06 Temmuz 2012 15:23

Son söz Fatmagül’ün

2 yıl boyunca Fatmagül’ün davasını takip ettik. Tecavüzcülerle nasıl hesaplaşılır, nasıl mücadele edilir, tecavüz sonrası bir kadın ne yaşar?... Hepsini Fatmagül ile izledik. Bize gösterilen belki de sadece bir kısmıydı bir mağdurun yaşadıklarının. Dizinin kendisinden önce tecavüz sahnesi düştü günde

Son söz  Fatmagül’ün
Paylaş
Çağrı Sarı

2 yıl boyunca Fatmagül’ün davasını takip ettik. Tecavüzcülerle nasıl hesaplaşılır, nasıl mücadele edilir, tecavüz sonrası bir kadın ne yaşar?... Hepsini Fatmagül ile izledik. Bize gösterilen belki de sadece bir kısmıydı bir mağdurun yaşadıklarının. Dizinin kendisinden önce tecavüz sahnesi düştü gündeme. Uzun muydu, kısa mıydı, şöyle miydi böyle miydi derken reyting almak için her fırsatta gösterilen tecavüz sahneleri magazinleştirildi ve internet gazetecileri tarafından bir tık daha fazla alabilmek için sansasyonel başlıklarla sunuldu. Sahnenin kaç dakika sürdüğünden, kadının üzerindeki kıyafetin rengi, kadının gece dışarıya çıkması, yüz ifadesi; Beren Saat’in bedeni medyanın bir anda en sevdiği konular arasına girdi. El birliği ile Fatmagül’ün suçunun ne olduğu tartışılmaya başlandı... Sonra promosyon haberleri başladı. Bihter parfümü, Hürrem yüzüğünü anladık da; Fatmagül’ün iç çamaşırının ya da Fatmagül şişme bebeklerinin piyasaya çıkması ve buna müdahale edilmemesi, hakikaten kadının meta olarak görülmesinin ötesinde, çok daha derin analizlerle tartışılması gereken bir mesele. Kadının varlığını erkek için cinsel objeye dönüştüren bir piyasa ürününe müdahale edilmemesi, uzunca bir süre kadın örgütleri tarafından ‘tecavüz meşrulaştırılıyor’ tepkilerini getirdi. Sonuçta bu da görmezden gelindi, her şeye elini uzatan hükümet böyle bir durum yokmuş gibi davrandı. 2 yıl süren davayla birlikte şiddetle, taciz, tecavüz olayları ile mücadele konusunda alt metinler de iletildi izleyenlere. Hukuk mücadelesi nasıl yürütülür? Nerelere başvurulur? Bu süreçte bir kadının başına neler gelir? Hangi engellerle karşılaşılır? Her biri hakkında dipnotlarla bir şeyler ufak ufak anlatıldı. Şiddetle mücadele afişleri, başvurulması gereken telefon numaraları özel olarak sahnelendi. Mahkeme sırasında ‘Asla yalnız yürümeyeceksin’ sloganını atan kadınların varlığı, çeşitli davalar için yürütülen mücadeleler açısından da bir resim koydu ortaya. Malum, diziye fon yapmak dışında büyük medyanın kadınların izlediği davaları gösterdiği yok!

 

Göz yuman suçsuz mudur?

“Fatmagül’ün Suçu Ne?​” her daim çok mu doğru ilerledi? Elbette hayır. Zaman zaman tecavüze yardım eden ancak pişmanlık yaşayan ‘Kerim’ karakterini sempatik yapmak için çabalayan bir senaryo gördük. Hatta Fatmagül’ü bir kenara bıraktık Kerim’e üzüldük... “Ne zaman el ele tutuşacaklar” diye kafa yorduk...  Sonu gelen ama tartışması bitmeyen dizide verilen yüksek cezalardan azade kılınan sempatik “Kerim” karakteri açısından bir şerh koyuyoruz elbet. Kerim ceza almadı, izleyici de almaması gerektiğine bütün dizi boyunca ikna edilmişti zaten; ne de olsa evlenmişti, olayların açığa çıkmasına yardımcı olmuştu, hem Fatmagül onun çocuğunu da taşıyordu vesaire…Oysa, tecavüz suçuna karşı “esastan” itirazınız varsa şu noktayı es geçmeme sorumluluğunuz da var: Nasıl ki, bir cinayetin işlenmesine göz yuman kişi suçluysa tecavüzün gerçekleşmesine sessiz kalan da aynı oranda suçludur! “Bu son olsun... Çığlıklar sussun artık! Kadına, güçsüze şiddet bitsin” mesajları, azmettirici-göz yumucu karakterlerin hoş gösterilmesi karşısında ne derece etkili olabilir? Tecavüz eden de, buna seyirci kalan da, aklamaya çalışan da “suçlu”dur. Vicdan muhasebesi veya evlilik, işlenen suçu suç olmaktan çıkarmaz.

FATMAGÜL’ÜN KAZANIMI MASAL MI?

Tecavüzcülerin memlekette görmeye alışık olmadığımız düzeyde cezalandırılması bir tartışmayı da beraberinde getirdi tabi. “Ütopya” denildi. “Burası Türkiye değil herhalde” denildi. Masal olduğundan, yalan olduğundan bahsedildi. Kadınlar bu topraklarda tecavüze uğruyor ve yargının bu konuda kabarık bir skandal dosyası var. Hükümet görmezden geliyor. Tecavüzcüyü aklıyor hatta tecavüze uğrayan kadını suçluyor, tecavüzü meşrulaştırıyor. “Tecavüze uğrayan kadın doğursun ona biz bakarız” sözleri bir bakanın ağzından çıktı ve bu coğrafyadaki kadınlara söylendi. Bütün bunları düşününce; Fatmagül’ün davası için ‘masal’ yorumu yapmak aslında tepkinin bir ifadesi. Türkiye’de her gün 5 kadın öldürülüyor ve onlarca tecavüz yaşanıyor. Bu tecavüzlerin büyük bir çoğunluğu da gizleniyor, üstü örtülüyor. Buna, ailenin ekonomik sıkıntıları, korku, utanma, mahalle baskısı, tehdit edilme, yine tecavüze uğradığı için suçlu ilan edilme gibi pek çok şey eklenebilir. İşte dizinin geneli bu noktaya dikkat çektiği için anlamlı. Gazetelerin sayfalarına sansasyonel bir durum söz konusu olmadığında ya giremeyen ya da ancak sansasyonelleştirilerek girebilen yaşanmışlıkları gösterdi. İşte bu nedenle Fatmagül’ün son sözleri önemli, tecavüzün bir “suç” olduğunu kazımak, kazımak, kazımak için zihinlere. Bir daha şiddetin tacizin tecavüzün yaşanmaması için. Ama bildiğimiz bir şey var, ekran karşısında duygulanıp, vahvahlanıp, kınayıp lanet okumak yetmiyor, yetmez… Alacak çok yolumuz var, ve evet “asla yalnız yürümemek” gerekiyor bu mücadele yolunda…

Dergimizin sayfalarını pdf olarak görüntülemek için tıklayın

ÖNCEKİ HABER

İşsizim bugün…

SONRAKİ HABER

Savaş bir kadına ne yapar?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...