22 Mayıs 2017 00:14

Trump: Türkiye out, Suudi Arabistan in!

Arap coğrafyasında bu haftanın iki önemli gelişmesi Erdoğan'ın ABD ziyareti ve Trump'ın Suudi Arabistan'a yaptığı çıkarma oldu.

Paylaş

Ali KARATAŞ / Nesrin RİHANi

Ortadoğu yine yakın geleceğini şekillendirecek önemli gelişmelere sahne oluyor. Bunlardan birincisi şüphesiz ki Erdoğan’ın ABD ziyaretiydi. Ziyaret beklendiği üzere Türkiye’nin hemen hemen bütün taleplerinin reddedilmesiyle sonuçlandı.   

ABD MÜTTEFİKLİKTEN UZAKLAŞIYOR

Arap dünyasının tanınmış yazarı Abdulbari Atwan, ABD yönetiminin giderek bölgedeki stratejik müttefik olarak Türkiye’den vazgeçtiğini yazdı. Hatta çok iddialı bir tespitte bulunarak, “ABD ile Avrupalı müttefikleri, Türkiye’nin İncirlik hava üssüne alternatifler aramaya başlamıştı ki bu da Türkiye’nin NATO’da -muhtemelen- sayılı günleri kaldığı anlamına gelir” dedi.

ARABİSTAN ZİRVESİ; ARAP NATO’SU

Buna karşılık yaşanan ikinci önemli gelişme, ABD Başkanı Donald Trump’ın, Türkiye ile bölgesel liderlik konusunda yarış içinde olan Suudi Arabistan’a çıkarma yapmasıydı. 

Al Hayat gazetesi, Trump’ın bölge ziyaretini “Obama’nın hatalarını düzeltmek için bir girişim” olarak nitelendirdi. Körfez ülkelerinin de içinde olduğu Riyad’daki zirveye İran ve Suriye dışında 37 ülke katıldı. Zirveye, Trump resmen çıkarma yaptı; hükümetinden üst düzey yetkililer ve birçok iş adamı ile katıldı. 

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil Cübeyr, ülkesi ile ABD arasında varılan anlaşmaların toplam tutarının 380 milyar dolara ulaştığını söyledi. Atwan, pazar günü Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ta gerçekleşen zirveyi, haklı olarak “Arap NATO’su” olarak nitelendirdi. Gelişmelerin seyrine bakıldığında Trump’ın bölgede stratejik müttefik olarak Suudi Arabistan’ı seçmiş durumda olduğu görülüyor.

IRAK-ÜRDÜN SINIRININ BOMBALANMASI

Bölgede diğer önemli gelişme Trump’ın İran’a karşı sürdürdüğü sertlik yanlısı politikasının ürünü olarak Irak-Ürdün sınırındaki milisleri bombalamasıydı. 

Al Arap gazetesi bu gelişmeyi “Suriye’nin güneyinde Irak ve Ürdün sınırına yakın askeri faaliyet üssüne yaklaşan ve İran tarafından desteklenen bir milis konvoyuna karşı Washington tarafından gerçekleştirilen hava saldırısı sıradan bir olay değildir, tam aksine ABD’nin bölgede ortaya koyduğu planları göstermektedir” ifadeleriyle değerlendirdi.


ABD TÜRKİYE’DEN VAZ MI GEÇİYOR?

Abdulbari ATWAN
Rai al Youm

Türkiye-ABD ilişkilerinde gerilimin tırmanması göz önüne alındığında, belki de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, yıldız konuğun Trump’ın olduğu pazar günü Riyad’ta gerçekleştirilecek olan yeni  ‘İslam NATO’ zirvesine katılması şüpheli.*

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Washington ziyaretinden ve Başkan Trump ile düzenlenen toplantıdan beklediği umutları gerçekleşmedi. Ne ABD’nin Suriye Demokratik Güçleri’yle silah anlaşmasını iptal edebildi ne de Türk ordusunun ABD birlikleriyle birlikte ‘Rakka kentini kurtarmak’ sürecine dahil olabildi.

GERGİNLİKTEN ÇATIŞMAYA

ABD-Türkiye ilişkileri, gerginlikten çatışma aşamasına geçmektedir. Başkan Trump Yönetiminin, Ortadoğu’daki politikalarının “Kürt” odaklı olacağı  ve özellikle Suriye ve Irak’ta Kürtlerle stratejik müttefik  tutumunda olması buna meydan vermektedir.

Öte yandan (Dışişleri Bakanı) Mevlüt Çavuşoğlu, Irak ve Suriye’de IŞİD Karşıtı Uluslararası Koalisyon’un ABD’li koordinatörünün (Brett McGurk) kovulmasını talep etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Amerika’nın onaylamasına gerek duymadan kendi ülkesinin,  Suriye içindeki Kürt güçlerine karşı tek taraflı adımlar atmaya hakkı olduğunu ifade etti. 

ZİRVE GERGİN GEÇTİ

Birçok habere göre, Beyaz Saray’da düzenlenen Trump ve Erdoğan arasındaki toplantı, gergin ve çatışmalı geçti. Ancak ortak basın açıklamasında kullanılan iki ülke arasında  “stratejik ortaklık”  ve  “özel ilişkiler” tanımları sadece medyaya yönelikti. 

Öyle ki Erdoğan’ın en önemli talebi; askeri darbenin arkasında duran İmam Fethullah Gülen’in teslim edilmesiydi, ancak bu talebin ABD tarafından göz ardı edildiği net bir şekilde ortada.

Bu gerginlik açıkça Erdoğan’ın özel korumalarına yansıdı. Washington’da Türk Büyükelçisinin evinin önünde protestocu bir gruba saldırdılar. Saldırı sonucu dokuz kişi yaralandı. Bu durum öfkeye neden oldu ve Senatoda en tanınmış Türk yandaşlarından biri olan John McCain’in, Türk Büyükelçisinin Washington’dan sınırdışı edilmesi mesajını vermesine neden oldu. 

Diğer yandan ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, Türk hükümetinin diplomatik korumalarının protestoculara karşı davranışını ve şiddet kullanmasını sert ifadelerle Ankara’ya bildirdi; “Şiddet, ifade özgürlüğüne karşı asla uygun bir tepki değildir ve her yerde insanların ifade özgürlüğüne ve barışçı protesto hakkına destek veriyoruz” dedi. 

NATO’DA SAYILI GÜNLER

Evet Trump Yönetiminin, Suriye’nin demokratik güçlerine sağladığı silahların Türkiye yönelik kullanılmayacağına dair söz verdiği doğru. Kuzey Suriye Kürt varlığına izin vermeyeceğini de taahhüt etti. Ancak geçmişte ve özellikle Irak deneyiminde bu sözlerine uymadığına tanık olmuştuk.  

Bugün Kuzey Irak bağımsız bir devletin kurulmasına yönelik  referandumun eşiğindedir. ABD, peşmergeyi, eğitim ve silah desteğiyle güçlü bir ordu haline getirmektedir. Amerika bugüne kadar dünyanın hiçbir yerinde milislerine sağladığı silahları geri almamıştır. 

ABD Yönetimi giderek bölgedeki stratejik müttefiki olarak Türkiye’den vazgeçmektedir.  ABD ile Avrupalı müttefikleri, Türkiye’nin “İncirlik” hava üssüne alternatifler aramaya başlamıştır ki bu da Türkiye’nin muhtemelen NATO’da sayılı günleri kaldığı anlamına gelir.
*Yazı zirveden önce yazılmıştır.


WASHİNGTON SURİYE’DE YENİ ATEŞ PLANLARINI ÇİZİYOR

Al Arab

Stratejik işler uzmanı Batılı gözlemciler, Suriye’nin güneyinde Irak ve Ürdün sınırına yakın askeri faaliyet üssüne yaklaşan ve İran tarafından desteklenen bir milis konvoyuna karşı Washington tarafından gerçekleştirilen hava saldırısının sıradan bir olay olmadığı, tam aksine ABD’nin bölgede ortaya koyduğu planları gösterdiği görüşündeler.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) yetkilisi ABD liderliğindeki Koalisyon’a ait savaş uçaklarının Perşembe günü Suriye’de rejim yanlısı Şii milis unsurları taşıyan bir konvoya hava saldırısı düzenlediğini duyurdu. 

Gözlemciler bu saldırının, Washington’un stratejik önemini küçük gösterme çabalarına rağmen, Suriye ve Irak’taki askeri planlarına yönelik ihlallere müsaade etmeyeceği kırmızıçizgiler konusunda bir uyarı niteliğinde olduğu görüşündeler.


DONALD TRUMP, KÖRFEZ LİDERLERİYLE RİYAD’DA BİR ARAYA GELDİ 

Al Arabiya

Donald Trump, Körfez İş Birliği Örgütü liderleri ile, ticari ilişkilerin yanı sıra bölgeye yönelik İran’dan gelenler de dahil güvenlik tehditlerini tartışmak üzere Pazar günü biraraya geldi.  

ABD-Körfez toplantısı, Trump’ın Bahreyn Kralı, Katar emiri, Mısır Cumhurbaşkanı, Kuveyt emiri ve diğer Arap liderlerle yaptığı çeşitli ikili görüşmeler ve fotoğraf çekimleri ardından gerçekleştirildi. 

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad ziyaretinin ikinci gününde gerçekleştirilen ABD-Körfez zirvesi, güvenlik meseleleri ve Körfez savunma sisteminin tamamlanması gündemleriyle toplandı. 

Öte yandan altı Körfez lideriyle basına kapalı gerçekleştirilen toplantı ilk ABD-Körfez toplantısı değildi. Toplantı, 2015 ve 2016’da Camp David ve Riyad’da, Obama yönetimi ile gerçekleştirilen iki ABD-Körfez zirvesinin ardından geldi. Trump ayrıca, Arap-İslam-Amerikan Zirvesi’nden Müslüman dünyasına seslendiği konuşmasını terörizme ayırdı. 

RADİKAL İSLAMİ TERÖRDEN ‘İYİ İLE KÖTÜ’NÜN SAVAŞINA

Trump’ın iki günlük Suuri Arabistan ziyaretinin özeti olan konuşması, Müslümanların çoğunlukta olduğu 50 ülkeye yönelik ve aşırılığa karşı mücadeleyi “iyi ile kötü arasındaki savaş” olarak nitelendirdi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı H.R. McMaster da, ABD’li ABC kanalına, Trump’ın “radikal İslami terörizm” söylemini bırakabileceğini söylemişti.

ABC röportajında McMaster, “Başkan nasıl istiyorsa öyle ifade edecektir. Fakat bence önemli ne söylersek söyleyelim aşırıların dindar insanlar olmadıklarını kabul etmemiz gerekiyor. 

Ve, aslında, bu medeniyet düşmanları, işledikleri suçları bir nevi dini savaş iddiasıyla örtmeye çalışıyorlar” demişti.McMaster ayrıca, konuşmanın “ilham verici, radikal ideolojiye doğrudan karşı çıkan ve İslam’ın barışçıl vizyonunun dünyaya hakim olmasını umut eden” bir konuşma olacağını eklemişti. (...)

ÖNCEKİ HABER

Suudilerin İsrail planı, Trump’ın Ortadoğu rüyası

SONRAKİ HABER

150 yıldır süren meslek risk altında

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa