Diyarbakırlılar: Öldürmekle bu sorun bitmez!

Serpil BERK
Fırat TOPAL
Diyarbakır

Ramazan ayının ilk günlerinde de süren askeri operasyonlarda peş peşe ölüm haberleri geliyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, gezdiği operasyon alanlarında bölgedeki yurttaşların gelişmelerden memnun olduğuna dair sözler söylerken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da yakın zamanda katıldığı bir programda “Şehitlerimiz oluyor ama şehitlerimizin ne ahı ne kanı yerde kalıyor. İşte son günlerde Elhamdülillah 1’e 10 gidiyor” ifadelerini kullandı. Yaşanan süreci ve yetkililerin açıklamalarını Diyarbakırlılarla konuştuk. 

Gazetemize konuşan Diyarbakırlı yurttaşlar, “Ölenler Kürt’ün de Türk’ün de yoksul olan çocukları. Biz kimsenin ölmesini istemiyoruz, hepsi bizim çocuklarımız. Barış olursa 1’e 10 değil kimse ölmez. Öldürmekle bu sorun bitmez” dedi.

‘İNSANLAR KENDİNİ GÜVENDE HİSSETMİYOR’

İftar öncesi Surların gölgesinde konuştuğumuz 55 yaşındaki İnşaat İşçisi Hanifi Örmez, 1’e 10 mantığının çözüm olmadığını ifade ederek şunları söyledi: “Hepimiz barış istiyoruz, kanın durmasını istiyoruz. Ölme ve öldürmeyle hangi taraf bitecek, bugüne kadar yaşanılan süreç önümüzde duruyor. Ben bu yaşta iş için İstanbul’a Ankara’ya gidiyorum. Ben de kendi memleketimde kalıp çalışmak istiyorum ama bu koşullardan kaynaklı iş yok, eğer ortam böyle olmasaydı buralara yatırım yapılsaydı daha iyi olurdu. Her iki tarafta ölen bu ülkenin çocukları. Savaşın kime faydası oldu ki bugüne kadar. Savaşın olduğu böylesi bir ortamda insanlar güvenli yaşayamıyor. Belli bir saatten sonra sokaklar boş insanlar tedirgin oluyor, dışarı çıkmıyor. Neden böyle bir ortamda yaşamak zorundayız? Yeter artık. Ramazan ayında savaş değil barış sesi duymak istiyoruz.” 

‘EVİME NEREDEN GİDECEĞİM...’

Murat Kanal isimli yurttaş çözüm sürecine dikkat çekerek şunları anlattı: “Çözüm süreci herkes için iyiydi. Sokaklar cıvıl cıvıldı, karakollar bu kadar yoktu. Şimdi sürekli yeni karakollar yapılıyor. Ben bu ülkenin vatandaşıyım. Vatandaş olarak görev ve sorumluluklarımı yapıyorum ama sürekli ayrımcılığa maruz kalıyorum. Savaş kime kazandırdı? Yaşadığım kentte her taraf güvenlik gerekçesiyle kapalı, evime nereden gideceğimi şaşırıyorum. Belediye binasına gitmek istemiyorum, kendimi emniyet müdürlüğüne gitmiş gibi hissediyorum. Belediyeler halkın yeri değil mi? Bir işin düşse gitsen baştan sona arıyorlar seni, neden bu şekilde yaşamak zorunda kalıyoruz? Bu halk bu zulmü hak etmiyor. 1’e 10 gitmiş de ne olmuş? Ölen kim? Bu ülkenin çocukları, annelerin gözü yaşlı kalıyor.”

‘RAMAZANDA BARIŞ DENMELİ SAVAŞ DEĞİL’

Mehmet Sancar isimli yurttaş ramazan ayında barışın daha çok dillendirilmesi gerek diyerek şunları ifade etti: “Yıllardır barış istiyoruz ama bir türlü olmuyor. Sadece bizlerin istemesiyle de olmaz. Savaşan taraflar ‘barış’ demeli . Savaş istemek doğru değil. 1990’lı yıllarda yaşananların aynısını yaşıyoruz, evler, köyler yakıldı ne kazanıldı? Ramazan ayındayız etin kilosu olmuş 44 TL. Memleketimizde tarım ve hayvancılık yapılıyor fakat savaş ortamından kaynaklı bir sürü bölge yasak, yaylalar yasak insanlar üretemiyor, böyle olunca da her şey pahalı oluyor. 2 yıl önce mazotun fiyatına bak şimdiki fiyatına bak artmış. Öldürmekle bu sorun bitmez. Kim öldürmeyle bitmiş ki bugüne kadar? Barış dışında başka çaremiz yok. Herkes ölse de çözüm olur mu? Olmaz. Yıllardır savaş sürüyor binlerce insan öldü ne oldu, bitti mi? Bitmedi.” 

‘BARIŞ OLSA 1’E 10 DEĞİL, KİMSE ÖLMEZ’

Nakliyat işi yapan A. Kayataş ise, savaşın hiçbir şey çözmediğini ifade ederek, “40 yıldır savaşılıyor ne çözüldü? Ekonomi kalmadı, huzur yok, insanlar ölüyor. Biz barış olsun istiyoruz. Barış gelirse 1’e 10 değil, kimse ölmez, bu kötü bir şey mi?” diye konuştu. 

‘İKTİDAR İÇİN SAVAŞ ÇAĞRISI YAPILIYOR’

Dağ Kapı Meydanı’nda kurulan iftar çadırına gidip, iftar yemeği için sıra bekleyen gençlerle sohbet ediyoruz. Dicle Üniversitesinde siyaset bilimi okuyan gençler yaşanılan ortamdan rahatsızlıklarını ve okumalarına rağmen gelecek kaygılarını dile getiriyorlar. Gençlerden Şerwan şunları kaydediyor: “AKP’nin oy aldığı tabana baktığımızda bu tip söylemlerin karşılık bulduğunu görüyoruz. Özellikle milliyetçi tabandan ciddi destek alıyor. Politikasını devam ettirmek için bu dile ve uygulamalara ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Savaşın çözüm getirmediğini anlamak için geçmiş yıllara bakmak yeterli fakat iktidarda kalmak için bu tip söylemlere ihtiyacı var. Biz gençler için savaş çözüm değil bugüne kadar olmadı, kimseye olumlu anlamda bir şey kazandırmadı. ‘Savaşta babalar oğullarını gömer, barışta oğullar babalarını gömer’ sözü bence barışın ne kadar kıymetli olduğunu anlamak için yeterli.”