‘Askerler savaştan, işçiler açlıktan ölecek’
Türk Hava Kuvvetlerine ait uçağın Suriye tarafından düşürülmesinin ardından iki ülke arasındaki yaşanan gerginliği Bursalı işçilerle konuştuk. İşçiler, savaş istemediklerini vurgulayarak; olası bir savaşta yine en büyük zararı kendilerinin göreceklerini söylediler.Metal sektöründe çalışan
Türk Hava Kuvvetlerine ait uçağın Suriye tarafından düşürülmesinin ardından iki ülke arasındaki yaşanan gerginliği Bursalı işçilerle konuştuk. İşçiler, savaş istemediklerini vurgulayarak; olası bir savaşta yine en büyük zararı kendilerinin göreceklerini söylediler.
Metal sektöründe çalışan işçiler, gözlerinin bir taraftan yaklaşan MESS toplu iş sözleşmelerinde, bir taraftan Bursa’da süren sendika değiştirme sürecinde olduğunu; ama kulaklarının da televizyon ve gazetelerde çıkan olası savaş haberlerinde olduğunu söylüyorlar.
İşçiler, Suriye ile Türkiye’nin daha büyük güç odakları olan devletler tarafından bir savaşın içine çekilmeye çalıştıklarını düşünüyorlar. Türk uçağının düşürülmesinin, daha önce ABD’nin Irak’a ve Afganistan’a saldırmak için ürettiği bahaneleri hatırlattığını söyleyen işçiler; uzun süredir gergin olan Türkiye-Suriye ilişkilerinin bu sayede savaş ortamına girdiğini belirtiyorlar.
‘TÜRKİYE KUKLA OLARAK KULLANILIYOR’
Ortadoğu’daki paylaşım için devletlerin şu anda iki farklı cepheye bölündüğünü söyleyen işçiler, bir tarafta İran, Suriye, Çin ve Rusya; diğer tarafta da ABD ve diğer Avrupa devletleri olduğunu vurguluyorlar. ABD ve Avrupa devletlerinin, Ortadoğu üzerindeki planlarını uygulayabilmek için Türkiye’yi bir kukla olarak kullanıldığının altını çizen işçiler; olası bir savaşta en zararlı çıkacak olan devletin Türkiye olacağını söylüyorlar.
İşin ekonomik boyutuna girdiğimizde ise işçilerden bir dokunup bir ah işitiyoruz. Zaten yoksullukla boğuştuklarını, maaşlarının geçimlerine yetmediğinden yakınan işçiler; Türkiye savaşa girdiğinde ekonomik olarak tamamen çökeceklerinden kaygılanıyorlar. Bu koşullarda bile vergilerle, düşük zamlarla birlikte ailelerini geçindiremeyen işçiler; savaşın sadece cephedekileri değil, işçileri ve yoksulları da açlıktan öldüreceğini vurguluyorlar.
Bir taraftan ekonomik kaygılar varken, bir taraftan aynı dine mensup olan iki ülkenin, Hıristiyan devletlerin çıkarları için birbirlerini öldürmemesi gerektiğini de belirten işçiler; “AKP gerçekten dinini savunuyorsa kendi dininden olan kardeşlerini öldürmesin” dediler. İşçilerin bu savaştan hiçbir kârı olmayacağını vurgulayarak; her olayda olduğu gibi bu olayda da en büyük zararı işçi sınıfının göreceğini düşündüklerini de söylediler.
SAVAŞ KARŞITI EYLEMLER ÖRGÜTLENECEK
İşçiler bunları söylerken, diğer taraftan da Bursa’daki sendikalar, meslek grupları ve siyasi partiler de Suriye’yle oluşturulmaya çalışılan çatışmalı ortama karşı bir dizi eylem kararı almak için bir araya geleceklerini söylediler.
KESK, Türk-İŞ, DİSK ve TMMOB’un öncülüğüyle siyasi partilere yapılan çağrıyla; savaş karşıtı bir birlik oluşturarak eylemler gerçekleştirileceği belirtildi. (Bursa/EVRENSEL)
Sinan Ceviz / Murat Doğan Suriye ile yaşanan krizi, Kıraç bölgesinde bulunan sanayi havzasında çalışan işçilere sorduk. Yapılan anketlerde olduğu gibi işçiler Suriye ile bir savaşın yaşanmasına karşı çıkıyorlar. İlk olarak bir liman işçisiyle konuştuk yaşanan gelişmeleri, Ulaş Taş isimli işçinin Suriye ile yaşanan gerginliklere ilişkin görüşleri şöyle “Suriye kendi arasında savaşıyor, Suriye ile savaşa bulaşılmamalı. Uçak düşürülme olayı kasıtlıysa yanıt verilmeli. Ama şimdi bir de bu olayı ABD de kışkırtıyor, adamların topraklarında ne işimiz var bizim, bizi kullanıyorlar gibime geliyor.” SURİYE İLE DOSTLUĞUMUZ KÖKLÜDÜR Tüm olup bitenlerden bir savaş sonucunun çıkmayacağını düşünen işçilerin en büyük gerekçesi ise Suriye ile olan köklü bağlarımız. S. Kalıp işçisi Müslüm Önce de böyle düşünenlerden biri. “Bizim Suriye ile dostluğumuz köklüdür. Bu devlet Suriye ile savaşa girmez, girmemelidir. Ama bizim medya var ya onlar fişekliyorlar, sanki kendileri savaşacak gibi. Bir de ne olacak dolar çıkacak TL düşecek, birileri buradan nemalanacak, hep bu çıkar gözetenlerin işi. Yoksa bizim kardeşlerimiz, Suriye ile biz niye savaşalım, ortada olan bir şey yok ki savaşmayı gerektirecek.” Suriye’de muhaliflerle iktidar arasında yaşanan gelişmeleri iç sorunları olarak gören işçiler Suriye’nin kendi sorunlarını kendisinin çözmesini istiyor. Metal işçisi Emre Aram da bu fikri savunan işçilerden biri; “Uçak neden oradaydı onu görmek lazım. Bizim kafamız karışık, net açıklamalar yapılmıyor. Yapılsın ki ona göre karar verebilelim. Suriye kendi içinde sorunlar yaşıyor. Bizim ülkemizde de var sorun. Suriye kendi sorununu kendi çözmeli. Sorun var diye kendi kardeş ülkemizle savaşacak değiliz ya.” Deri kundura işçisi Zeki Özen ise Türkiye’nin kendi iç sorunlarını öncelikle çözmesi gerektiğine vurgu yaparak şunları söyledi: “Türkiye kendi sorununu çözdü mü ki kalkıp Suriye’nin iç işlerine karışıyoruz, bırakalım kendileri çözerler. Bizim uçaklarımız da ilk kez sınırı geçmiş değil ki sürekli oluyor bu ama bu kez uçak düşürüldü birileri savaşmamızı istiyor bence. Dünyanın gözü bizdeymiş, tabi ‘hadi hadi’ diyorlar biz gaza gelirsek kardeş kardeşi gırtlaklamış olacak birileri de pastadan pay kapacak bence olay budur”. UÇAĞIN ORADA NE İŞİ VAR? Alper Yıldız Esenyurt’ta deri fabrikasında çalışıyor. Yıldız, Türkiye’nin Suriye ile savaşın eşiğine gelme ve ülkemizde yaşanan çatışmalı süreci şöyle değerlendiriyor. Ülkemiz kan revan içerisindeyken bizim Suriye’de ne işimiz var. Suriye’de uçağın düşürülmesini karışık bir durum olarak görüyorum. Günlerdir o uçağın orada ne işinin olduğunu düşünüyorum ve bir cevap bulamıyorum. Adamlar o uçağın Türk uçağı olduğunu nereden bilecekler. Bence hükümet Türkiye’de yaşanan olayları kapatmak için Suriye’ye müdahaleyi tartıştırıyor. Kendi evi içerisindeki sorunları çözmek yerine bu tip gündemler yaratıyorlar. Başbakan her gün yeni bir gündem yaratıyor. Televizyonlar karşısına çıkıp üç çocuk yapın diyor. Ancak 750 TL alan bir kişinin bu üç çocuğa nasıl bakacağını söyleyemiyor. Türkiye’de her gün insanlar ölüyor. Benim akşam eve gelip gelmeyeceğim belirsizsizken bu tip gündemlerle insanları oyalıyorlar. Yaklaşık 35 senedir hep anı senaryo ve her yaz ölümlerle yüz yüze kalıyoruz. Sanki ne kadar insan öldürürsek o kadar haklı olduğumuz mu kanıtlanıyor? Ben Kürdüm ve işyerinde Kürdüm demeye dahi korkuyorum. Yıldız, cahil bir insan para ile tutup insan öldürmesini istesen, o insanı öldürdükten sonra onun bile psikolojisi bozulur. Ama bizim ülkemizde her gün insanlarımız ölürken başbakan nasıl sesiz kalabiliyor diyerek tepkisini dile getiriyor. Mercedes’te çalışan bir işçi ise bu süreci ABD’nin planladığını söylüyor: “Bizim üzerimizden İran’ı köşeye sıkıştırmak istiyorlar. Ben ne Suriye’ye ne de İran’a müdahale yapılmasını istiyorum. Türkiye’de yaşanan çatılmalı ortam için, 30 yıldır süren bir savaş var, artık barış istiyoruz. İşsizlik savaşın ana sebebini oluşturuyor. İnsanlar aldıkları ücretlerle geçinemiyor. Silah tüccarları insanların ölmesi pahasına bu savaşın sürmesini istiyorlar. Sonuçta Kürt de insan bizler de insanız. Aynı topraklarda yaşıyoruz. Bu savaş ortamının bir ana önce son bulmasını istiyoruz.” AKAN KAN DURSUN Suriye ile gerilen ilişkilerin normalleşmesini ve savaştan uzak durulmasını belirten işçiler Kürt sorunu konusunda da silahlı yöntemlerin çözüm olmayacağı kanısında sorunun barışçıl yollarla çözülmesini istemekte. Zeki Özen, Deri kundura işçisi: “Türkiye her gün şehit veriyor bu adamların Avrupa’da, Hollanda’da yerleri var, Irak’ta yerleri var yani arkalarında birileri var para da akıyor. ABD habire konuşuyor ama demiyor ki siz şehit veriyorsunuz diye. Onun bunun maşası olmamak lazım kendi aramızda bu sorunu çözmeliyiz, bunun zeminini hükümet yaratmalı.” Tokatlı Liman işçisi Ulaş Taş: “Hükümet Kürt açılımını gerçekleştiremedi, olaylar öyle bir noktaya geldi ki kimse artık çocuğunu askere göndermek istemiyor. Bu olay da birilerinin şahsi menfaati yüzünden bitmiyor bence, Artık bu sorun bitmeli BDP ile konuşsunlar mesela niye konuşulmuyor, artık şehit haberi duymak istemiyoruz. İşse iş verilsin, eğitimse eğitim verilsin zor bir şey değil ki. Bazı adımlar atılıyor yavaş yavaş ama yetmiyor o zaman arttıracaksın. Terörün de beslenmesini engelleyeceksin”. Kastamonulu Metal işçisi Emre Aram: “PKK silah bırakırsa sorun çözülür bırakmazsa ölümler devam eder bu sorunda askerin yapacağı bir şey yok. Hükümet silah bıraktırmak için bir şeyler yapmalı, artık şehit haberi duymak istemiyoruz.” (İstanbul/EVRENSEL)