19 Mayıs 2017 00:15

Mehdi Amel: Direndiğin sürece mağlup değilsin

Arap Halklarının Mücadele Tarihinden bölümünde bu hafta Lübnanlı düşünür, mücadele insanı Mehdi Amel’in yaşamına mercek tutuyoruz.

Paylaş

18 Mayıs tarihi, Lübnanlı düşünür, mücadele insanı Mehdi Amel’in ölüm yıl dönümüydü. Esas adı Hasan Abdullah Hamdan olan Mehdi, Lübnan’ın son dönemde yetiştirdiği en önemli fikir ve mücadele adamlarından biri. Ancak Mehdi Amel’i tanıtmaya başlamadan önce suikastla öldürüldüğü ’80’li yıllarda Lübnan’da atmosferle ilgili kısa bir bilgi vermekte fayda var:

Farklı mezheplerin, dinlerin ve etnisitelerin bulunduğu Lübnan’da, 1975 yılında farklı gruplar arasında çok yıkıcı etkileri olan bir iç savaş başladı. Bu iç savaş belirli aralıklarla 1990’a kadar sürdü. Maruni Hristiyanları, Müslümanları ve Dürzi azınlık arasında meydana gelen çatışmalar, İsrail, Suriye ve Filistin Kurtuluş Örgütünün katılımıyla, ülkeyi kan gölüne çevirdi. Savaş ‘Doğunun Paris’i unvanını her yönüyle hak eden Beyrut’u hayalet şehre çevirmişti. Burada dikkat çeken nokta hemen hemen her milis grubu belli bir etnisiteye, mezhebe, dine dayanırken, İsrail’e karşı direniş başlamasında kritik bir rol oynayan Lübnan Komünist Partisinin, Lübnan’da yaşayan bütün kesimleri barındıran bir yapısının olmasıydı.

PARTİYE İLK ÜYELİK

Komünist düşünür ve mücadele insanı Mehdi Amel, Beyrut’ta Harouf ilçesinin Nebatiye kasabasında 1936 yılında doğdu. 1955 yılında Beyrut’ta liseyi bitirdi. 1956 yılında Fransa’ya gitti ve Lion üniversitesinden  lisans eğitimini bitirerek felsefe doktoru diplomasını aldı. 1960’ta Lübnan Komünist Partisine üye oldu. 

1963 yılında Cezayir’e gitti. Dört sene boyunca Kostantine vilayetinde öğretmenlerin eğitiminde çalıştı. Cezayir’de yayımlanan “Afrika Devrimi” dergisine Fransızca olarak bir çok makale yazdı. 1968 yılında Sayda Kız Lisesinde felsefe dersleri verdi. 1976’da Lübnan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde felsefe ve siyaset metodolojisi dersleri vermeye başlayana kadar bu görevinde kaldı.  

1968-1976 yılları, Hasan Hamdan’ın hayatının en önemli dönemlerindendir. Bu dönemde, kendi vatanında ve Arapça dilinde entelektüel düşüncelerini yazmaya, uygulamaya başlamıştı. Özellikle sosyal gerçekleri  ve Marksizmin evrensel yasalarının etkisini bilimsel bir yöntemle incelemeye almıştı. 

Hasan Hamdan, hazır ifadelerden, tekrar eden ve kalıplaşmış cümlelerden uzaklaşarak, Arap kültürünün bilimsel oluşum sürecini ele almıştır. O dönemde yaşamın gerçeklerinin Arapça olarak düşünmesi büyük bir risk olmasına rağmen Hamdan’ın bu girişiminin ve kalkıştığı işin öneminin farkındaydı.  

Hasan Hamdan, 1982’de İsrail’in Beyrut’u işgalinin ardında el Tarik (Yol) dergisinde “Direndiğin sürece mağlup değilsin” başlığıyla kaleme aldığı makalelerle Mehdi Amel ismiyle tanındı.

İLK KİTAP

1972 yılında ilk kitabı “Sosyalist Düşüncenin, Ulusal Kurtuluş Hareketine Etkisinin  Teorik İncelemesi”ni yayınladı. Kitabı ikiye böldü; birinci bölüme “Çelişkiler” adını verdi. İkinci bölüm “Üretim Sömürge Modu”nu ise 1976’da yayımlandı. 

Bu kitabın önemi, Mehdi’nin, Marksist düşüncede, yeni bir alanda özelikle bilgi araçlarının üretimi ve Arap toplumlarında üretimin niteliğini belirlemek adına incelemeye almış olmasıydı. Ayrıca “Tarihin Açılımları” başlıklı kitabın üçüncü bölümü de vardı ancak Mehdi onu tamamlayamadı. 

Kısacası Mehdi  kitabında, Marksizm’in evrensel yasalarına etkisinin üzerine çalışırken, makaleleri ve tüm kitaplarıyla kendi fikir sisteminin teorisini üretmek için bir zemin oluşturmayı hedefliyordu.

BURJUVAZİNİN KRİZİ

1973 yılında “Arap medeniyetinin krizi mi, Arap burjuvazisinin krizi mi” kitabını yayınladı. Bu kitabında Kuveyt’te “Arap Dünyasında Medeniyetin Gelişim Krizi başlığı ile gerçekleştirilen entelektüel sempozyumun çalışmalarını eleştirdi. Dönemin önemli Arap aydınlarının katıldığı sempozyum, Arap medeniyetini batı medeniyetinin ulaştığı noktaya ulaşmasının mümkün olmadığı sonucuna vardı. Amel, bu sempozyumda Arap düşüncesi ve gelişme arasındaki ayrılığı mahkum etti. 

1979 yılında “Siyasetin Uygulanmasında Teori, Lübnan İç Savaşının Nedenlerini Araştırma”  kitabını yayımladı. Kitabın başlığıyla Mehdi Amel, siyasette teori, pratik ve günlük mücadele ile arasındaki bağı kurmaktadır. Aynı zamanda olayların oluşumunu düzenleyen yasaları irdelemektedir.

  • Lübnan iç savaşından bir kare

MEHDİ, PRATİK MÜCADELENİN İÇİNDE

Mehdi’nin mücadelesi yazılarla sınırlı kalmadı. Yazdıklarını köylere ve şehirlere taşıdı. Ulusal hareket, özgürlük hareketi gibi bir çok meseleyi insanlara basit bir şekilde anlattı. İnsanlarla yürüttüğü tartışmalarda Yoldaş Tarık olarak biliniyordu. 1980 yılında “Mezhepsel Düşünceyi Eleştiriye Giriş-Lübnan Burjuvazisinin İdeolojisinde Filistin Sorunu” kitabını yayımladı. Lübnan burjuvazisinin ideolojisi olan temel kavramları gösterdi. Onun antitezinden, işçi sınıfının duruşundan onu eleştirdi. 

1982 yılında Mehdi Amel, İsrail tarafından kuşatılan Beyrut’ta kaldı. Bu dönemde el Tarik (Yol) dergisinde “Direndiğin sürece mağlup değilsin” başlığıyla çok güzel makaleler yazdı.

1985 yılında çalışmalarının bir özeti olan “Bilimsel olarak Haldun’un (İbni Haldun) Düşüncesi” kitabını yayımladı. Bu çalışma, onun ifadesine göre “Kültürel miras olan metnin bilimsel materyalist yöntemle okunmasının” sonucuydu.

SINIFSAL ÇELİŞKİLERİ GÖLGELEYEN ÇATIŞMALAR

1986 yılında Lübnan’da var olan siyasi mezhepsel düzeni tahlil ettiği “Mezhep Devleti” kitabını yayınladı. Kitapta mezhepsel ideolojilerin gölgelediği sınıfsal çatışmaları tahlil etmeyi amaçladı. 

1987’de “net bir İslami model üretimi” olarak ayırt edilecek belirli bir tarz olmadığını savunduğu, “Günlük Düşüncenin Eleştirisi” adlı kitabının son bölümünü tamamlamaya çalıştı.  Ne var ki 18 Mayıs 1987 tarihinde  Beyrut’taki Cezayir Sokağı’nda, suikast kurşunları yaşamına son vererek çalışmalarını engellemişti.

1987 katledilen tek aydın ve mücadele insanı Mehdi Amel değildi. Ansiklopedik bir eser olan Dört ciltlik “Arap İslam Felsefesinde Materyalist Eğilimler” kitabının yazarı ve Lübnan Komünist Partisinin Merkez Komite Üyesi Hüseyin Murva, Partinin Siyasi Büro Üyesi Halil Naus, parti gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Mişel Vakid ve daha bir çok insan, arka arkaya düzenlenen suikastlarla öldürüldü. 

Her ne kadar suikastların arkasında Lübnan İslami hareketleri olan EMEL ve Hizbullah olduğu iddia edilse de, bugüne kadar bunu doğrulayan bir kanıta rastlanmadı. Mehdi’nin ölümünden sonra kültür-medya dünyasının ve akademisyenlerin oy birliğiyle 19 Mayıs “Sözün Özgürlüğünün ve Bilimsel Araştırmanın Zafer Günü” olarak kabul edildi.

ÖNCEKİ HABER

RTÜK İnönü'ye 'düzeltme hakkı' verdi: Bu RTÜK ölüyü diriltir

SONRAKİ HABER

Kültür mozaiği Hatay'ın ilk kitap fuarı devam ediyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...