06 Temmuz 2012 14:53

Bırakın da kararı biz verelim

Son haftalarda ister istemez yaşanan kürtaj tartışmaları, sezaryen tartışmaları, gebelerin fişlenmesi haberleriyle haşır neşir olduk. Doğrudan bir ilgisi yokmuş gibi görünse de doğurganlığı devlet eliyle düzenlenme girişimlerinin her biri, doğurmak için didinip duran kadınlara da dokunuyor

Bırakın da kararı biz verelim
Paylaş
Esen Aktaş

Son haftalarda ister istemez yaşanan kürtaj tartışmaları, sezaryen tartışmaları, gebelerin fişlenmesi haberleriyle haşır neşir olduk. Doğrudan bir ilgisi yokmuş gibi görünse de doğurganlığı devlet eliyle düzenlenme girişimlerinin her biri, doğurmak için didinip duran kadınlara da dokunuyor, vuruyor. Ben 10 yılı aşkın süredir infertil hastasıyım: Nedeni belirsiz infertil. Tabii nedeni belli olmasa da hasta olan tarafın kadın olduğunu söylememde bir sakınca yoktur sanırım. Zira hastanede yapılan bir ankette sorunun kimden kaynaklandığı sorusunun şıklarından biri “nedeni belirsiz”di...  Ama nedeni belirsiz cevabını takip eden sorular kadına yönelik; yani, aslında neden belli… İnfertilitenin Türkçe karşılığı kısırlık, bilimsel olarak ise şöyle ifade ediliyor: “Çiftlerin bir yıllık süre içerisinde çocuk istemeleri ve korunma yöntemi kullanmamalarına rağmen gebeliğin olmamasına infertilite denir.” Bu arada Türkiye’de ve dünyada çiftlerin yaklaşık yüzde 15’inin infertilite sorunu var. İnfertil hastası kadınların birbirine benzer hikâyeleri var; en büyük istekleri, bir çocuklarının olması. Birçoğu açısından kürtaj çok uzak bir kavram…

Devletten iki embriyo trasferine veto

Neyse uzatmayayım… Tedavi süreçlerinde karşılaştığımız uygulamaların çarpıklığına değinmek istiyorum. 2 yıl öncesine kadar kaç embriyo transfer edileceğine çiftler karar veriyordu ve en az 3 kez tüp bebek deneyebiliyordun. Yasayla bu değiştirildi ve artık 40 yaşına kadar iki deneme hakkın ve eğer yaşın 35’den büyük ise de 2, çok zor bir ihtimalle de 3 embriyo transfer edilebiliyor. Bir dizi şart da aranıyor tabii. Devlet destekli tüp bebek tedavisinden yararlanabilmek için en ilginç iki şartı paylaşmak istiyorum. Diyelim eşinizin 2. evliliği ve bir önceki evlilikten çocuğu var. “Hoop!” diyor size yeni yasa, çocuk var zaten ve devlet karşılamıyor. Denediniz, tüp bebekle çocuk sahibi oldunuz ve ikinci bir çocuk istediniz ve normal yolla olamayacağınız için ikinci kez tüp bebek yaptırmak istediniz. Olmaz! Yapamazsınız, bir tane var zaten... Kim karar veriyor buna, neye göre karar veriyor? “Gerektiğinde kürtaj olurum, istersem 3 tane 5 tane doğururum, istersem 35’inde anne olurum, istersem de 40’ımda… Sana ne be adam” demek istiyorum. Sağlığım elverişli ise buna ben karar vermeliyim. Tüp bebek tedavisi, oldukça meşakkatli ve pahalı bir tedavi. Eğer kriterlere uygunsanız ve devlet karşılıyor ise, bir üniversite hastanesinde bu durum size 1500-2000 lira arasında mal oluyor, yok karşılamıyor ise 7000-8000 arasında bir rakamı gözden çıkartmalısınız. Kullanacağınız ilacın dozuna göre üç aşağı beş yukarı böyle. Tüm ilaçları kadın kullanıyor, tedaviye eşinizle gitseniz bile, bu durum sadece sizi ilgilendiriyormuş gibi siz muhatap alınıyorsunuz. Doktor odasına eşiniz alınmayabiliyor, çocuk sadece kadının sorunu; en azından uygulamada bu böyle.  

‘Kusurlu’ olan

Hastanede tanıştığım kadınların hikâyelerinden bazılarını anlatmak istiyorum size. Filiz’den bahsetmek istiyorum önce. Filiz 26 yaşında 8 yıldır evli. 2 yıl boyunca doktora gitmiş çocuk sahibi olmak için. İltihaptı, mantardı, çocuk doğurması için çok da elzem olmayan birkaç rahatsızlığını çözmüş önce… Ama tabi çevre çocuğu olmuyor “kısır” diye çoktan yayılmış bile. Eşi de üzülüyormuş çocuklarının olmamasına. Aslında iyi biriymiş eşi ama bir gün Filiz’e “Ee ne olacak peki çocuğun olmazsa?​” diye sorduğunda Filiz neye uğradığını şaşırmış. “Çok dua ettim diyor Allah’ım sorun varsa da benden değil kocamda olsun” diye anlatıyor. Bir gün doktor Filiz’in eşini de çağırmış, tahliller, örnekler istemiş. Sonuçta eşinin ameliyat olması gerektiğine, testislerden alınacak spermle tüp bebek yapılmasına karar verilmiş. Kendisinde bir “sorun” olmadığını öğrenen Filiz, “bir insan buna sevinebilir mi? Ben sevindim. ‘Kusurlu’ olan ben değildim!” diyor yaşadığı baskının onda yarattığı etkiyle. Şimdi eşi artık ona daha bir düşkünmüş daha bir değer veriyormuş. Filiz de bundan gayet memnun.  

Yaş engeli

Leyla abla 42 yaşında uzun süre tedavi görmüş sürekli hastaneye gelmekten işinden de ayrılmak zorunda kalmış. “Kolay değil” diyor “izin alıp gelmek”. 4 kez aşılama denenmiş, kist oluşmuş. Bunun tedavisini olmuş, arada parasızlıktan ara vermek zorunda kalmış. Köyde bağ bahçe satılmış, tedavi olması için ama olmamış. Devlet karşılıyor diye primdi sigortaydı birçok şeyi hallettikten sonra bu seferde yaş engeline takılıyor Leyla abla. 40 yaşından sonrasını karşılamıyormuş devlet, iyi de kürtaj yasak ben 40 yaşından sonra es kaza normal yolla hamile kalsam, yaşın büyük sakıncalı doğurma demeyecekti başbakan. Tüp bebeğe gelince mi riskli oluyor? Kadınlar için sağlık hizmetlerine ulaşmak bu kadar zor olmamalı. Kadınlar için istemediği bir gebelik için önleyici koruyucu tedaviler, çocuk sahibi olmak istediklerinde de tanı ve tedavi yöntemleri bu kadar ulaşılmaz ve pahalı olmamalı. Hastanelerde kuyruğu bitirdik diye broşürler yayınlamakla kalmayıp nerdeyse tellal çıkaracak olan hükümete önce telefonda ve internetteki kuyruklara çözüm bulması gerektiğini hatırlatmak gerek.  Sağlık hizmetlerine ulaşmak bu kadar zor ve pahalı olmamalı Çocuk doğurup doğurmamak, kaç çocuk sahibi olmak… bırakın da bunların kararını biz verelim.

BİZ BUNLARI İSTEMİYORUZ

Bir kadın için kolay değildir çocuğu olmadığını söylemek, lütfen daha fazla zorlaştırmayın. Bir infertil hastasının yanında çocuğu yanlış bir davranış yaptığında “Al bak! Bir de çocuk istiyorsun… Gör bak; ömür törpüsü” demeyin. Bulduğunuz duyduğunuz her doktoru bize söylemekten vazgeçin. Doktora ihtiyacımız olduğunda biz buluruz ya da size sorarız... Bize sürekli evlat edinmemizi hatırlatmayın. Önce biyolojik yolla anne olmak istiyoruz evlat edinmek istememize bırakın biz karar verelim. Tedavi sürecini sürekli sormayın biz kendimizi iyi hissettiğimizde ya da paylaşmak istediğimizde sizinle paylaşırız. “Amaan olsa da bir dert olmasa da, hayatının tadını çıkart” demeyin. Hayatın tadının nasıl çıktığını sizden öğrenmek istediğimizde emin olun soracağız. Eşlere de duyurulur: Tedavi sürecinde bir denemede en az  40 iğne ve bilumum hormon ilacı uygulanacak eşinize. Öküzlüğü bir süreliğine bıraksanız ne güzel olur.

Dergimizin sayfalarını pdf olarak görüntülemek için tıklayın

ÖNCEKİ HABER

Bulaşıcı bir hastalık: Gözakı iltihaplanması

SONRAKİ HABER

Bize ölüm reva görülüyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...