Mersin’de Gülmen ve Özakça için nöbet eylemi

Halil POLAT
MERSİN

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın serbest bırakılması, taleplerinin karşılanması ve KHK’ların iptal edilmesi için Mersin Emek ve Demokrasi Platformu dün aldığı karar doğrultusunda 3 günlük nöbet eylemi başlatacağını duyurmuştu. Nöbet eyleminin 1. günü bugün sabah 08:00 itibariyle başladı.

Konuyla ilgili görüştüğümüz Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Mersin Şube Başkanı Yılmaz Bozkurt, “Şu çok açık ve net bu insanlar herhangi bir suç işlemeden, herhangi bir yargıma süreci geçirmeden bir gece ansızın listelerde isimleri bulunmasından dolayı kapı önüne konuldular” dedi.

‘ÖLÜMLERINDEN SIZLER SORUMLU OLACAKSINIZ’

Bu ülkenin akademisyenlerinin, öğretmenlerinin bu muameleyi kabul etmediğini ve kendilerinin de etmeyeceğini belirten Bozkurt şöyle konuştu: “Özellikle ölüm sınırına gelen insanların gözaltına alınıp tutuklanmasını da sağlık örgütü olarak kabul etmemiz mümkün değil. Savcılara ve hakimlere çağrı yapıyoruz bir an önce bu insanları bırakın yoksa bunların ölümlerinden sizler sorumlu olacaksınız. Siyasi iktidara da çok açık net çağrımızdır; KHK’larla işten atılan 3251 KESK üyesinin acilen işe döndürülmesini talep ediyoruz. Bu insanlar ülkenin onurlu insanları. Bu ülkede gerçekten savaşa karşı barışı savunan, zulme karşı yaşamı savunan insanlardır. Gelin bir önce insanca, kardeşçe, demokratik, laik bir ülkede birlikte yaşayalım. Biz 3 gün burada arkadaşlarımız serbest bırakılması ve işe geri dönmelerini için yaşam nöbetini tutmaya devam edeceğiz.“

'DEVLETIN AĞIR BASKI VE SALDIRISI’

Nöbet eylemini sokakta gerçekleştirmek istediklerini fakat Mersin Valiliğinin OHAL’i gerekçe göstererek buna izin vermediğini belirten Kültür Sanat Sen Mersin Şube Başkanı İmam Özdemir, "2 arkadaşımız Nuriye Gülmen ve Semih Özakça 76 gün önce açlık grevi başlatmışlardı. Bu süre içerisinde gerek kendileri gerekse onlara destek amacıyla gidenler sürekli devletin ağır baskı ve saldırısıyla karşılaştılar’’ dedi.

'UYGULAMALAR BiZi YILDIRAMAYACAK’

AKP hükümetinin ülkenin sorunlarını çözmek yerine sürekli baskı, şiddet, gözaltı, sindirme ve ötekileştirme gibi yöntemlere başvurduğuna dikkat çeken Özdemir, ‘‘Arkadaşlarımızın durumu artık tam kritik noktaya ulaştığı dönemde taleplerini karşılamak yerine gözaltına aldılar ve tutukladılar. Bütün bu baskı ve sindirme uygulamaları bizi yıldırmayacak, mücadelemize bulunduğumuz her yerde devam edeceğiz. Ta ki işten atılan bütün arkadaşlarımız görevlerine dönene kadar. Hükümetin bu baskıcı politikalarını bir kez daha kınıyoruz’’ diye konuştu.

'SES OLMAK İSTİYORUZ'

675 Sayılı KHK ile ihraç edilen eğitim emekçisi Hüseyin Doğan, "Açlık grevlerinin 75. gününde Nuriye Gülmen’in ve Semih Özakça’nın tutuklandığı haberi bizi çok derinden etkiledi. Bu uygulamalarla insanlığı bitirme niyetindeler ama bunu başaramayacaklar. Semih’in ve Nuriye’nin açlık grevlerini devam ettirdikleri haberini aldık. Haklı bir taleple yola çıktılar 'İşimizi ve ekmeğimizi istiyoruz’ dediler. Bu eylemlerini sonuna kadar destekliyoruz, yanlarındayız. Mersin’den bir ses olmak istiyoruz. Direnişlerinin yanında olduğumuzu göstermek istiyoruz. Bizler de işten atılan, öğrencilerinden uzaklaştırılan Eğitim Sen’li öğretmenler olarak buna bir ses verelim istiyoruz.“ dedi.

'İŞÇİLERİN BİRLİĞİ SERMAYEYİ YENECEK'

Eğitim-Sen üyesi Hüseyin Şah, Nuriye Gülmen’in ve Semih Özakça’nın bir an önce serbest bırakılmaları, özgür iradelerine karşı saygı duyularak eylemlerine devam etmeleri noktasında tüm engellerin kaldırılmasını talep ettiklerini söyledi. 

Şah grevleri yasaklanan cam işçileriyle ilgili de konuştu ve şöyle devam etti: "İşçi direnişinin engellemenin tek bir sebebi var o da cam işçilerinin ürettiği sermaye için çok gerekli olan camın sürekli şekilde üretilmesini sağlamak. Bu da hükümetin ve cumhurbaşkanının sermayeye yönelik çalışmalarından bir tanesidir. Bugün işçiler hak ve taleplerini ararken hükümet her zaman sermayeden yana taraf tutmuştur. O yüzden her zaman söylediğimiz gibi yine tekrar ediyorum , işçilerin birliği sermayeyi yenecek’’