03 Temmuz 2012 03:34

'Babam işkenceyle öldürüldü'

Midyat Cezaevi’nde intihar ettiği iddia edilen siyasi tutuklu Abdulvahit Kılıç’ın ölümü ile ilgili şüpheler artıyor. Cezaevi idaresinin ‘gömleği ile kendini asmış’ iddiasında bulunduğunu belirten Kılıç’ın oğlu Vedat Kılıç, babasının işkence yapılarak öldürüldüğünü beli

'Babam işkenceyle öldürüldü'
Paylaş

Midyat Cezaevi’nde intihar ettiği iddia edilen 43 yaşındaki Abdulvahit Kılıç’ın ölümü ile ilgili şüpheler artıyor. Diyarbakır’da 2009 yılında faili meçhul bir şekilde yaşamını yitiren Dicle Üniversitesi öğrencisi Aydın Erdem için düzenlenen eylemde çıkan olaylara katıldığı iddiasıyla hakkında soruşturma açılan ve 21 Mart 2012 tarihinde gözaltına alındıktan sonra Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nce ‘örgüt üyesi olmak’ iddiasıyla tutuklanan ve Diyarbakır Cezaevi’ne konulan Kılıç, 4 ay tutuklu kaldıktan sonra tecridi protesto etmek için boğazını keserek intihar girişiminde bulundu. Ağır yaralanan Kılıç, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne kaldırılarak ameliyata alındı. Ameliyatın ardından bir gün yoğun bakımda kalan Kılıç, fakültede hasta tutuklu olmaması nedeni ile Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. 8 gün Araştırma Hastanesi’nde kalan Kılıç, 27 Haziran tarihinde boğazında 20 santimlik kesik olmasına rağmen Midyat Cezaevi’ne sevk edildi. Sevk sırasında ring aracında işkenceye maruz kaldığı iddia edilen Kılıç kapatıldığı tek kişilik hücrede ölü bulundu. Kılıç’ın kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmesinden bir gün sonra cezaevi yetkilileri, Kılıç’ın ailesini arayarak ‘Vahit Kılıç gömleği ile kendini asarak intihar etti’ dedi.

YOKSULLUK İÇİNDE BİR YAŞAM

30 Haziran’da memleketi Diyarbakır’ın Kocaköy İlçesi’nde binlerce kişinin katılımıyla toprağa verilen Kılıç’ın oğlu Vedat Kılıç, yoksulluk içinde yaşadıklarını belirterek, babasının inşaat işçiliği, ardından seyyar satıcılık yaptığını anlattı. Diyarbakır’da yaşadıkları yoksulluk nedeniyle Adana’ya taşındıklarını, bir süre sonra yeniden Diyarbakır’a döndüklerini belirten Kılıç, babasının yine inşaatlarda çalışarak aileyi geçindirmeye çalıştığını söyledi. “Benim babam bir emekçiydi. Cebinde parası olmazdı” diyen Kılıç, “Doğru dürüst Türkçe bilmez, her zaman Kürtçe konuşurdu” dedi. 2002 yılında babasının Diyarbakır’daki KURDÎ-DER’de bekçilik yapmaya başladığını söyleyen Kılıç, “19 Haziran’da Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi ve Urfa Cezaevi’nde yaşanan katliamı protesto etmek amacı ile boğazını kesti.

Babam 10 gün içerisinde nasıl iyileşti biz de anlamadık. Sürgün edildi hemen. Ve sürgün edildiği cezaevinde tek kişilik hücreye atıldı. 10 gün önce intihar teşebbüsünde bulunan bir kişi nasıl hücreye atılır?​” diye sordu.

‘İŞKENCE YAPILMIŞ’

29 Haziran'da babasının Midyat Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığını belirten Kılıç, “Babam akşam yaşamını yitirdi ama bizi ertesi gün haber verildi. Babam Diyarbakır Devlet Hastanesi’ne otopsi işlemlerinin yapılması için getirildi. Daha otopsi işlemleri yapılmadan biz içeriye girdik. Cenazeyi orada gördüğümüz zaman aklımıza birçok soru işareti takıldı. Daha otopsi işlemleri yapılmayan bir cenaze neden ıslak olur ve kendini asan bir kişinin vücudunda nasıl morluklar olur. Babam ya gardiyanlar ya da askerler tarafından işkenceye maruz kaldı. Vücudundaki parmak izleri ve morluklar soğuk su ile giderilmeye çalışıldı. Babamın ölümünde şüpheliyiz. Cezaevi kendini asmış diyor ama boynunda hiçbir morluk izi yoktu” dedi. Kılıç, gerçeğin açığa çıkması için her türlü hukuki girişimde bulunacaklarını belirtti. (Diyarbakır/DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Esad: Keşke uçağı düşürmeseydik

SONRAKİ HABER

Tarım işçisi kadınlar için yaşam; yoksulluk ve şiddet

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...