Akademisyenler: OHAL Komisyonu değil haklılığımız meşrudur

Ercüment AKDENİZ
İstanbul 

Eğitim Sen 6 No’lu Şube, KHK ile ihraç edilen akademiyenlerle KESK yöneticilerini kahvaltılı bir toplantıda buluşturdu. Basına açık yapılan toplantıda sürecin hukuksal gelişimi ve yeni mücadele süreci ele alındı. Toplantıya çeşitli üniversitelerden ihraç edilen akademisyenlerin yanı sıra KESK İstanbul Şubeler Platformu’ndan sendika başkan ve yöneticileri ve KESK Genel Sekreteri Hasan Toprak katıldı. 

İHRAÇ EDENLERE CEZA MUAFİYETİ GETİRİLDİ

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Cemil Ozansu yaptığı konuşmada Türkiye’de anayasal düzenin geçerliliğini yitirdiğini ve akademisyenlere, kamu emekçilerine dönük saldırıların bunun bir ifadesi olduğunu söyledi. “Bu mücadele, aynı zamanda demokratik bir anayasanın savunulması mücadelesidir” diyen Ozansu, referandumla birlikte KHK’lerin yasal statüye kavuştuğunu da sözlerine ekledi. Ozansu, Anayasa değişikliği ile birlikte haksız uygulamalara imza atanlara ceza muafiyeti getirildiğini de vurguladı. 

‘İŞ GÜVENCEMİZLE BİRLİKTE GERİ DÖNECEĞİZ’

Toplantıda söz alan KESK Genel Sekreteri Hasan Toprak, iktidarın, 100 bini aşkın kişiye OHAL İnceleme Komisyonu’nu işaret ettiğini söyleyerek “Oysa ki esas olan haklılığımızdır, ve işe geri iade edilmemizdir. Meşru olan komisyon değil mücadelemizdir. Komisyon iade etse bile geriye dönük haklar ve aynı işyerinde çalışıp çalışmayacağımız meçhuldür” dedi.  AİHM, Venedik Komisyonu, ITUC, ETUC düzeyinde hukuksal temaslara devam ettiklerini ifade eden Toprak, valiliklerin sendikalara yazı göndererek “İhraç edilenleri üyelikten düşürün” talimatı vermesinin de kabul edilemez olduğunu belirtti. İhraçların iş güvencesini toptan yok etmeyi hedeflediğini ifade eden Toprak şöyle konuştu: “İktidar çalıştaylarında ideal personel; 2023’te cihan devleti liderine sadakatle ve liyakatle bağlı personel şeklinde tanımlanıyor. Bu çalıştaylara özel teşebbüsten insan kaynakları müdürlerinin katılması da gerçek niyeti ortaya koyuyor.”

Konuşmasında 1 Mayıs kutlamalarına da değinen Toprak, “1 Mayıs’ta iş güvencesi ve ihraç edilenlerin geri dönmesi önde gelen taleplerimiz olacak” dedi. Toprak konuşmasını “Ezilsek de sürülsek de son gülen biz olacağız” diye bitirdi.

9 HAZİRAN’A KADAR YOĞUN MÜCADELE

Toplantının soru, cevap ve öneriler bölümde ise şu başlıklar konuşuldu: Daha önce yapılan İhraçlar Kurultayının sonuçları raporlaştırılarak kamuoyu ile paylaşılacak. Akademisyenler, Eğitim Sen ve KESK’e bağlı diğer sendikalardan gelen öneriler doğrultusunda yeni bir eylem takvimi çıkarılacak. Okulların kapanacağı 9 Haziran göze alınarak çalışmalara hız verilecek. 
Son Bakırköy eyleminde yapılan 1 Mayıs çağrısının olumlu olduğunda birleşen katılımcılar, İstanbul’da eylem yerlerinin dörde çıkmasının da önemine vurgu yaptı.
“Referandumdan evet çıkarsa yaprak kımıldamaz” algısının doğru çıkmadığına dikkat çeken sendikacılar ‘hayır’ yanıtının mücadeleye yeni bir ivme kazandırdığını söylediler. Konuşmalarda ayrıca yapılan eylemlere halkın gösterdiği ilginin de dikkat çekici olduğu ifade edildi.  Toplantıda son olarak akademik birikimin ve kürsülerin sokağa kurulması ve bu yönde plan çıkarılması da öneri olarak gündeme geldi.

‘ÇÖZÜM İÇİN SİYASİ TAHAYYÜL ŞART’ 

İhraçlarla ilgili gelinen süreci Evrensel’e değerlendiren Eğitim Sen 6 No’lu Şube Başkanı Görkem Doğan, KHK mağduru ve ihraç edilen akademisyenlerle birebir görüştüğünü ve şöyle bir izlenim edindiğini söyledi: “Mağdur olan akademisyenler siyasi tablonun değişmesi gerektiğini söylüyor. Bu eğilim, hem yeni bir motivasyon kaynağı hem de başka bir Türkiye’nin mümkün olduğuna dair bir inanç. Dolayısıyla dayanışma ile birlikte siyasi tahayyül de şart.” Doğan, ayrıca KESK üyesi 3 bin 600 ihracın dışında ihraç edilmiş olan 100 bin civarındaki kamu emekçisine de dikkat çekerek; “Bu insanlar sendikalarından hukuki yardım alamayınca simsar avukatlar türedi. Ne yazık ki Baronun, meslek örgütlerinin bu konuda herhangi bir açıklaması olmadı. Bu düşündürücü” şeklinde konuştu.