27 Haziran 2012 08:31

37 askere 21 yıl sonra soruşturma

Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde 1991’de öldürülen PKK’lilerin cenazelerini getiren kitlenin üzerine ateş açan ve 7 kişiyi öldüren askerler hakkında 21 yıl sonra soruşturma açıldı.Bingöl’ün Solhan ilçesinde 19 Aralık 1991’de bir PKK kampının helikopterlerce bombalanması sonucu öl

37 askere 21 yıl sonra soruşturma
Paylaş

Bingöl’ün Solhan ilçesinde 19 Aralık 1991’de bir PKK kampının helikopterlerce bombalanması sonucu ölen gerillaların 24 Aralık günü Kulp’a getirilmesi sırasında kitlenin üzerine ateş açılması sonucu Mehmet Nesip Altın, Neytullah Tekin, Hayrettin Demirtuyi, Felemez Bulut, Ömer Öztürk, Ali Miltaş ve Şahin Tekin olay yerinde ölürken, Mehmet Şah Tektekin ve Şeyhmus Altındağ yaralanmıştı. Olayda ölen 2 kişi için Avukat Nahit Eren’in ‘5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Yasası’ndan faydalanmak için yaptığı başvuru üzerine, Kulp Cumhuriyet Savcılığı soruşturmayı yeniden açtı. ‘Adam öldürmek ve adam öldürmeye teşebbüs’ten açılan soruşturma kapsamında olayın yaşandığı gün Kulp’ta görevli olan 37 subay ve astsubayın ifadesi alındı.

21 YIL ÖNCE KULP’TA NE OLDU?

Diyarbakır’ın Kulp ilçesi ile Bingöl’ün Solhan ilçeleri arasındaki dağlık bir bölgede ihbar sonucu PKK kampına 19 Aralık 1991 günü yapılan helikopterli saldırı sonucunda bir grup PKK gerillası yaşamını yitirdi. PKK’lilerin cenazelerini almak için 22 Aralık’ta Diyarbakır, Kulp, Lice ve Silvan’dan yaklaşık 500 araçlık konvoy Kulp’a gelerek dağlık alanda ulaşabildikleri 3 cenazeyi aldı ve Kulp’a getirdi. Kalan diğer cenazeleri almak için 23 Aralık’ta tekrar yola çıkan binlerce kişi, dönüşte Kulp’a 2 kilometre mesafede bulunan Sarım Çayı üzerindeki köprüde asker ve özel timlerin kurduğu barikatla karşılaştı. Kitlenin cenazelerle ilçeye giremeyeceğini belirten askerler ile halk arasında yaşanan tartışma gün boyu devam etti. Bu arada Diyarbakır ve ilçelerinden yola çıkan binlerce kişi Kulp-Lice arasındaki Seyrek Karakolu tarafından engellendi. Sarım Çayı üzerindeki köprü başında bulunan halkın engellenmesi üzerine, DYP Diyarbakır Milletvekili Salim Ensarioğlu Başbakan Süleyman Demirel’e çıkarak, cenaze konvoyuna izin verilmesini istedi.

‘BEN ÜSTLERİMDEN EMİR ALDIM’

Aynı gün yine SHP milletvekili Hatip Dicle ve 8 Kürt milletvekili de İçişleri Bakanı İsmet Sezgin’le görüşerek girişimde bulunmasını istedi. İçişleri Bakanı Sezgin, Kulp Tabur Komutanlığında Albay İsmet Yediyıldız’ı aradı, ancak telefon yüzüne kapatıldı. Bunun üzerine Bakan Sezgin, Diyarbakır Valisi Muzaffer Ecemiş’i Kulp’a göndererek onunla görüşmesini istedi. Vali Ecemiş, Kulp ilçe merkezinde binlerce kişinin Sarım Çayı üzerindeki köprüde engellenmesini protesto eden kalabalığa hitap ederek sakin olmalarını istedi ve cenazelerin verileceğini söyledi. Ardından Kulp Tabur Komutanlığında Albay Yediyıldız ile görüştü. Valiyi dikkate almayan Albay Yediyıldız, “Bu olay ne sizi, ne de bakanı ilgilendiriyor. Ben üstlerimden emir alırım” yanıtını verdi.

‘AZ SONRA 30 CENAZE OLACAK’

24 Aralık tarihinde cenazeleri getiren kitlenin Kulp’a girişine yine izin verilmedi. Öğlen saatlerinde HEP İl Başkanı Hüseyin Turhallı barikatın yanındaki Üsteğmen’in yanına gelerek kitlenin girişine izin verilmesini istedi. Ancak Üsteğmen, silah kullanmak için emir aldığını belirterek, “Bir tek kişiyi köprüyü geçerse öldürürüm. (Araçlardaki gerilla cenazelerini kastederek) Bakın 3 cenaze var, az sonra 30 cenaze olacak” dediği iddia ediliyor.

KÖPRÜ ÜZERİNDEKİ KİTLE TARANDI

HEP İl Başkanı Hüseyin Turhallı ve gazetecilerin Kulp’a dönmesi ardından, öğleden sonra köprünün başında bekleyen kitle askerler ve özel timler tarafından tarandı. Birçok kişi köprüden aşağıya Sarım Çayı’na atıldı. Katliamda, resmi açıklamalara göre Mehmet Nesip Altın, Neytullah Tekin, Hayrettin Demirtut, Felemez Bulut, Ömer Öztürk, Adil Miltaş ve Şahin Tekin öldürüldü, onlarca kişi yaralandı. Öldürülen siviller ve araçlarda bulunan gerilla cenazeleri Kulp Tabur Komutanlığının bahçesine getirilerek, ‘Teröristler öldürüldü’ diye basına açıklama yapıldı. 54 kişi gözaltına alınarak tutuklandı.

SAVCI YARGILAMA İÇİN İZİN İSTEDİ AMA...

Olayın ardından, suç duyurusu üzerine Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi 1992-11 sayılı kararı ile davada görevsizlik kararı vererek dosyayı Kulp Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi. Kulp Cumhuriyet Savcısı Mustafa Akkuş tarafından soruşturulan dosyada, katliamın baş sorumlusunun Albay İsmet Yediyıldız olduğu belirtildi.  Savcı Mustafa Akkuş, 25 Ağustos 1992 tarihinde, Albay Yediyıldız’ın yargılanmasına izin verilmesi için Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne başvurdu. Savcı Akkuş, başvuru fezlekesinde, 24 Aralık tarihinde güvenlik güçlerinin olay anında kalabalığa ateş açması sonucu 7 kişinin olay yerinde öldüğünü, olay tarihinde Asayiş Komutanlığına vekil sıfatı ile Jandarma Binbaşı Şeyhsuvar Öztoprak’ın baktığını, ancak olay yerinde ve olayın oluşu esnasında Ergani Jandarma Komando Taburu, Hazro Jandarma Komando Bölüğü, Lice Jandarma Komutanlığı, Silvan Jandarma Komutanlığı ve Kulp Jandarma Komutanlığına ait personelin götürüldüğünü, olay anında şahısların münferit olarak bütün araştırmalarına rağmen tespit edilemediğini ve bu birliklerin üst komutanı olarak İl Alay Komutanı ve olayda Asayiş Komutanı sıfatı ile Jandarma Kıdemli Albay İsmet Yediyıldız’ın güvenlik güçlerine emir verdiğini belirtti. Fezlekede, 7 Temmuz 1992 tarihinde alınan ifadesinde ise Albay Yediyıldız’ın olay yerinde olduğunu beyan ettiğini ve gereken önlemlerin alınması için askere moral ve güven vermek için orada bulunduğunu, olayların sivil amir makamların emir ve talimatlarının dinlenmemesi sonucu tırmanan gerginlikten kaynaklandığını ifade ettiğini belirterek, katliamın baş sorumlusu olarak yargılanması için izin istedi.

ADALET BAKANLIĞI CEVAP VERMEDİ

Kulp Cumhuriyet Savcısı Mustafa Akkuş’un Albay İsmet Yediyıldız’ın yargılanması için Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderdiği yazıya herhangi bir cevap gelmedi. Diyarbakır İl Jandarma Alay Komutanı Albay İsmet Yediyıldız, daha sonra Adana Bölge Jandarma Komutanlığına ve ardından Edirne Alay Komutanlığına atandı, daha sonra tuğgeneralliğe terfi etti.

YARGILANMADI, FAİLİ MEÇHULE GİTTİ

JİTEM itirafçıları İbrahim Babat ve Abdülkadir Aygan, basına yansıyan ifadelerinde, Temmuz 1991 tarihinde evinden kaçırılarak öldürülen HEP İl Başkanı Vedat Aydın’ın kaçırılması talimatını Albay İsmet Yediyıldız’ın verdiğini belirttiler. Albay Yediyıldız’ın ismi, Diyarbakır’da görülen 3 ayrı JİTEM dosyasında da geçti. Ne Kulp’ta yaşanan katliam, ne de Vedat Aydın cinayetine ilişkin Albay İsmet Yediyıldız hakkında yargılama izni çıkmadı. İsmet Yediyıldız, tuğgeneralliğe terfi ettikten sonra emekli oldu. 6 Kasım 1999 tarihinde ise Trabzon’da şüpheli bir trafik kazasında öldü.

SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMİŞTİ

Kulp’ta yaşanan olayların ardından cenazeleri getiren ve askerin saldırısına uğrayan vatandaşlardan 54 kişi hakkında dönemin Devlet Güvenlik Mahkemesinde açılan davada sanıklar beraat ederken, 7 kişinin yaşamını yitirdiği olayla ilgili dönemin Kulp Cumhuriyet Savcısı Mustafa Akkuş, 25 Ağustos 1992 tarihinde Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına fezleke gönderdi. Savcı Akkuş fezlekesinde, Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Albay İsmet Yediyıldız’ın ‘Görevin ifası sırasında adam öldürmek ve aynı suça teşebbüs’ suçlamasıyla yargılanması için izin istedi. Savcının fezlekesine karşın bir işlem yapılmadı. 1993 yılında da Savcı Faruk Yılmaz tarafından dönemin Diyarbakır İl Jandarma Alay Komutanı Albay İsmet Yediyıldız’ın yargılanması için soruşturma açılması istenmiş, ancak Diyarbakır Valiliği tarafından soruşturma izni verilmemişti. Savcılar, katliamda yer alan Kulp, Hazro, Silvan, Ergani ve Lice Jandarma Komando Bölük personelleri için de soruşturma açılmasını istemiş, ancak Valilik soruşturma izni vermemişti.

İDDİANAME HAZIRLANACAK

Olayda ölen 2 kişi için Avukat Nahit Eren’in başvurusu üzerine, Kulp Cumhuriyet Savcılığı tarafından yeniden açılan soruşturma ile olayın yaşandığı gün Kulp’ta görevli olan 37 subay ve astsubayın ifadesi alındı. İfadelerin alınmasından sonra Cumhuriyet Savcısının hazırlayacağı iddianame ve sonrasındaki yargı sürecinin nasıl ilerleyeceği merakla bekleniyor. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

AKP işçilerden yana bir anayasa yapamaz

SONRAKİ HABER

Eğitim üzerinden sınıfsal farklılıklar belirginleşecek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa