HDP, RTÜK’ün Şevki Yılmaz kararını Meclise taşıdı

HDP Şevki Yılmaz’ın ‘MİT kelle almalı’ sözlerini ifade özgürlüğü kapsamında değerlendiren RTÜK’ü Meclis gündemine getirdi.

HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, RTÜK’ün Akit TV'de yayınlanan Milli Duruş programında Şevki Yılmaz’ın ‘Devletin kendi, MİT’i bazı kelleleri alması lazım’ sözlerini ifade özgürlüğü kapsamında görüp yayın ihlali yapılmadığına karar vermesini Binali Yıldırım’a sordu 

Beştaş, Başbakan Binali Yıldırım’ın cevaplaması istemiyle verdiği soru önergesinde; Akit TV’de konuşan Akit Yazarı ve eski Refah Partisi Milletvekili Şevki Yılmaz’ın, HDP’li milletvekillerini hedef göstererek "Devletin kendi MİT'i bazı kelleleri alması lazım, idam beklenemez. Bu Sultan Abdülhamit'in metodudur ve İslamidir" dediğin ve aynı konuşmada Suruç ve Ankara Garı katliamlarında hayatını kaybeden yurttaşları da “aldatılmış gençler” olarak niteleyen Şevki Yılmaz’ın, “ateizm zehrine yakalanmış, ahlaksızlık zehrine yakalanmış, devlet düşmanlığı zehrine yakalanmış gençler” ifadelerini kullandığını belirterek: “Bahse konu program hakkında tarafımca RTÜK’e başvuru yapılmış olup programın yayın etiği ve 6112 Sayılı yasa kapsamında müeyyideye tabi tutulması talep edilmiştir. Ancak ne var ki RTÜK tarafından söz konusu programda “yayın ihlali olmadığı” yönünde oy çokluğu ile karar alınmıştır” dedi. 

Beştaş, Binali Yıldırım’ın cevaplamasını istediği soru önergesinde şu soruları sordu

1-) HDP’li milletvekillerinin devlet eliyle öldürülmesini salık veren Şevki Yılmaz’ın ifadeleri hakkında ne düşünüyorsunuz? 

2-) RTÜK’e yapılan başvuru ve neticesinden haberdar mısınız? 

3-) RTÜK üyelerinin çoğunluğu AKP mensubu olup bu bağlamda verilen karar hükümet politikalarınız ile örtüşüyor mu?

4-) Görsel medya kanallarında yayınlanan programlarda şiddet ve ölüm çağrıları yapılmasını doğru buluyor musunuz? Başbakan olarak bir türden çağrıların toplumsal olaylara yol açacağı kaygısını taşımıyor musunuz?

5-) Şevki Yılmaz’ın hedef gösteren ifadeleri hakkında herhangi bir soruşturma başlatılmamış olup bu konuşmalardan feyz alarak HDP’lilere yönelik gerçekleşecek herhangi bir saldırının sorumluluğu sizce kime ait olacaktır?

6-) Bir kişinin televizyon kanalında şiddete açık çağrı niteliğindeki konuşma yaparak halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunu işlemesi; yeni dönem yayın politikalarınız arasında mıdır?

7-) Birçok televizyon kanalı KHK’ler ile kapatılırken, düşünce ve ifade hürriyeti askıya alınmışken bazı basın-yayın organlarında şiddet ve ölüm çağrısı içeren ifadelerin neden hiçbir yaptırıma maruz kalmama gerekçesi nedir? 

8-) Eski bir milletvekili olan bir kişinin "Devletin kendi MİT'i bazı kelleleri alması” biçimindeki ifadelerinin fiiliyatta bir karşılığı var mıdır? Devletin bu yöntemleri uygulaması sizce mümkün müdür?

9-) Suruç ve 10 Ekim Ankara katliamında yaşamını yitirenler hakkında ifade edilen “ateizm zehrine yakalanmış, ahlaksızlık zehrine yakalanmış, devlet düşmanlığı zehrine yakalanmış gençler”  şeklindeki hakaret ifadelerinin yaşamını yitiren kişilerin hatırasına hakaret teşkil ettiğinden hareketle bu sözleri sarfeden kişi hakkında yargısal süreç neden başlatılmamıştır? Bu tür sözler 6112 sayılı yasaya aykırı olduğu halde neden yaptırımsız kalmıştır? 

10-) Hakaret ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik içeren söylemlerin suç teşkil edip etmemesi neden kişilere göre değişkenlik göstermektedir? Eleştiri mahiyetindeki sosyal medya paylaşımları nedeniyle her gün yüzlerce kişi tutuklanırken, televizyon kanalında HDP’lilerin öldürülmesini salık veren kişinin yargılanmaması bu nedenle midir?

11-) Başbakan olarak yurttaşların can güvenliğine dair yüksek düzeyde sorumluluğunuz olduğundan bahisle bu tür nefret söylemlerinin etkisi ile olabilecek linç girişimlerinin sorumlusu kim olacaktır? RTÜK tarafından verilen kararın bu tür nefret söylemlerini artırıcı etkisi olacağını düşünüyor musunuz? Bu hususta önlem alacak mısınız? 

ŞEVKİ YILMAZ NE DEMİŞTİ

Eski Milletvekili Şevki Yılmaz konuşmasında; “Devletin kendi MİT'i bazı kelleleri alması lazım. İdam beklenmez yani. Sultan Abdülhamit'in metodur ve İslamidir bu. Sen insana hap verecen uyuşturacan Taksim'de, Ankara'da Gar'da. Devlet, efendim istediğin cinayeti işleyecen. Ankara otogarında aldatılmış gençler ölecek. Sen orada horon tepeceksin burnun kanamayacak milletvekili olsun, partinin ileri gelenleri. Suruç'taki katliamda, bombalamada Türkiye'nin birçok yerinde aldatılmış, zehirlenmiş, ateistlik zehirine yakalanmış, ahlaksızlık zehirine yakalanmış, devlet düşmanlığı zehirine yakalanmış gençler ölüyor, Suruç Belediye Başkanı o toplantıda yok, Suruç meclis üyeleri o toplantıda yok, yörenin milletvekili yok. En ufak eylemde bunlar varken, katliam olurken nerden öğrendiniz 11 Eylül'deki gökdelenlere gelmeyen Yahudiler gibi haberi nerden aldınız ki ne otogardaki patlamada ileri gelenleri vardı. İşte bunlar bu patlamaları devam ettirdiği zaman devletin özel gücü bunların ileri gelenlerinin kellesini bir bir almaya başlarsa o piyonları kullanamaz. Bilecek ki bir piyon ben kullandım mı 10 tane baş gidecek. Bunu istihbarat yapabilir ve yapmalıdır buradan açık konuşuyorum. Kanuna, anayasaya uyarak terörü önleyemezsiniz. Terörü önleyecek anayasa vicdan anayasasıdır. Hikmettir ve basirettir. ASALA'yı nasıl çökerttiğini biliyoruz devletin. Buradan isim vermeye gerek yok. Yani halen hayatta olan bu işi başaran kahramanlar kenara çekilmiş görev bekliyorlar.”(HABER MERKEZİ)