Gazetecilerin iddianamesinde ‘Beyin kontrolü’

Çağrı SARI
İstanbul

15 Temmuz darbe girişimi sonrası başlatılan darbe soruşturması kapsamında tutuklanan gazeteciler Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Ekrem Dumanlı’nın da aralarında bulunduğu 17 kişi hakkında hazırlanan ve “FETÖ’nün medya yapısı” olduğu öne sürülen iddianamede oldukça ilginç ifadeler kullanıldı. İddianamede örgüt zihinsel manipülasyon, beyin yıkama, gibi yöntemlerle kişileri kendisine bağlıyor. İddianamede yer alan “beyin kontrolü” ile “Hipnoz etme doktrinlerin karıştırılıp sinekretik uygulamalar ile, liderin metafizik alemle etkileşimi” yapıldığı savunuldu. Ayrıca örgütün örgütsel bağlılığının da Gülen’in vaazları dinletilerek sağlandığı öne sürüldü. Bunun için hipnoz yöntemi ile alt ses dosyaları iletildiği Gülen’i dinleyen kişilerin de böylelikle etkilendiği öne sürüldü.

İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede Ilıcak ila Altanlar için; “Türkiye Büyük Millet Meclisini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs”, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs”, “Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs”, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmamakla Birlikte Örgüt Adına Suç İşlemek” suçlarından 3’er kez ağırlaştırılmış istendi. 

ÖRGÜT İÇİN İLGİNÇ İFADELER: BEYİN YIKAMA

247 sayfalık iddianamede yer alan ifadeler çarpıcı. Buna göre “FETÖ’nün” örgüt üyelerini bir arada tutması için çeşitli yöntemler kullandığı ifade edildi. Örgüt zihinsel manipülasyon, beyin yıkama, korkutma, algı yöntemleri gibi örgütlü tavır ortaya koymak ve örgütsel bağlılığı güçlendirmek için çeşitli teknikler kullanıldığı, örgütten kopmak isteyen kimseleri de bekleyen çeşitli akıbet olduğu ifade edildi. Örneğin Gülen’in örgütün üyelerini bir arada tutabilmek için beyin kontrolü metotlarını kullanmayı emrediyor. İddianemedeki ilgili kısım şöyle: (Yazım hataları iddianameye ait) “Zihinsel manipülasyon teknikleri zihni karıştırarak manipülatörün İsteği doğrultuda kişinin davranmasını sağlar. Başkalarının algılarını ve davranışlarını el altından aldatarak taciz ve tehdit taktikleri kullanarak değiştirmeyi amaçlayan sosyal etkiler olarak tanımlanır. Hedef kişi yada kitlede davranış ve kanaat değişikliği yaratmak için başvurulur. Teknik, insanların kendiliklerinden yapamayacakları bir şeyi özgür biı şekilde yapmalarını sağlar... Diğer insanları kullanmak isteyen kişiler manipülasyon tekniklerine genellikle başvurmaktadır.” 

‘Örgütsel Bağlılık Aşılama’ yöntemi ile de Gülen’in vaazlarının dinletildiği ifade edildi: “Duygularıyla hareket eden ve örgüt lideri vı örgüt yöneticilerinin iıer dediklerini yapabilen robotlar haline dönüşmektedirler. Bu durumun kaynağı kesil şekilde belli değildir. Konuşmalarda hipnotizma etkisi yapan alt ses dosyalarına yer verildiği, bu yolla om dinleyen kitle üzerinde sohbetin tesirinin arttırıldığı İddia edilmektedir. Sohbetler akıl kullanmaya ilişkiı olmayıp, kişilerin duygu ve bağlılığına hitap etmektedir.” 

SİNEKRETİK UYGULAMALAR...

Ayrıca örgütün beyin kontrolü yaptığı öne sürüldü. İddianamede şunlar yer aldı:  

“Beyin Kontrolü Yeryüzünde kült akımlar, yeni gelişen tarikat ve dini yapılanmalar en çok kişilerin beyin kontrolü yöntemi ile kendilerine bağlayıp istedikleri yönde düşünmelerini ve davranmalarını sağlamaktır. Beyin kontrolünde uygulanan yöntemler hipnoz etme, akran arkadaş baskısı, övme ve övülme, eski değerlerin reddi, doktrinlerin karıştırılıp sinekretik uygulamalar, aynı şeyleri tekrar ederek bilinç altına yerleştirme, liderin metafizik alemle etkileşimi... Kült bir yapı olan FETÖ örgütlenmesinde, “dahi ve üstün zekâlı” hiç kimse yoktur. Bu tip kişîleı örgüte katıldıktan sonra zekaları zorunlu olarak örgütün zeka seviyesine İnmektedir...”