Yüreğimizin attığı yer Ankara...
Özcan Yaman Ankara Katliamı’nın 3. duruşması ile ilgili izlenimlerini yazdı
Özcan YAMAN
Ankara Katliamı’nın 3. duruşması 2, 3, 4 mayıs tarihlerinde gerçekleştirildi. Katliamın 19. ayına girdiğimiz bu günlerde görülen duruşma ailelerin sahiplenmesiyle sürdü. Hem müşteki hem de bir gazeteci olarak izlenimlerimi paylaşmak isterim. Bir referandum, bir 1 Mayıs sonrası ve OHAL ortamında gerçekleştirilen duruşma son günü olan 4 Mayıs’ta başka bir katliamın duruşmasıyla kesişti. Suruç Katliamı da duruşma safhasına girdi. Saati saatine gelişmeleri Evrensel’den takip etmişsinizdir. O yüzden detaylara girmeyeceğim. Özetlemek gerekirse dosyaya yeni bilgi, belge eklenip genişletildikçe soruşturma daha derinleştirildikçe dallar budaklar ortaya çıkmaya başlıyor. Başından beri tutuklanan sanıklarla kısıtlı bir yargılamanın olamayacağını söyleyen müşteki avukatları ve müştekiler ifadelerinde ısrarla yargılamanın derinleştirilmesini sağlamaya çalıştılar. Ve ille de katliamda sorumluluğu, ihmali bulunan kamu personellerinin de, tanık sıfatı başta olmak üzere yargılamaya dahil edilmeleri talepleri en üstte duruyor.
Geçen duruşma ve celselerde, istenen belge bilgiler için yarım yamalak dahası ciddiyetten uzak yanıtlar yollayan yetkili kurumların sorum(suz)lularının, mahkemenin yaptırım gücüyle yetki ve ciddiyetlerinin sağlanması dile getirildi. Özellikle sanık ve sanık avukatlarının savunmalarında yeni ortaya çıkan; mağdurların da dile getirdikleri gerçeklerle kamu personellerinin soruşturulması istemlerinde ne kadar haklı olunduğunu gösteren bir duruşma gerçekleşti.
Önümüzdeki duruşmalar bu durumu gözler önüne serecek.
10 Ekim Dayanışma Derneğinin çalışmaları, duruşmaya gelen müştekilerin ve destekçilerin davaya sahip çıkmaları, Avukat Özcan Karakoç’un da söylediği gibi adaletin sağlanmasında önemini koruyor. Kamuoyu desteğinin bu davada, Suruç Katliamı davasıyla birlikte yürütülmesi kaçınılmaz olarak duruyor.
Bu anlamda tüm demokratik kitle örgütlerinin şimdiden gündemlerini oluşturmaları en başta anma yıl dönümlerinde kitleselliği sağlamaları ve bunu duruşma zamanlarında katılımla geliştirmeleri zorunluluk olarak duruyor. Unutmamak gerekiyor ki biz sahip çıkarsak sorumlular cezalandırılabilir. Sonuç olarak 10-11 Temmuz 2017’de görülecek davaya şimdiden hazırlanmak gerekiyor.