02 Temmuz 2012 15:48

Operada ‘ıslah’, Bekir Yıldız ve Uludere, suda eriyen tasavvuf

Yazılı basındaki kültür sanat röportajları, haberleri ve köşe yazıları güncel politikaya dair birçok ip ucu veriyor. Bunlardan biri 3. Uluslararası İstanbul Opera Festivali’nin genel sanat yönetmeni Yekta Kara, Zaman gazetesinde yayınlanan röportajında opera festivali hakkında yaptığı açıklamaların yanı sıra Devlet Opera

Operada ‘ıslah’, Bekir Yıldız ve Uludere, suda eriyen tasavvuf
Paylaş
İsmail Afacan

Yazılı basındaki kültür sanat röportajları, haberleri ve köşe yazıları güncel politikaya dair birçok ip ucu veriyor. Bunlardan biri 3. Uluslararası İstanbul Opera Festivali’nin genel sanat yönetmeni Yekta Kara, Zaman gazetesinde yayınlanan röportajında opera festivali hakkında yaptığı açıklamaların yanı sıra Devlet Opera ve Balesi’ndeki yeni düzenlemeler hakkında değerlendirmelerde bulunuyor. Doğan Hızlan, Hürriyet gazetesindeki köşesinde Bekir Yıldız’ın öyküleri üzerinden Almanya’ya göç ve Uludere faciasına eğiliyor. Star gazetesinin sanat sayfasında ise tasavvuf ve çocuk edebiyatı ilişkisi üzerine Yusuf Turan Günaydın ile bir söyleşi yer alıyor.  

TİYATRODAN ÖNCE OPERA ISLAH EDİLİYOR

Zaman gazetesinde “Opera ve balede tiyatrodan önce düğmeye basıldı” başlığıyla yayınlanan röportajda, 3. Uluslararası İstanbul Opera Festivali’nin genel sanat yönetmeni Yekta Kara Devlet Opera ve Balesi’nin yeniden düzenleme çalışmaları hakkında bilgi veriyor. Julide Karahan’ın “tiyatro kurumlarında bir sürü değişiklik söz konusu. Devlet Opera Ve Balesi’nde de böyle bir durum var mı?​” sorusuna Yekta Kara şöyle yanıtlıyor: “Nasıl ki opera sanatı kendini yeniliyorsa, bu gerekliyse, kurumlar da belli dönemlerde yeniden yapılanmaya gidebilir, gitmesi de gerekir. Yoksa oldukları yerde sayarlar. Devlet Opera ve Balesi düğmeye bu tartışmalardan çok önce bastı. Genel Müdürlüğümüzün Bakanlıkla birlikte yürüttüğü ortak çalışmalar var. Taslaklar hazırlandı, yeni yapılanmalar tartışılıyor. Kapıya kilit asma gibi bir şey tabii ki söz konusu değil. Ama ciddi değişiklikler olacak. Biz 1940’larda Sovyet modelini örnek almışız. Bu o dönem için doğru bir uygulama ama artık 21. yüzyıldayız. Ortada Sovyetler Birliği bile kalmadı. O zaman bizim bu sistemi de bir şekilde ıslah etmemiz gerekiyor. Ben iyi şeyler olacağına eminim.”

‘BEKİR YILDIZ’SIZ GÖÇ VE ULUDERE ANLAŞILMAZ’

Edebiyat eleştirmeni Doğan Hızlan, Bekir Yıldız’ın öykücülüğü üzerine kaleme aldığı köşesinde “Bekir Yıldız’sız göç ve Uludere olayı anlaşılamaz” başlığını taşıyor. Behçet Necatigil ve Öner Yağcı’nın yazılarından alıntılarda yapan Hızlan, Almanya’ya göçün 50 yıllık tarihini, ana çizgilerini, toplumsal yabancılaşmayı Bekir Yıldız okumadan anlamak pek olası olmadığı belirtiyor. Yalnız Almanya’yı değil, Güneydoğu’nun durumu, insanları gündeme gelirken de Bekir Yıldız’ın yine unutulduğunu hatırlatıyor. Doğan Hızlan yazısında şunları söylüyor: “Uludere faciası yazılıyor, konuşuluyor, tartışılıyor ama orada yaşayan insanlar hakkında derin kaynağa başvurulmuyor... Özellikle politikacıların masasına, Almanya’ya dair bir mesele geldiğinde veya Güneydoğu insanının umarsızlığı, ekmeğini kazanış mücadelesini anlamaları için Bekir Yıldız’ı okumaları şart, okuduklarını sanmıyorum. Kaçakçı Şahan’ı okumadan, sorunu anlamaya çalışmayın.”

TASAVVUF, ÇOCUK EDEBİYATINDA SUDA ERİTEREK VERİLMELİ!

Star gazetesinin sanat sayfasında tarih ve tasavvuf üzerine çalışmalarıyla tanınan Yusuf Turan Günaydın’ın ile çocuk edebiyatını üzerine yapılan bir röportaj yer alıyor. “Zarifoğlu, klasikleri çocuk edebiyatına taşıdı” ismini taşıyan röportajın ana konusu ise çocuk edebiyatına tasavvufi kişiliklerin ve eserlerin yeteri kadar girememesi. Günaydın, tasavvufi kişiliklerin dışında, tasavvufi kavram ve sembollerin suda eritilmiş bir halde çocuk kitaplarında verilmesinin rastlanan bir durum olmadığını söylüyor. Çocuk edebiyatına uyarlanan tasavvufi eserlere de değinen Günaydın, bugüne kadar Mevlana’dan çocuklar için hazırlanan uyarlamalar da, Mesnevi hikayelerinin tasavvufi içeriği boşaltılarak, sıradan bir öyküye dönüştürülerek kotarıldığını ifade ediyor. Bu konularda Cahit Zarifoğlu’nun örnek alınması gerektiğini belirtiyor. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

İşte Türkiye’nin lider firmaları!

SONRAKİ HABER

Cogi Baba’ya 800 yıllık ziyaret

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa