15 Nisan 2017 02:24

Deng bidin, bibêjin na*

Diyarbakır'daki siyasi parti ve sendikalarla referandum sürecini konuştuk.

Paylaş

Bölgede çeşitli baskılar altında geçen referandum çalışmalarında sona gelindi. Taraflar son çağrılarını yapıyor. HDP de final mitingini bugün Diyarbakır’da İstasyon Meydanında yapıyor. 7 Haziran 2015 seçimleri sonrası başlayan şiddet ortamıyla birlikte Kürt illerinde neredeyse iki yıla yakın bir zamandır gün yüzü görülmedi. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL de eklendiğinde baskıların tüm ağırlığıyla baş gösterdiği bir süreçte referandum çalışması yürütüldü. 

‘HAYIR’ ÇALIŞMALARI ENGELLENDİ 

Devletin tüm imkanlarının ‘evet’ propagandası için seferber edildiği bu koşullarda ‘hayır’ diyenlerin çalışmaları da çeşitli gerekçelerle engelleniyor. Önceki gün Diyarbakır’da 185’in üzerinde kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında onlarca sandık görevlisi bulunuyor. CHP ve HDP’den itiraza yetkili isimler de dahil sandık başkanları gözaltına alınırken, gözaltılar dün de devam etti. Bir hafta içerisinde sokağa çıkma yasakları ilan edilerek köylerde referandum çalışmaları da engellenmiş oldu. Bölgede ses araçlarıyla HDP’nin ‘Bejin Na’ adlı şarkısı yasaklandı, ses araçları trafikten çeşitli gerekçelerle çektirildi. Referandumda ‘hayır’ oyu çağrılarının yapıldığı el ilanları ya yasaklandı ya da sokakta dağıtımı yapıldığı esnada polislerce dağıtımı engellendi. Bunlara karşın Kürt illerinde ‘hayır’ oranı büyük farkla önde görünüyor. Bölgedeki siyasi parti ve sendika yöneticileri bu ortamda gelişen süreci değerlendirip, oy verilmesi ve ‘hayır’ denilmesi çağrısında bulundu.

‘HERKES SANDIĞA GİTMELİ’

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Sayın: “17 Nisan’da keşke dememek için herkes sandığa gitmeli. Bu bir siyasi parti seçimi değil. Çocuklarımızın yüzüne baka bilmek için bir şeyler yapmalıyız. İleride çocuklarımız şu an ki partilerin temsiliyetinden hoşnut olmayıp, kendini temsil eden bir partiye oy veremezse bu bizlerin suçu olacak. Onlara bu mirası bırakmamalıyız. 17 Nisan’da keşke dememek için herkesi 16 Nisan’da sandığa gidip ‘hayır’ demeye çağırıyoruz.

‘CİZRE’Yİ UNUTMAYALIM’

Özgürlükçü Sosyalist Parti (ÖSP) Genel Başkan Yardımcısı Nusret Maçin: “Bu referandumda ‘evet’ oyu çıkması mümkün değil. Özellikle bölge illerinde ‘hayır’ noktasında bir oy patlaması olacak kanısındayız. 17 Nisan’da yeni bir siyasi arayış süreci olacaktır. Türkiye’nin 21. yüzyılda askeri, polisiye, paramiliter bir yapıyla sürdürüle bilir yanı yoktur. AKP referandumla birlikte baş aşağı bir düşüş yaşayacaktır. Başkanlık sistemi Türk toplumunda da birçok kesimin rahatsız olduğu, ortak tepkisine dönüşen bir durum haline geldi. Özellikle Kürt halkına çağrımız;  Cizre’yi, Suru Nusaybin’i, Suruç’u, Ankara’yı unutmamasıdır. Bizler bu katliamları unutmadık Kürt halkı da unutmayacak ve gereken cevabı sandıkta verecektir” dedi. 

‘HAYIR, COŞKUSU YAYILDI’

HDP MYK Üyesi  Ömer Önen: Olağanüstü Hal ile olağanüstü bir referanduma gidiliyor. Devletin tüm kurumları ‘evet’ çalışması yapıyor,  bu sistemi kabul etmeyen kesim, halka giderek ‘hayır’ çalışmasını kendi imkanlarıyla yürütüyor. Bu  referandum kesinlikle demokratik bir seçim durumu değildir.  Ancak ‘hayır’ kesinlikle yeni bir başlangıcı getirecektir. Türkiye’de yeniden diyalogun, müzakerenin, yeniden tartışmanın durumunu getirecektir. Önceki anayasa da halklar, Kürtler, Aleviler açısından bir şey ifade etmiyordu, değiştirilmesi gerekiyordu. Ama bu değişiklik daha da kötü. Çünkü içinde tekçiliğe doğru götüren bir anayasa. 16 Nisan’da halkımız bu anayasa neyi getirecek neyi götürecek bunu görmelidir. Bu kadar baskı ve gözaltılara rağmen, eş başkanlarımızın tutuklu olmasına rağmen ‘hayır’ coşkusu yayılmış durumda.

‘DAHA KÖTÜ OLMAMASI İÇİN HAYIR’

Saadet Partisi İl Başkanı Fesih Bozan: Geniş bir konsensus sağlanmadan sadece iki partinin bir araya gelerek 80 milyona mal etmeye çalıştıkları bu 18 madde beklentileri karşılamayacak. Bundan dolayı içinde barındırdığı eksiklikleri göz önüne alarak,mevcut olan sistemden daha kötü bir noktaya getireceği için ‘hayır’ diyoruz. Neticede bugün iktidarda olanlar 15 yıldır iktidardaydılar, 7-8 yıldır ne istiyorlarsa yaptılar daha temkinli, serin kanlı olmak gerekiyordu. 18 madde de oldu bitti şeklinde hazırlandı. Meclisin içinde ve dışındaki bütün partilerden, STK’lardan, toplumun tüm kesiminden görüşler alınmalıydı. Bu öneriler sonucunda 18 madde değil de 180 madde ile halkın karşısına çıkılsaydı. Temennimiz ‘hayır’dan sonra daha katılımcı, daha sakin bir kafayla eksiklikler, yanlışlıklar gözden geçirilerek halkın onayına sunulan bir anayasanın hazırlanmasıdır. 

‘TEK ADAM İKTİDARINA DUR DİYELİM’

Emek Partisi Diyarbakır İl Örgütü Yöneticisi Cumhur Daş: Önümüzdeki referandum bu ülkede yaşayan hakların, emekçilerin sorunlarını çözmek bir  tarafa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fiilen gerçekleştiğini söylediği rejim değişikliğini anayasal bir kılıfa büründürmek için dayatılmış bulunuyor. Başka bir deyişle 15 Temmuz’dan sonra ilan edilen OHAL ve KHK düzeninin kalıcılaşmasına ‘evet’ dememizi istiyorlar. Kürt halkı son bir buçuk iki yılda yaşayarak gördü ki, MHP lideri Bahçeli’nin desteğiyle kurulmak istenen bu rejim, ülke içinde ve dışında Kürtlerin bütün kazanımlarına saldırı rejimidir.  ‘Çözüm masası’nın devrilip savaş politikalarının dayatılmasından dokunulmazlıkların kaldırılmasına, halkın iradesine darbe yapılıp belediyelere kayyım atanmasından binlerce Kürt siyasetçinin tutuklanmasına varan bu saldırı politikaları nedeniyle referandum Kürt halkı için ‘özel’ bir anlam kazanmıştır.  Elbette Kürt halkı, baskı ve inkâr politikalarıyla kendi iradesini yok sayan bu iktidara gereken yanıtı sandıkta verecektir. Emek Partisi olarak halklarımıza, her milliyetten işçi-emekçilere çağrımız bizlere savaş, sömürü ve baskıdan başka bir şey vaat etmeyen bu tek adam iktidarına ‘dur’ demek için sandığa gidip ‘hayır’ oyunu kullanması ve demokrasiye sahip çıkmasıdır.

‘EMEKÇİLERİN GELECEĞİ İÇİN HAYIR’

Eğitim Sen Diyarbakır 1 Nolu Şube Eş Başkanı Abbas Şahin: Tüm basın yayın organları susturuldu, eşit koşullarda bir yarış söz konusu değil. Havuz medya burada her şeyi farklı anlatarak toplumsal algıyı değiştirmeye çalışıyor. Fakat bu süreçte evet çıkacağını düşünmüyoruz, toplum ne kadar sessiz kalırsa kalsın bu referandumdan ‘hayır’ çıkacağına inanıyoruz. Kamu emekçilerinin iş güvencesini kaldırmak, kazanılmış hakları budamak istiyorlar. Biz kamu emekçileri olarak halkımızın ve tüm emekçilerin geleceği için ‘hayır’ diyoruz.

‘EKMEĞİMİZE GÖZ KOYDULAR’

Genel-İş 1 Nolu Şube Eş Başkanı Zeynep Demir Akçer şunları kaydetti: Özellikle bugün yaşadıklarımız üzerinden ‘hayır’ çalışması yaptık. Henüz bütün yetkiler tek bir kişinin eline geçmemesine rağmen, aylardır emekçiler olarak sürekli işsizlikle ve tehditlerle karşı karşıya bırakılıyoruz. Bununla kalmayıp bütün hukuk sistemi karşımıza çıkıyor. Tüm bu yaşadıklarımız bütün yetkilerin tek kişide toplanması pratiğidir. İşçiler, emekçiler olarak hukuksal haklarımız, sendika haklarımızın önüne geçiliyor, grev haklarımız gasp ediliyor. Tek kişilik yönetim sistem olarak gelmemesine rağmen bire bir yaşıyoruz. Hükümet kıdem tazminatımıza göz dikmiş durumda bununla ilgili olarak mücadelemiz devam ediyor. Bugün ‘hayır’ demezsek yarın önümüze gelecek her şeye boyun eğmek zorunda kalacağız. Her şeyin önü kapatılacak. Tek kişilik yönetim ne isterse, bugün OHAL Ve KHK’lar ile yaşadıklarımız artarak yasallaşacak. Sürekli işimiz, ekmeğimizle tehdit ediliyoruz, gözaltına alınıp tutuklanıyoruz. Tüm bunlara karşı, geleceğimiz için hep birlikte ‘hayır’ diyelim.

* Oy verin, hayır deyin

ÖNCEKİ HABER

Adana'da billboardlar ‘evet’, halk ‘hayır’ diyor

SONRAKİ HABER

‘Hayır’ yeni bir yolun başlangıcı olacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...