31 Mart 2011 14:49

Tabular etrafında bir ‘Atlıkarınca’

Türk sinemasında bazı konulara eğilmek cesaret ister. Tabularımız var çünkü.  İnsanlar rahatsız edici meseleler yerine gülüp eğlenmeyi tercih ediyorlar çoğu zaman. Sinema toplumların her daim ikamet ettiği alanlardan geçmek zorunda değil, aksine görünmeyeni görünür kılıyor. İlksen Başarır ilk filmi Baş

Tabular etrafında bir ‘Atlıkarınca’
Paylaş
Janet Barış

Bir çekirdek aile düşünün, anne-baba biri kız biri erkek iki çocuk. Yıldırım Türker’den mülhem “Aile bir kazadır” cümlesinden sıyrılıp toplumsal normlar üzerinden baktığımızda görebileceğimiz en masum tablo. Halbuki bu masumane tablonun eksikleri gedikleri ya da boşlukları olabilir. Atlıkarınca yanlış bir adamın ellerinde masum bir ailenin nasıl heba olabileceğini gözler önüne seriyor.

Küçük bir kasabada yaşayan Erdem, karısı Sevil ve çocukları Edip ile Sezgi, Sevil’in annesi felç geçirince İstanbul’a taşınırlar. Daha küçücük bir çocukken Edip’in babasına karşı tepkili olduğunu fark ederiz hemen. On yıl sonrasında ise Edip yatılı bir okula giderek evden uzaklaşmıştır artık. 13-14 yaşlarındaki kız kardeşi Sevil ise okuluna gider gelir, spor yapar, yüzer. Babaları Erdem aslında bir şair, kitapları var ve yenilerini yazıyor. Sevil de bankacı, gitgide yoğunlaşan işleri yüzünden evine daha az vakit ayırıyor, bu da Sezgi ile babasının evde daha çok baş başa kalması demek... Bu yalnız kalmalar Sezgi için hayra alamet değil çünkü kendi bile kondurmak istemese de taciz için pusuda bekleyen bir “baba”sı var. Kızının hareketlerinde bir değişiklik sezen Sevil, bu duruma önceleri pek anlam veremez. Meseleyi kavramak için kendince çözümler ürettiğinde ise kaldıramayacağı bir gerçekle yüzleşmek zorunda kalır.

KENDİSİNİ SUÇLU HİSSEDEN MAĞDUR

Atlıkarınca kendi öz kızını taciz eden bir babanın hikayesi bu yüzden rahatsız edici. Yönetmen bu tacizi açıkça göstermiyor ama karanlık noktalarda, konuşmalardan bakışlardan ve Sezgi üzerinden bunu anlamak çok kolay. Diğer yandan felçli anneanne de olayları dışarıdan gözleyen ama konuşamayan bir kadın, Sevil kimseyle paylaşamadığını onunla paylaşmaya çalışıyor. Yaşadıkları yetmiyormuşçasına üzerine bir de mağdur olduğu bir konuda kendisini suçlu hissediyor. Filmin asıl acıtan yanları ayrıntılar, hem babanın ufak tefek takıntılarında, hem de yazdığı şiirlerde zihnindeki çarpıklık su yüzüne çıkıyor.

Atlıkarınca’daki performansıyla geçtiğimiz yıl Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Behlül Dal Genç Yetenek Ödülü alan Zeynep Oral, babasının tacizine boyun eğmek zorunda kalan, bunu kimseyle paylaşamayan Sezgi’yi genç yaşına rağmen başarılı bir biçimde canlandırıyor. Atlıkarınca’nın aynı zamanda yine Altın Portakal’dan en iyi senaryo ödülü de var. Mert Fırat ile Nergis Öztürk’ün rollerini çok iyi oynamış olması filmin etkileyiciliğinin yanında gerçeklik hissini taşımasını da sağlıyor. İlksen Başarır ise güçlü senaryolarıyla daha ilk iki filmiyle konuşulan bir yönetmen oldu bile. (İstanbul/EVRENSEL)

[email protected]

Atlıkarınca

Yönetmen: İlksen Başarır

Senaryo: İlksen Başarır, Mert Fırat

Oyuncular: Zeynep Oral, Nergiz Öztürk, Mert Fırat, Sema Çeyrekbaşı, Sercan Badur.

ÖNCEKİ HABER

Anadolu Üniversitesi’nde mobbing ve sürgün

SONRAKİ HABER

Desa patronundan ırkçı kışkırtma

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...