Devrimci 78’liler Federasyonu Genel BaÅŸkanı Kamber AteÅŸ ve Yönetim Kurulu üyeleri ile Wilhelm Frohn (Ver-di Emek e.v), Helmut Weiss (Uluslararası Takip Komitesi), Hüseyin Çolak (ÖÄŸretim Görevlisi), Selahattin Yıldırım (Almanya Gıda Sendikası-Dortmund), Kali DoÄŸan (Almanya Gıda Sendikası- Dortmund), Fethiye UÄŸuz (Abdullah Gülbudak’ın yeÄŸeni), Işılay Karagöz (Enver Karagöz’ün eÅŸi) Ankara büromuzu ziyaret ettiler.

‘METÄ°N’Ä°N DAVASINI TAKÄ°P ETTÄ°M’

Wilhelm Frohn Evrensel Gazetesi’nin daha ilk çıktığı dönemde Ä°stanbul’a geldiÄŸini, Metin Göktepe ile de tanıştıklarını, Metin’in öldürülmesinden sonra da duruÅŸmaları izlediÄŸini anlattı. Göktepe’nin Aydın ve ardından Afyon’a sürülen duruÅŸmalarına katıldığının altını çizen Frohn, Evrensel Gazetesi’nin Almanya’da çıkmaya baÅŸlamasından sonra da iki yıl abone olduÄŸunu söyledi. Frohn, “Destek için, dil bilmediÄŸim halde iki yıl abone oldum” dedi.

Selahattin Yıldırım da 12 Eylül davasının yurt dışında takipçisi olduklarını, aydınlar, yazarlar, hukukçular ve sendikacılarla imza kampanyası yürüttüklerini, sonuçlarını da davanın görüldüÄŸü Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ilettiklerini anlattı.

UTANÇ MÜZESÄ° YENÄ°DEN

Kamber AteÅŸ de hem bu davanın takipçisi olacaklarını hem de Utanç Müzesi’ni bu yıl “adalet, vicdan ve hesaplaÅŸma” sloganıyla yürütüleceÄŸini söyledi. Kenan Evren’in “yargılanırsam intihar edemi” sözlerine atıf yapan AteÅŸ, “Kenan Evren hala intihar etmediÄŸine göre bu yargılama kendisine henüz yansımamış. GATA bahçesinden içeri sirayet etmemiÅŸ. Bu yargılamanın Kenan Evren’e de ulaÅŸmasını, diÄŸer cuntacılar gibi yaptıklarıyla yüzleÅŸmesini saÄŸlamamız gerekiyor” dedi. Bu konunun ısrarlı takipçisi olacaklarını belirten AteÅŸ, Utanç Müzesi’ni Almanya’ya da taşımayı düÅŸündüklerini, çalışmaları ÅŸimdiden baÅŸlattıklarını söyledi.

‘GEÇMİŞİMÄ°ZÄ° BÄ°LE ELÄ°MÄ°ZDEN ALDILAR’

EÅŸi Enver Karagöz, gördüÄŸü iÅŸkenceler nedeniyle, daha sonra yakalandığı kanser nedeniyle yurt dışında ölen Işılay Karagöz de darbecilerin yargılanması talebiyle Almanya Köln’de imza topladıklarını söyledi. 12 Eylül darbesinin, 30 bini aÅŸkın insanı göçe zorladığını, vatandaÅŸlıktan çıkarılan onlarca insanın vatanlarından, ailelerinden uzakta öldüklerini anlatan Karagöz, bu insanların “vatansız” diye geçtiÄŸini ve gittikleri ülke dışına çıkamadıklarını, adeta o ülkelerin onlara hapishaneye dönüÅŸtüÄŸünü söyledi. Türkiye’nin sonradan bu insanlardan yararlanmak için vatandaÅŸlıktan çıkarmaktan vazgeçtiÄŸini, 15 bin euro askerlik için para aldığını, adeta para kaynağı olarak baktığını da belirten Karagöz, bu yargılamanın bir lütuf olmadığını da dile getirdi. Karagöz, “Biz ‘yetmez ama evet’ diyenlerden deÄŸiliz. Üzerine gidersek, baskı uygularsak deÄŸiÅŸtiririz, yargılatırız düÅŸüncesindeyiz ve bu davanın takipçisi olacağız” dedi. Göçe zorlanan, ülkelerinden, ailelerinden koparılan bu insanların ülkeye gelemedikleri için anne babalarının ölümüne, kardeÅŸlerinin, yeÄŸenlerinin doÄŸumuna, mutlu, üzüntülü günlerine yetiÅŸemediklerini, birlikte olamadıklarını belirten Karagöz, “Ä°ÅŸimizi, saÄŸlığımızı, geçmiÅŸimizi elimizden aldılar. O dönem çocukluk fotoÄŸraflarımıza bile el koydular, kitaplarımızı götürdüler” diye konuÅŸtu. Ziyaretçiler, Evrensel ve Hayat Televizyonu’nun bu davaya desteÄŸinin de sürmesi dileÄŸinde bulundular. (Ankara/EVRENSEL)