06 Temmuz 2012 15:09

Bir kentsel dönüşüm hikayesi

Yönetmen İmre Azem, yapımcı Gaye Günay’ın ve ekibinin küçük bir bütçeyle çektiği “Ekümenopolis” Mayıs ayında vizyona girmişti. Büyük ilgiyle izlenen belgesel, ödüller de aldı. Peki Ekümenopolis ne anlama geliyor ve bu belgeselin derdi ne? Ekümenopolis, gelecekte tüm kentlerin bü

Bir kentsel dönüşüm hikayesi
Paylaş
Sezen Çilengir

Bilimin inkarı

Film, altı bölümden oluşuyor. Öncelikle “küresel kent” kavramı sorgulanıyor. Küresel kent adı altında aslında bir finans merkezinin tasarlandığı anlatılıyor. Türkiye’de neoliberal politikalarla bir metaya dönüştürülen kentsel mekan, müteahhit gibi çalışan yerel yönetimler ve kentsel dönüşümle yaşam alanlarından koparılan insanlar anlatılıyor. Ardından, özellikle Türkiye gibi ülkelerde uluslararası sermayenin kentsel mekan üzerindeki uygulamalarına dikkat çekiliyor. Transit trafiğin kentin içine akmasını engellemek için planlanan Üçüncü Köprü’nün yaratacağı olası sonuçlara değiniyor bir sonraki bölüm de. Var olan iki boğaz köprüsünün kent üzerindeki etkileri, nüfus yoğunlaşması, kentleşme vs. dikkate alındığında üçüncü bir köprünün İstanbul’a nefes aldıran doğal alanı tamamını tehdit ettiğini gözler önüne seriyor. Dördüncü bölüm, sosyal konut projelerine eğiliyor. Sosyal devletin vazgeçilmezi gibi görünen toplu konutlar, yerleşim alanlarını hayatın diğer tüm parçalarından koparıyor. Film merceğini kentsel dönüşüm alanı Ayazma’ya çevirdiğinde; evlerinden edilen insanların türlü çözümsüzlüklerle baş başa bırakıldığını görüyoruz. Başka yerlerde oturmak üzere kendilerine bir yıllık kiralar ödenmekle kalınmış. Aynı zamanda 15 bin lira peşinat ödemeleri şartıyla toplu konutlardan faydalanma imkanı sunulmuş.

Sistematik saldırı

Filmin diğer bölümleri, İstanbul’da şehirciliğin ciddi anlamda siyasi müdahaleye uğradığına ve demokrasinin (demokrasiden bahsederken seçilmişlere gönderme yapılıyor) artık bilimin inkarı noktasında olduğuna dikkat çekiyor. Diğer ülkelerden farklı olarak Türkiye’de kentsel dönüşüm kapsamında “deprem” de yıkım ve toplu konut sebeplerinden biri. Ekümenopolis, İstanbul’da 50 mahallenin yıkım tehditi altında olduğunu, kentsel dönüşüme karşı mahallelerinden, yaşam alanlarından koparılan insanların mücadelelerini tüm bu dönüşüm içinde gösteriyor. Bütünlüklü olarak neoliberal politikaların kentsel mekanlar ve onlardan ayrılamaz şekilde bu yaşam alanındaki insanlar üzerindeki sistematik saldırıyı gözler önüne sermesi bakımından çok önemli bir film. Filmin derli toplu sunduğu bu argümanlardan sonra toplumsal mekan olgusuna ve kentsel dönüşümün tarihsel arka planına bakmakta fayda var. Toplumsal mekan kavramı, neoliberal politikaların neyi amaçladığını anlamak bakımından oldukça önemli. Çünkü kentleri ve burada yaşayan insanları anlamak için “mekan” olgusuna modern fizikteki tanımından daha farklı yaklaşmak gerekiyor. Haziran ayında Türkiye’ye gelen kent bilim

TARİHTE KENTSEL DÖNÜŞÜM

Kentsel dönüşüm fikri, sanayi devrimi sonrasında Avrupa’da işçi sınıfının yaşadığı sanayi kentlerinin daha iyi bir hale dönüştürülmesi tartışmalarıyla 20. yüzyılın başlarında ortaya çıktı. İkinci Dünya Savaşı sonrasında yıkılan kentlerin, yeniden inşa edilmesi gerekti. 1960-1980 yılları arasında ise kentsel dönüşümün belirgin özelliği, kamu kaynakları ile gerçekleştirilmeleridir. Küreselleşmeyle birlikte, ekonominin merkezi olarak görülmeye başlanan kentler başka roller de üstlendi. Kentin sürekli değişip dönüşen niteliği ön plana çıktı. Bu dönüşümde kentin yerel kimliği ve ihtiyaçlar etkinlik kazanırken, kentlerin uluslararası kimliklere yönelme eğilimi de doğdu. Bu sırada kamu-özel sektör birlikteliği de sağlandı. Kamu, kentsel alanın hazırlanması ile ilgilenirken, özel sektör finansmanı sağlayacaktı. Kentsel dönüşüm, Türkiye’nin gündemine ilk kez 1970’li yıllarda girdi ve en yaygın uygulaması gecekondu alanlarının yapılandırılması oldu. 1980 sonrasında kentsel dönüşüm uygulamalarında planlama yetkisinin belediyelere verilmesiyle kentsel dönüşüm faaliyetleri hız kazandı. 1990’ların sonundan itibaren de özellikle büyük kentlerde, terk edilen sanayi alanlarında ve liman alanlarında dönüşümlere gidildi. Sermaye için ise her proje rant beklentisine dönüştü.

Dergimizin sayfalarını pdf olarak görüntülemek için tıklayın

ÖNCEKİ HABER

Beypazarı’nın çalışkan arıları

SONRAKİ HABER

Almanya’da eğitim sistemi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...