20 Nisan 2017 00:17

Sermayeyi BES'lemeyelim

EMEP Genel Başkan Yardımcısı Şükran Doğan, 1 Ocak 2017 tarihinde başlayacak Bireysel Emeklilik Sistemi'ni (BES) yazdı.

Paylaş

Şükran Doğan
EMEP Genel Başkan Yardımcısı

1 Ocak 2017 tarihinde başlayan Zorunlu/Otomatik (BES) Bireysel Emeklilik Sistemi’ne 15 Nisan’dan itibaren 2.5 milyon memur ve 1.5 milyon özel sektör çalışanı, toplam 4 milyon kişi daha dahil olacak. Türkiye Kamu-Sen’in hesaplamalarına göre memur maaşlarından kadro-unvanına göre aylık 60-00 lira arasında değişen miktarda BES kesintisi yapılacak. 

Ocak 2017 de 1000 ve üzeri işçi çalıştıran işyerlerinde çalışanların dahil edilmesiyle başlayan zorunlu/otomatik BES’ten bugüne kadar çalışanların yüzde 60’ının çıktığını söylüyor Emeklilik Gözetim Merkezi Başkanı Kemal Kişmir.(1) Bugüne kadar sistemde kalanların sayısının 700 bin kişi olduğunu ise bu yazıyı yazmama neden olan Noyan Doğan’ın köşesinden öğreniyoruz. Yine çeşitli gazete yazılarından takip edebildiğim kadarı ile sistemden hızlı çıkışları sistemin doğru anlatılamamasına, zamanlamasına vb. bağlayanlar olduğu gibi, BES’e katılım sınırı olan 45 yaşın yükseltilmesi, giriş ve çıkış aralıklarının yeniden düzenlenmesi vb. çeşitli öneriler de dile getiriliyor. Öyle anlaşılıyor ki sermaye beklediği verimi alamamış henüz. Her ne kadar ‘Ne alakası var BES’in sermaye ile’ diyenler olsa da. 

Noyan Doğan 14 Nisan 2017 tarihli Hürriyet’te “Otomatik BES’e kim neden karşı?” başlığıyla bir yazı yazdı. Zorunlu/otomatik BES’e karşı çıkanların gerekçelerinin tutarsız, dayanaksız, hükümet karşıtlığı ve kulaktan dolma bilgilere dayandığını sıralayarak BES karşıtlarının gerekçelerinin çürüklüğünü ispata yöneldi. Sisteme karşı çıkanlara ve karşı propaganda yürütenlere; “Arkadaş, sen bu 2.7 milyon(2) çalışanın geleceği adına vereceği kararda rol oynayacak hakkı kendinde, nereden buluyorsun?” , “Çalışanın 20-30 yıl sonra bir köşede beş kuruş birikimi olmadan, çalıştığı maaşın yarısına emekli olmasının ya da ölünceye kadar çalışmaya devam etmesinin vebalini nasıl taşıyacaksın?” diye de sormayı ihmal etmedi.

İki nedenle yazma ihtiyacı duydum. İlki, BES karşıtı propaganda yürüten, işçi ve emekçilerin hak ve çıkarlarına aykırı olan uygulamaları bildiği halde onlarla paylaşmamanın vebalinin çok ağır olduğunu bilen Emek Partisinin yöneticisi olmam. İkincisi, bir zamanlar, Zorunlu Tasarruf Fonu diye zorla kesilen birikimlerimin sadece nemasını parça bölük alabilmiş, Konut Edindirme Yardımı (KEY) iç edilmiş, 24.5 yıl üzerinden üç kuruşa emekli olmuş, eski bir kamu emekçisi ve sendika yöneticisi olmam. 
Şimdi gelelim iddialara; 

 “BES zorunlu değil, çünkü kişi isteği zaman çıkabilir”miş.  Sistemin önce ‘zorunlu’ denip sonra tepki çeker diye ‘otomatik’ olarak adlandırılmasından ‘gönüllü’ olduğu sonucu çıkmaz. Eğer gönüllü ise önce maaştan kesilip, sonra ‘istemeyen başvurarak çıksın’ denemez. Devlet eli ile tasarruf ettirmeye çalışmak bile başlı başına zorunluluk içerir. Zorunlu/otomatik BES’te kişi sigorta şirketini bile seçemezken, kişi eğer isterse bireysel olarak istediği şirkete başvurarak ve istediği oranda prim ödeyerek tasarruf edebilir. Gönüllülük her koşulda tamamen kişinin iradesine bırakılmış bir durumdur. 

“Para sermayeye aktarılıyor deniyor, yalan. Şirketler aynı gün, ağırlığı faiz ya da faizsiz araçlar olmak üzere yatırıma yönlendiriyor” muş. Para öylece bir yere gidip kendiliğinden yatırım mı oluyor?  Yoksa bir şirketin yatırım sermayesi olarak mı yatırıma dönüşüyor? (Hangi yatırım, kim için yatırım? Yine yol, köprü, inşaatı mı?...) 

BES, emekli olacaksın demiyor, “Geleceğin için tasarruf edersen iyi olur “ diyormuş. O zaman çalışanın ‘çalıştığı maaşın yarısına emekli olmasının’ vebali niye karşı çıkanlara yükleniyor. Adının ‘Bireysel Emeklilik Sigortası’ olması mutlaka emekli olunacağı anlamına gelmiyor ama belli süreyi doldurmadan da ana parayı, devlet katkısının tamamını ve faizini almak mümkün olmayacak. Zira bugün sigorta şirketlerince istenen çalışanın sistemde uzun süre kalmasıdır. 

14 yıldır uygulanan bu sistemde böyle bir şey olmamış. “Çalışanın birikimine el konması şehir efsanesi” imiş. Milyonlarca işçi ve memurun –biri de benim- Zorunlu Tasarruf Fonu ve KEY adı altındaki tasarrufunun dökümünü bile devletten alamadığı bir ülkede bugünün milyonlarca işçi ve emekçisinin vebalini alarak ‘asla olmaz’ diyebilir miyiz?

Otomatik zorla BES kapsamına alınan işçi ve emekçilere çağrımızı yineleyerek bitireyim. BES’e girdiğiniz tarihten itibaren iki ay içinde cayma hakkınızı kullanın. Sermayeyi daha fazla BES’lemeyin. 

1. Hacer Boyacıoğlu- Hürriyet gazetesi 14 Nisan 2017

2. Sisteme yeni girecek 4.2 milyonun yarısının çıktığını varsayıyor, kalıyor 2 milyon. 700 bin kişi de zaten sistemde, toplamı 2.7 milyon.

ÖNCEKİ HABER

KODA'da 'Medya ve Siyaset' tartışıldı

SONRAKİ HABER

Referandumdaki şaibeye fabrikalarda tepki büyük

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...