23 Mayıs 2017 06:19

Tutuklu gazeteci Kazım Kızıl: En çok kameramı özledim

‘Cumhurbaşkanına hakaret’ iddiasıyla İzmir Menemen T Tipi Cezaevi’nde tutulan gazeteci- belgeselci Kazım Kızıl, en çok kamerasını özlediğini söyledi.

Paylaş

22 Nisan’da İzmir’deki şaibeli referandum sonuçlarını protesto eyleminde çekim yaparken gözaltına alınan ve tutuklanan Kazım Kızıl en çok kamerasını özlediğini, tahliye olur olmaz da kamerasıyla sokaklara döneceğini söyledi. Kızıl yarım kalan belgesellerini tamamlamak istiyor.   

Cumhuriyet’ten Seyhan Avşar’ın Kazım Kızıl ile yaptığı röportaj şöyle: 

Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiğiniz öne sürülüyor...
Hakaret etmek benim üslubum değildir. Eleştiri cümleleriyle söyleyemeyeceğim bir şey yoktur ki hakaret cümlelerine başvurmam gereksin. Şu anda hakkımda açılmış iki dava ve devam eden bir soruşturma var. Davaların ikisi gazetecilik yaparken takip ettiğim haberler. Soruşturma ise Barış için Sinemacılar ekibinde olmam dolayısıyla açıldı. Metin Altıok’un sözleriyle durumu özetlemem gerekirse ‘Tekinsizim kimilerine göre, ibret için yakılması gereken’. Amaç belliydi. Polis şiddetinin video kaydıyla belgelenmesini engellemek. Ama tüm bunlara rağmen söylemeye devam edeceğim. ‘Gazetecilik suç değildir.’

Tamamlayamadığınız çalışmalarınızdan söz eder misiniz?
Tutuklanmadan önce görünen ve görünmeyen çocuk işçiliğine dair kısa belgesellerden oluşan bir seri üzerinde çalışıyordum. Tütünde ailesiyle birlikte çalışan, ücret almayan bu yüzden bildiğimiz anlamda işçi sayılamayan çocukları anlatan ‘Nerdesin Arkadaşım’ adlı serinin ilk belgeselinin kurgusu bitmişti. Müzikleri ve ‘color correction’ı kalmıştı. İsmini Yaşar Kemal’in çocuklarla yaptığı röportajlardan oluşan kitabı Nerdesin Arkadaşım’dan alan bu belgeselde çocukluğumun yansımaları mevcut. İkinci film ise Suriyeli çocuk işçiler olacaktı. Bir de İzmir’de özellikle Bayraklı’da hemen hemen tamamı yandaş holdinglerin diktiği gökdelenleri anlattığım, İzmir’in Penisleri belgeselim üzerine çalışıyordum.

Cezaevinde yaşadığınız sıkıntılar var mı?
Hayatımda ilk kez cezaevine girdim. Psikolojik taciz ve baskılarla karşılaştım. Uzunca bir süre Erdoğan marşları kulaklarımda çınladı. Neyse ki sonrasında içimden sürekli okuduğum Neşat Ertaş türküleri ve Turgut Uyar şiirleri ile marşlara ısınmamış kulağımdaki izleri sildim. 8 kişilik koğuşta, 19 kişi kalıyoruz. Yani beş arkadaşımız yerde yatmakta. Mektuplar günlerce okuma komisyonunda bekliyor. (HABER MERKEZİ)
 

ÖNCEKİ HABER

Manchester saldırısı: Şu ana kadar bilinenler

SONRAKİ HABER

Fenerbahçeli futbolcu Ozan Tufan gözaltına alındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...