan değerlendirmek isterseniz renkli alternatifleri gözden geçirmeye ne dersiniz?

Paylaş

“Hafta sonu bu şehirde kalmam!” “Bağlasanız durmam!” “Kaçıp kurtulmalıyım!” diyenlerimiz trafikten, kalabalıktan, gürültü ve patırtıdan yaka silkiyor olabilir ama yine de güzel şehir İstanbul.

Üstelik hiç kimsenin “Ben bu şehrin her noktasını tanıyorum” demesine imkan da yok; çünkü katman katman doğa ve tarihle içiçe olan coğrafya öyle büyük, öyle zengin ve öyle sofistike ki, her baktığınızda başka bir detay görüyor ve yepyeni şeyler öğrenebiliyorsunuz.

O halde bu haftasonu gün doğmadan yola çıkıp şehrin dışına kaçmak yerine, cumartesi ve pazarınızı İstanbul sınırlarının dışına taşmadan değerlendirmek isterseniz, muhtemelen henüz keşfetmediğiniz, keşfetmiş olsanız bile ikinci defa semtine uğramakta sakınca görmeyeceğiniz renkli alternatifleri şöyle bir gözden geçirmeye ne dersiniz?

Haftasonu kısa; listemiz de öyle. Haftasonu değerli; aynı listemiz gibi.

BOZDOĞAN KEMERİ:

Dünya çapında bilinen ismiyle Valens Su Kemeri, İstanbul’un kültürel mirası listesindeki en önemli yapılardan biri. Çünkü şehir demek yaşam demek ve yaşam için en önemli ihtiyaç su. Şehzadebaşı Zeyrek dolaylarında yer alan bu yapı her ne kadar Unkapanı Aksaray yönündeki trafiği kullananlar tarafından ezbere bilinse de, gölgesinde dinlenen ve elinde fotoğraf makinasıyla değişik açılar ve ışıklar yakalamaya çalışan kişi sayısı sanılandan çok daha az. Bu kemer, aynı zamanda Belgrad Ormanı civarında yer alan su kaynaklarının da şehir merkezine getirilebilmesi adına geliştirilen projenin önemli bir kısmını kapsıyor ve şehrin sembolü olabilecek yapılardan biri. Dolayısıyla yanından geçip gitmek yerine yaklaşıp dokunmak, inceleyip koklamak her ehil İstanbullu için bir görev, bir kaçış ve bir keyif noktası.

ZEYREK CAMİİ (PANTOKRATOR KİLİSESİ):

Bugün bilinen ismiyle Zeyrek Camii, eski adıyla Pantokrator Kilisesi’nin 1118 ile 1136 yılları arasında inşa edildiği düşünülüyor. Dönemine göre oldukça kompleks bir mimari sayılabilecek bu yapı, çok amaçlı bir külliye olarak kullanılmış. Yine pek çoğumuzun uzaktan gördüğü ama yolunun bir türlü avlusuna düşmediği yapılardan biri! Binanın girişinde yapının özellikleri ile ilgili bilgiler ziyaretçilere kısaca sunuluyor. Ayrıca yorgunluğunuzu taze demli çay ile bu ihtişamlı yapının suretine bakarak giderebilmek gibi bir bonus fikir de her zaman mevcut.

AYIN BİRİ KİLİSESİ:

Adı çok geçse de az bilinen mekanlar ve milyonlarca İstanbullu'nun nerede olduğunu bilmediği tarihi yapılar listesinin önde gelen kiliselerinden biri de Ayın Biri Kilisesi. Bu mabedin en bilinen özelliği ise, burada tutulan dileklerin mutlaka gerçekleşiyor olduğuna inanılması. Bu sebeple kilise her ayın birinde kapılarını ziyaretçilerine açıyor. Unkapanı’nda bulunan kilisenin bilinen diğer ismi ise hiç de sürpriz olmayacak biçimde Meryem Ana Kilisesi.

AYDOS TEPESİ:

İstanbul’dan kaçmak ama yolu çok da uzatmamak isteyenlerin ilk tercihi olsa da; gizli güzelliğini muhafaza etmeyi başaran yerlerden biri Aydos Tepesi. Bu noktadan, İstanbul’un en yüksek noktalarından birine ulaşabilir, hem doğanın hem de panoramik manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Tepede çay kahve içme fırsatı ile tepenin eteklerinde balık yiyebilme imkanı doğayla tarihin iç içe olduğu bu mekanda keyifli saatler geçirebileceğiniz, hatta bu ziyareti sık sık da tekrarlayabileceğiniz anlamına geliyor.

ESKİ POSTANE:

Karşınızda Türkiye’nin en eski ve en ihtişamlı posta merkezi duruyor! Sirkeci’deki Büyük Postane olarak da bilinen ve 1905 yılında yapımına başlanan bina, 1909 yılında tamamlanmış. Şehrin en karizmatik cephelerinden biri olan Eski Postane, aynı zamanda ilk radyo istasyonuna ev sahipliği yaparak ilk yayının da yapıldığı yer olma özelliğini taşıyor. Özellikle yaz aylarında kale suru kadar kalın duvarları sayesinde püfür püfür serinlik üfleyen bu bina, Eurovizyon Şarkı Yarışması’na katıldığımız her sene tüm Avrupa’da yayınlanan Türkiye tanıtım videosunun olmazsa olmaz görüntülerinden biri olarak kullanılmaktaydı.

ÇİLİNGÖZ:

İstanbul’un saklı cennetlerinden konu açacak olursak Çilingöz’ü öneriler sıralamasında belki de en başa almamız gerekir. Karadeniz kıyısında eşsiz bir kumsal Çilingöz. Tamamen suyun kudreti ve doğanın mucizesi ile şekillenmiş muhteşem bir tablonun tam da kalbinde dinlenmeye ne dersiniz? İstanbul’a yakın lokasyonlar içerisinde en tenhasını arıyorsanız hemen mayonuzu ve fotoğraf makinanızı hazırlayın.

GÖKTÜRK GÖLETİ:

Son derece güzel bir baraj gölü. Balık avlama arzusunda olanların canını sıkacak ama doğa savaşçılarını memnun edecek küçük bir detay var ki, gölde balık avlamak yasak. Doğa ile iç içe birkaç saat geçirmek isteyenler için oldukça cezbedici bir yer. Fotoğrafçılar içinse canlı kareler yakalayabilme imkanı sağlayacağına bahse girebileceğiniz bir pırlanta taşı.

ELMAS BURNU:

Yine Karadeniz kıyılarının nimetlerinden fazlasıyla nasiplenen bir mekan ile karşı karşıyayız. Kıyıyı çevreleyen çam ormanları, yaz aylarında kaçacak gölge arayanlar için tam bir cazibe merkezi. Yunusları selamlamak isteyenler için daha iyi bir alternatif yok! Ayrıca koyun hemen karşısında yer alan Martı Adası’nı ziyaret eden pek çok farklı cins kuş da dinlenme seanslarınıza eşlik edecek! Zen bir köşe arayanlar Elmas Burnu’nu mutlaka gezi programlarına dahil etmeliler.
Öte yandan bu listeyi daha da uzatıp kitap haline bile getirebiliriz; ama kitap yazma işini bunu layıkıyla yapan yazarlarımıza bırakalım diye burada noktalıyoruz. Haftasonu kısa olduğu için listemiz de öyle kalmalı. Ayrıca kitap demişken; mesela Murat Belge'nin İletişim Yayıncılık'tan çıkan İstanbul Gezi Rehberi’ni şehir gezilerinizde yanınıza alabilirsiniz. 420 sayfalık kitap www.idefix.com sitesinde şu aralar %25 indirimli; www.avantajix.com üzerinden giderek paranızın bir bölümünü geri almak veya www.indirimkodu.com üzerinden giderek indirim kodu bulmak da mümkün.
Kısacası şehir içi de olsa, burnumuzun dibi de olsa, günler değil saatler de sürse, her tatil gerçek bir tatildir. Hayatımızın her dakikasını değerlendirelim ve yaşamın keşmekeşi içerisinde keyifle kültürü her fırsatta bir araya getirelim. (ADVERTORIAL)

ÖNCEKİ HABER

Cebeci'de 'oruç tutmuyorsunuz' saldırısı

SONRAKİ HABER

Mardin’deki kampta IŞİD’liler mi var?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...