14 Mayıs 2017 12:41

ÇAYKUR satılırsa çay üretimi biter

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Varlık Fonu’na devredilen ÇAYKUR’un özelleştirilmesi halinde, çay üretiminin biteceği uyarısında bulundu. 

Paylaş

Derya DURSUN
İstanbul

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Varlık Fonu’na devredilen ÇAYKUR’un özelleştirilmesi halinde, çay üretiminin biteceği uyarısında bulundu. 

Çay raporunu açıklayan Sarıbal, ÇAYKUR’un hisselerinin Katarlı bir firmaya 650 milyon dolar borç teminat gösterildiğini hatırlattı. Hükümetin gündeminde uzun süredir ÇAYKUR’un özelleştirilmesi olduğuna dikkat çeken Sarıbal, Varlık Fonu’na devrinin amacının da bu olduğunu ifade etti. 

Dünyada üzerine kar yağan ve bitki zararlısı barındırmayan çay üretilen tek ülkenin Doğu Karadeniz Bölgesi olduğunu söyleyen Sarıbal, kuru çay üretimi bakımından Türkiye’nin dünyada beşinci sırada olduğu bilgisini verdi.  

CAZİP PAZAR TÜRKİYE

Açıklana rapora göre, Türkiye toplam kuru çay tüketimi açısından dünyada üçüncü, yıllık kişi başına çay tüketimi bakımından birinci sırada. 

Türkiye toplam 228 bin tonluk çay tüketimiyle çokuluslu şirketler için cazip bir pazar. Ancak bu şirketler tüm çabalarına karşılık pazarı ele geçiremediler, ÇAYKUR’un pazar hakimiyetini kıramadılar.

Piyasanın tamamen uluslararası çay tekellerinin eline geçmesi halinde, çay tüketiminde önemli bir potansiyel olan Türkiye’de, belli bir süre sonra yerli çay satılamayacak hem üretim hem de sanayisi tasfiye edilecek. 

YÜZDE 95’TEN 53’E DÜŞTÜ

Yine rapora göre, Doğu Karadeniz Bölgesinde 209 bin üretici 762 bin dekar alanda çay tarımı yapıyor.Çaylık alanların yüzde 66’sı Rize, yüzde 20’si Trabzon, yüzde 11’i Artvin ve yüzde 3’ü ise Giresun ve Ordu’da yer alıyor.

Yıllık yaş çay rekoltesi iklim ve tarımsal teknik önlemlere bağlı olarak 1.1-1.3 milyon ton arasında değişiyor.

1985 yılında sektördeki toplam yaş çay yüzde 95’i ÇAYKUR, yüzde 5’i özel sektör tarafından yapılırken, 2016 yılında yüzde 53’ü ÇAYKUR, yüzde 48’i özel sektör tarafından yapıldı.

Doğu Karadeniz’de çay tarımı çoğunlukla küçük aile işletmeciliği şeklinde yapılıyor. Ortalama işletme büyüklüğü üretici başına 3.5 dekar dolayında. Üreticilerin yüzde 76’sı 5 dekarın altında, yüzde 23’ü 5-10 dekar arasında çaylık alana sahip.

ÇAYKUR’UN VARLIK FONU’NA DEVREDİLMESİ

Sarıbal’ın açıkladığı raporda ÇAYKUR’un Varlık Fonu’da devredilmesinin yaratacağı sonuçlara da dikkat çekildi. “Artık bağımsız bir şirket gibi yönetilen, hiçbir denetime ve İhale Kanunu’na tabi olmayan ÇAYKUR özelleştirilse bile söz söylenemeyeceği, dava açılamayacağıdır” denilen raporda, “Basına yansıyan haberlere göre, Katar kökenli bir fondan alınan 650 milyon dolar borç karşılığında Çaykur’un yüzde 70 hissesinin teminat olarak gösterildiği belirtilmektedir. Hükümet Varlık Fonu bünyesindeki ÇAYKUR hisselerinin alınan krediye karşılık rehin verilmesini direkt olarak inkar edememiştir. Bu yöntem, 94 yıl sonra Düyunu Umumiye İdaresi’ni akla getirmektedir.Osmanlı’nın sömürge haline geldiğinin kanıtı olan bu idare, Varlık Fonu’nun bir süre sonra aynı işlevi görebileceği tehlikesini ortaya koymaktadır” dendi.  

ÇAY TASFİYE EDİLECEK

ÇAYKUR’un ipotek edilmesinin ikinci adımının satılmak anlamına geldiğine dikkat çekilen raporda, “İpotek edilen bir varlığın yüksek kârları hedefleyecek olması üreticilerin felaketine yol açacaktır” uyarısında bulunuldu.  
ÇAYKUR’un ipotek edildiği fon tarafından satılabileceğinin vurgulandığı raporda, “Böylelikle Doğu Karadeniz bölgesinde çay tasfiye edilecektir. Çünkü çay tekellerinin Karadeniz çayına ihtiyaçları bulunmamaktadır. İhtiyaç duydukları şey Türkiye pazarını ele geçirmektir” denildi. 

RAPORDA YER ALAN ÖNERİ VE TALEPLER 

* Çay fiyatı tespit edilirken üreticilerin geçim seviyesi ve çayın maliyeti dikkate alınmalı; açıklanan alım fiyatına özel sektörün de uyması zorunlu olmalıdır.

*  ÇAYKUR işleme kapasitesinin tümünü kullanmalı; üreticiyi düşük fiyatlarla özel sektöre çay vermek zorunda bırakan kota ve kontenjan uygulamalarına son verilmelidir. 

* Yaş çay üreticileri de dünya piyasalarında satılabilecek, standartlara uygun çay yetiştirmeli ve hasat etmelidir. 

* Yaş çay üreticilerini ÇAYKUR’un ve şirketlerin keyfi uygulamalarına karşı koruyacak ve toplu pazarlık yapabilecek şekilde örgütlenmeleri yasal güvence altına alınmalıdır.

* ÇAYKUR siyasetin rant aracı olmaktan kurtarılmalı, çalışanlarına (idari ve uzman teknik personele) özgür bir çalışma ortamı sağlanmalı; kurum özerk bir yapıya kavuşturulmalı, Kurumun yönetiminde çay üreticileri de söz, karar ve yetki sahibi olmalıdırlar.

BU KOŞULLARDA ÇİFTÇİLER GÜNÜ KUTLANAMAZ  

Orhan Sarıbal Dünya Çiftçiler Günü nedeniyle yaptığı açıklamada “Bu koşullar altında çiftçiler günü kutlanmaz” dedi. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana üretime değil, ithalata dayalı tarım politikalar uyguladığını belirten Sarıbal, “Küçük çiftçileri korumak ve geliştirmek yerine büyük ve orta çiftçiler desteklemiştir. Küçük üreticilik yok olurken, yerini büyük ölçekli işletmelere ve tarım şirketlerine dayalı bir yapı almaya başlamıştır. Ülkemizin tarım-gıda sistemi giderek uluslararası sermayenin çıkarlarına göre şekillendirilmekte; ülkemizin gıda egemenliği çokuluslu şirketlerin güdümüne girmektedir. Dolayısıyla böylesi koşullarda dünya çiftçiler günü kutlanamaz. Bu gün ancak çiftçimizin içinde bulunduğu zor koşulları kamuoyuna anlatmak için değerlendirilebilir” dedi

ÖNCEKİ HABER

Çay üreticileri sorunlarını tartıştı

SONRAKİ HABER

2 çocuğunu panzer ezen anne, Anneler Günü'ne yaslı girdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa