25 Haziran 2012 15:42

Yüz karası değil kömür karası

“Siyah akar Zonguldağın deresi;Yüzkarası değil, kömür karası;Böyle kazanılır ekmek parası.»Kömür karası”15 yaşında Beytullah Çapar. Her yanından dumanlar çıkan piramit şeklindeki toprak yığınına kürekle yeni toprak atıyor. Bu iş bittikten sonra, çapaya benzeyen, ucunda üçgen

Yüz karası değil kömür karası
Paylaş
Özer Akdemir

Yüzkarası değil, kömür karası;
Böyle kazanılır ekmek parası.»
Kömür karası”

15 yaşında Beytullah Çapar. Her yanından dumanlar çıkan piramit şeklindeki toprak yığınına kürekle yeni toprak atıyor. Bu iş bittikten sonra, çapaya benzeyen, ucunda üçgen şeklinde bir metal bulunan sırıkla toprak yığınını düzenliyor. Topaklanmış toprakları kırıyor, duman çıkan yerlere dolduruyor. Elindeki sırığın boyu Beytullah’ın boyundan daha uzun. Başında bir zamanlar beyaz renkte olduğu anlaşılan şapka lime lime dağılmış. Elleri, yüzü, üzerindeki elbiseler sürekli kömür karası ve is kokuyor. Sürekli tüten dumanın içinde çalışmaktan bu. Siyah gözlerinin çevresi de sürmelenmiş gibi görünüyor bu nedenle.

BEYTULLAH

Beytullah ve 15 aile Kozak Yaylası’nın zirvelerinden birinde, Gelintepe’de odun kömürü yapımında çalışıyorlar. Sonbaharda gelmişler ve yaklaşık 3-4 aylık işleri daha var. Yazı, kışı etrafına ve üstüne çam dalları sardıkları naylonlardan yapılmış derme çatma barakalarda geçiriyorlar. Suyu yakınlardaki bir kır çeşmesinden alıyorlar. Elektriği ise geceleri 3-4 saatliğine traktörlerin aküsünden elde ediyorlar. Sadece aydınlatma ve bazen televizyon izlemek için kullanabiliyorlar elektriği.
Beytullah lisede okuduğunu ama önümüzdeki sene gidip gitmeyeceğinin belli olmadığını söylüyor. Dağdan, ormanın içinden kıvrılarak aşağı inen toprak yoldan ulaştıkları Yukarıbey nahiyesindeki okula gidiyor Beytullah ve yayladaki okul çağı çocukları. Kışın yağan karın ve yağmurun altında, yazın sıcağında saatlerce süren bir okuma yolculuğu bu. Beytullah’ın anne-babası onun okuldaki durumundan hiç memnun değiller. “Kaç yıldır okuyor daha adını zor yazıyor” diye şikayet ediyorlar. Ana dillerinin Kürtçe olmasının bu başarısızlıkta etkili olduğunu ama Beytullah’ın da ‘kafasının çalışmadığını’ söylüyorlar.
Mardin’in Derik ilçesinden göçmüşler ve yıllardır çeşitli yerlerde odun kömürü işi yaparak yaşamlarını sürdürüyor bu insanlar. Beytullah 15 yaşında ama 1 yaşında terk ettiği Mardin’e bu yaşa kadar gidememiş daha. Beytullah’ın babası Hamit Çapar “Ölüm, düğün falan olduğunda iki-üç senede bir gidiyoruz mecburen” diyor.

CANAVARI DOYURMAK İÇİN!

Bulunduğumuz yerin biraz aşağısındaki, toprakla kaplı bir piramidin ağzından içeriye odunlar atıyor üzerindeki 2 kişi. Biri 8-9 yaşlarında olmak üzere üç kişi de, her yanından dumanlar çıkaran, aç bir canavar gibi ağzı açık durumdaki bu yığının ‘karnını doyurmak’ için koca koca odun parçaları taşıyorlar. Piramidin üzerinden ağız kısmına doğru tahta bir merdiven uzatılmış. Bu merdivenin basamaklarını kullanarak, toprak yığına basmadan ağız kısmına ulaşıyorlar ve beraberinde getirdikleri odunları tam uçtaki kratere atıyorlar.  Bu haliyle patlamaya hazır bir volkana benziyor toprak piramit yığınları. Yaklaşık 1-2 kilometrekarelik bir alanda 15-20 kadar böyle piramit var.

MANGAL KEYFİ YAPANLARA

Eliyle çalışma ve yaşam koşullarını gösteren Hamit Çapar “Pikniklerde, bahçelerinde mangal keyfi yapanlar bu kömürlerin nasıl yapıldığını görsünler” diyor. Hamit odun kömürü yapımını kısaca şöyle anlatıyor. “Ormandan topladığımız odunları böyle çadır gibi yığıyoruz. Üzerine çam püsleri koyup toprakla kapatıyoruz ve çeşitli yerlerinden tutuşturuyoruz. Hava almaması lazım piramidin. Odun bu şekilde, 15-20 gün boyunca yanıyor. Bu süre içerisinde ateşin sönmemesi ve piramidin hava almaması için çalışıyoruz ve yığına yeni odunlar atıyoruz. Daha sonra da 2-3 günde çıkarıyoruz odun kömürlerini”. İşin Orman Müdürlüğünün olduğunu kendilerinin yüzdelikle çalıştıklarını söyleyen Hamit, ailecek çalıştıkları için bu işten elde ettikleri gelirle yaşamlarını sürdürebildiklerini söylüyor.

BÖYLE KAZANILIR EKMEK PARASI

Kozak Yaylası’nda yapılmak istenen altın madenciliğinin bilirkişi incelemesi için geldiğimiz Gelintepe’de karşımıza çıktı odun kömürü yapan mevsimlik orman işçileri. Buradaki işlerini bitirdikten sonra Balıkesir Savaştepe tarafına gideceklerini söylüyorlar. Bakır semaverde, odun kömürünün ateşinde demledikleri kaçak çayı ikram ederken, meraklı çocuklarla çevriliyor etrafımız. Yanık türküler söyleyen Hakan Gezer ses sanatçısı olmak istediğini söylerken, kucağında oturan kara kaşlı, kara gözlü 3-4 yaşındaki oğlu Bahoz’un saçlarını okşuyor. Yemyeşil ormanlarla çevrili Kozak Yaylası’nın bu bölümündeki çadırlarda ve insanlardaki hakim renk siyah. Barakaların gölgesinde uzanan iki küçük keçi yavrusunun bile renkleri siyaha çalıyor. Orhan Veli’nin Zonguldak için yazdığı şiirde olduğu gibi, Kozak’ta da ekmek parası kömürden kazanan emekçilerin ve çocuklarının yüzleri de kömür karası. “Yüz karası değil kömür karası/ Böyle kazanılır ekmek parası”… (Bergama/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Okul öncesi eğitim neden zorunlu değil?

SONRAKİ HABER

Maaş bordrolarının parası da memurdan

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...