05 Mayıs 2017 00:49

Filistinli tutsakların açlık grevleri tarihi

Arap halklarının mücadele tarihinden, Filistinli mahkumların 1969 yılından bu yana açlık grevleri ele alındı.

Paylaş

Nasır NAZAL
Ali KARATAŞ
Demir ÇALIŞKAN

Geçtiğimiz nisan ayının ortalarında, İsrail hapishanelerinde tutuklu bulunan 1500 civarındaki mahkumun başlattığı açlık grevi, bütün dünyada geniş yankı uyandırdı. 

Açlık grevleri, 1969 yılından bu yana İsrail’e karşı Filistinli mahkumların en önemli silahı oldu. Filistinliler başlattıkları açlık grevleriyle hapishanelerdeki yaşam şartları konusunda çoğu zaman önemli sayılabilecek kazanımlar elde ettiler. 

İLK AÇLIK GREVİ

Filistinli mahkumların 1969 yılından bu yana belli başlı açlık grevlerini şu şekilde sıralayabiliriz:

1969 yılında Filistinli Tutsaklar Hareketi tarafından iki kez açlık grevi başlatıldı. İlki şubat ayının ortalarında başlayan ve 11 gün süren Remle Hapishanesi greviydi. Bu grev işgal yönetimi tarafından bastırıldı. Bu açlık greviyle eş zamanlı olarak Kfar Yona hapishanesinde 8 gün sürecek olan bir grev daha başlatıldı. 

Bu grevlerde Filistinli mahkumlar temel olarak yaşam koşullarının düzeltilmesi gibi taleplerde bulunmuştu.

İLK ÖLÜM: ABDULKADİR EBU EL FAHM

1970 yılında ise Filistinli tutsaklar iki ayrı açlık grevi başlattı. Bunlardan biri, 7 gün sürecek olan ve açlık grevlerinde ilk ölümün yaşandığı Askalan Hapishanesi greviydi. Açlık grevine başlayan tutsaklardan Abdülkadir Ebu el Fahm, Filistin açlık grevleri tarihinde yaşamını yitiren ilk kişi oldu. 

1976 yılında yine Askalan Cezaevinde başlayan grev, Filistinli tutsakların en önemli eylemlerinden biri oldu. 45 gün süren açlık grevinin sonunda mahkumlar, hapishane koşullarının iyileştirilmesi ve kırtasiye malzemelerinin hapishaneye giri-şine izin verilmesi gibi önemli kazanımlar elde ettiler. 

İsrail yönetiminin bazı vaatlerinden geri adım atmasının üzerine mahkumlar bu sefer 1977 yılında yine Askalan Cezaevinde, 20 gün sürecek bir açlık grevine başladılar. Bu yüzden bu grev, bir öncekinin devamı sayılır.

‘ÇÖLÜN İNTİFADASI’

1980 yılının temmuz ayının ortalarında ise, çölün ortasında bulunan Nefha Hapishanesinde 33 gün sürecek bir açlık grevi başladı. Ancak bu grev sırasında 4 Filistinli mahkum hayatını kaybetti. 

Aynı yılın mayıs ayında açılan hapishanenin, çölün ortasında bir yere kurulmasının nedeni Filistinli Tutsaklar Hareketinin kadroları arasındaki bağlantıyı kesmekti. 

1984 yılındaki ve 13 gün süren açlık grevinin sonunda ise Filistinli mahkumlar, hapishaneye radyo ve televizyon sokma hakkına sahip oldu. Cneyd Hapishanesinde başlayan bu greve daha sonra işgalci devletin diğer hapishanelerindeki Filistinli tutsakların da katılımıyla, olay geniş yankı uyandırdı.

Bu açlık grevinin diğerlerinden farkı, grev başladıktan sonra İsrail polis şefinin cezaevlerini ziyaret ederek, açlık grevindeki mahkumlarla görüşmesi oldu. Bu görüşmeden sonra İsrail yönetimi, mahkumların koşullarında iyileştirme yapmak zorunda kaldı. Grevin başarıya ulaşmasında dışarıdaki destek eylemlerinin ve oluşan kamuoyunun etkisini de hatırlatmak gerekiyor.

1987 yılında yine Cneyd Hapishanesinde başlayan ve daha sonra diğer cezaevlerinin de katılımıyla 3 bin kişiye ulaşan açlık grevi ise, kayda değer bir sonuç getirmedi. 20 gün süren eylem sonucunda İsrail yönetimi sadece vaatlerde bulundu. Açlık grevinin başlama nedeni ise, mahkumların ailelerinden elbise alma hakkının kısıtlanması, yemeklerin azaltılması, bozulmuş yemek veril-mesi ve kötü muameleydi.

ŞALİT KANUNLARINA KARŞI AÇLIK GREVLERİ

GİLAD Şalit adlı İsrailli bir askerin Hamas tarafından esir edilmesinin ardından, İsrail yönetimi cezaevi koşullarını ağırlaştırdı. Şalit kanunları adı verilen uygulamalara göre, Gilat Şalit neden mahrum bırakılıyorsa, Filistinli mahkumlar da ondan mahrum bırakılacaktı.

2012 yılının 4 ayının 17’sinde 1500 Filistinli tutsak açlık grevine başladı. Talepler, bir öncekilerle aynıydı. Ancak bu sefer özellikle Şalit kanunlarının kaldırılması talep ediliyordu. 

Askalan Cezaevindeki mahkumların İsrail yönetimiyle anlaşma imzalamasının ardından ve taleplerine karşılık verilmesiyle, açlık grevi 28’inci günün sonunda bitirildi. Anlaşma, Mısır devletinin gözetiminde imzalandı.

‘MEŞHUR EYLÜL GREVİ’

1988 yılındaki açlık grevi ise 1. İntifada’ya destek için başlamıştı. 1992 yılına kadar birçok kez yine açlık grevleri oldu ancak 1992 yılında başlayan ve “meşhur eylül grevi” olarak bilinen açlık grevine 7 bin mahkum katıldı.

Bu grev, 1991 yılında Nefha Cezaevindeki açlık grevinin başarısız olmasının ardından, bir yıllık hazırlık sonucunda başlamıştır. İsrail makamlarının grevi engellemek için bütün çabalarına rağmen hazırlıklar devam etmiş ve en sonunda başlamıştır. Açlık grevinin ilanından sonra ülke genelindeki bir çok cezaevi greve destek vermiştir.

EN BAŞARILI EYLEMLERDEN BİRİ OLDU

Eylül grevi, İzak Rabin başkanlığındaki hükümetin kurulmasından sonra gündeme geldi. 19 gün süren grevin ardından Filistin sokaklarında Filistin davasının çözümüne dair umutlar arttı. 

Bu açlık grevi Filistin tarihindeki en başarılı açlık grevlerinden biri kabul edilir. Mahkumlar, bu grev sonucunda haklarının birçoğunu aldılar. Çıplak üst araması gibi onur kırıcı uygulamalar son buldu. Tutsakların yaşam koşullarında iyileştirmeler oldu. 

2000 yılına gelindiğinde ise cezaevi koşullarının ağırlaşması ve işkence boyutuna varan uygulamaların yaygınlaşmasıyla, Filistinli mahkumlar tekrar açlık grevlerine başladı. 

Grevle beraber Filistin sokakları da kaynamaya başladı. Yaşanan olaylarda 8 Filistinli hayatını kaybetti. 

2004 yılında başlayan iki grev ise başarısız oldu. Filistinli tutsaklar, grevlerin başarısızlığının sorumluluğunu Filistinli tutsaklar hareketinin liderlerine ve kadrolarına yüklediler. Açıkçası hareketin liderlik kadroları birlik içinde hareket etmiyordu. İsrail’in yıldırma politikaları da eklenince her iki grev de başarısız oldu.

ÖNCEKİ HABER

CHP Heyeti: Cezaevlerinde sıkıyönetim yaşanıyor

SONRAKİ HABER

Karl Marx, 199 yaşında

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...