26 Mayıs 2017 22:08

Kazanılmış hakkın pazarlığı olmaz

Fatma Keskintimur, Antep’te Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde çalışan işçilerle kıdem tazminatıyla ilgili gelişmeleri konuştu.

Paylaş

Fatma KESKİNTİMUR
Antep

Antep’te Başpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde çalışan işçilerle kıdem tazminatıyla ilgili gelişmeleri konuştuk. İşçi duraklarında yaptığımız kısa görüşmelerden ve farklı fabrikalardan işçilerin yan yana geldiği toplantılardan, yeni düzenlemenin işyerlerinde nasıl tartışıldığını anlamaya çalıştık. Son bir yıldır savaş, OHAL, referandum ve benzeri gündemlerle ücretlerinin erimesi, işsizlik ve daha birçok sorunun üstünün örtüldüğünü söyleyen işçiler, iş güvencesi olan kıdem tazminatıyla ilgili tartışmaların Başpınar’da yeterince gündem olmadığı görüşünde. 

Konuştuğumuz işçilerden bir bölümü bugünkü haliyle de iş güvenceleri olmadığı görüşünde. “Zaten neyin güvencesi var ki” diye söze başlayan 31 yaşındaki asgari ücretli bir tekstil işçisi şöyle devam ediyor: “Bu ücretlerle geçinmek mümkün değil. Emeklilik zaten hayal, benim 65 yaşını görme umudum yok ki. Tek mesele sigortalı olmaksa, onun da bir faydası yok. Hastanelerde para ödemeden bir şey yapamıyoruz. Durumumuz o kadar kötüye gitti ki kimse daha ne olacak diye konuşmuyor bile.”

‘PATRON İSTİYORSA İŞÇİNİN ÇIKARINA DEĞİLDİR’

Tartışmaları az çok takip etmiş işçilerin tepkisi ise daha net: “Bu yasayı yıllardır en çok kim istiyor? Patronlar! O zaman bizim çıkarımıza değildir.” Bir işçi, “İşçilerin çoğu durumun farkında değil. Çünkü bugün de bu haktan yararlanamayan çok işçi var. Örneğin ben çalıştığım yerde bir buçuk yıldır yalnızca 3 işçi gördüm, tazminatını alıp da çıkan. Gerisine hep bir bahane var. O nedenle biliyoruz bizim için iyi olmayacağını ama ses de çıkaramıyoruz işte” diye konuşuyor. 

‘ANLATTIKÇA DURUM DEĞİŞİYOR’

Geçen yıl ücret zamları için iş bırakma eylemi de yapmış olan bir çuval fabrikasında çalışan işçilerden biri, yaşadığı deneyimden örnek veriyor: “Bu yasa çıkmış olsaydı o eylemden sonra patron eyleme katılan herkesi işten atabilirdi. Hepimizi işten çıkaramadıysa, bu kadar işçiye kıdem tazminatı ödemeyi göze alamadığı içindir. Bu tazminat bizim en büyük güvencemiz. Hem patronun kolayca işten çıkarmasını engellediği için güvence hem de bizim işten çıkarılıp yeni bir iş bulana kadarki sürede geçimimiz için güvence. Bu şekilde anlatınca işçiler de farkına varıyor aslında ama yasanın içeriği doğru anlatılmıyor.”

FARKLI KAYNAKLARDAN ÖĞRENİNCE

Fona olumlu bakan işçilerin en çok dile getirdiği gerekçe şu: “Bugün bu hakkı kullanamayan çok işçi varken düzenlemeden sonra herkesin kıdem tazminatı hakkı olacak.” İşçilerin tepkilerinin konuyu takip ettikleri kaynaklara göre değiştiğini belirten bir Başpınar işçisi, şunları söylüyor: “Doğru kaynaklardan duyup, yasanın içeriğine dair bilgileri de öğrenebilen işçiler biliyor çıkarına olmayacağını. Fakat yandaş medyayı takip edenler, patron sözcülerini dinleyip bilgi sahibi olmaya çalışanlar olumlu olacağını sanıyor.”

Taraflı sunulmasının dışında, tasarıda “ucu açık ifadelerin” de yer aldığını söyleyen başka bir işçi, bu durumun işçiler arasında doğru bir tartışma yürütülmesine engel olduğu görüşünde. Bu sebeple sendikalara tepkili olan işçi, bu tepkisin şöyle dile getiriyor: “Tasarının işçinin hayatında neyi değiştireceğinin, ne getirip ne götüreceğinin net anlatılması lazım. Bunu en iyi yapabilecek olan sendikalarken, onlardan da yeterli bir aydınlatma göremiyoruz. Bugün sendikalaşma oranı ne kadar düşük olursa olsun, böyle bir konuda, 150 bine yakın işçinin çalıştığı Başpınar OSB’de bir işçi sendikasının konuyu çok daha fazla gündeme getirmiş olması gerekirdi. Ayrıca ilk gündeme geldiği günlerde ‘Bu bizim kırmızı çizgimiz, genel grev gerekçesidir’ diyen sendikaların bile şimdi taslağın maddelerini tartıştıklarını izliyoruz. Neyi tartışıyorsunuz? Bu bizim kazanılmış hakkımız. Kazanılmış hakkın pazarlığı olmaz.”

FONLARIN DURUMU ORTADA

Yeni düzenlemenin ‘fon’ kısmına dikkat çeken bir işçi şu sözlerle anlatıyor güvensizliğini: “Geçmişten beri uygulanan bir sürü fon var. Konut edindirme, işsizlik... Bunların hangisinin işçiye hayrı olmuş. Örneğin halen geçerli olan işsizlik fonu… Burada benden keserek biriken paraları gerçekten işsiz kaldığımda bana mı veriyorlar yoksa büyük çoğunluğu başka şeylere mi kaynak yapılıyor? İşbaşı eğitim programı diye bir şey var, son zamanlarda iyice yaygınlaştı. İşyerlerine bu programla gönderilen işçilerin maaşları nereden ödeniyor? Başpınar’da şu anda 10 bin işçi bu fondan para alıyor. Ne oldu bizim işsizlik fonu? Hem ne diye patronun cebinden ödemesi gereken bir tazminat birikmiş fondan ödenmeliymiş ki? Patronlara kıyak için tabi!”

DÜZELTSİNLER!

Kıdem tazminatının fona devrine en sık “Bugün birçok işçinin tazminatını alamıyor” gerekçesi gösteriliyor. Konuştuğumuz işçilerin birçoğu da bu sorunu dile getiriyor. “Peki, ne yapmalı?” sorusuna ise yine bu tasarının işçiler yararına olmadığını düşünen bir işçi yanıt veriyor: “Bugün yaşadığımız en büyük sıkıntı, var olan yasaların bile doğru dürüst uygulanmayışından. İşçilerin bir kısmı bu haktan bile habersiz çalışıyor, diğer bir kısmı da işyerinde öyle baskılara maruz kalıyor ki bu haktan feragat ederek işten ayrılmak zorunda oluyor. Madem halin böyle olduğunu biliyorlar o zaman bunu düzeltsinler. Yasayı uygulanır hale getirsinler. Tazminat hakkı hiçbir kısıtlama olmadan işten çıkarılan tüm işçiler için olsun. Patron haklı olduğunu düşünüyorsa, dava açıp hakkını arama yükümlülüğü patronlara getirilsin. Gerçekten işçileri düşünerek yapacaklarsa böyle bir düzenleme yapsınlar.”

ÖNCEKİ HABER

Dereye düşen çocuk yaşamını yitirdi

SONRAKİ HABER

Gezmediğimiz işyeri, konuşmadığımız işçi bırakmadık

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...