13 Nisan 2017 00:58

Kürtlerin iradesi kimsenin tekelinde değildir

Serpil Berk, Kerkük krizini Diyarbakır'da PSK, PAK, ÖSP VE EMEP yöneticileriyle konuştu.

Paylaş

Serpil BERK
Diyarbakır

Kerkük İl Meclisi’nin Irak bayrağının yanına Kürdistan bayrağının asılması ve Kerkük’ün Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne katılımı ile ilgili referandum kararı çeşitli çevreler tarafından tartışılmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan “O bayrağı indirin, yoksa geldiğiniz noktadan geri adım atmak zorunda kalırsınız” dedi. Oysa daha Şubat ayında Cumhurbaşkanı Barzani’yi Türkiye’ye davet etmiş ve iki yönetim arasındaki ilişki ve işbirliğinin geliştirilmesi konusunda görüşmeler yapılmıştı. Barzani’yle yakın ilişki ve işbirliğinin yerini ‘indirin o bayrağı’ noktasına gelen bir gerilimin almasını ve Kürtlerin Irak’ta geleceklerini belirleme isteği karşında gösterilen bu tavrı değerlendiren bölgedeki siyasi parti temsilcileri ise, bu tavrın hem içeride hem de dışarıda Kürtlerin kazanımlarına karşı bir tutum olduğunu, Kerkük’ün Kürt kenti olduğunu ve oradaki halkın nasıl yaşayacağına kendisinin karar vereceğini hatırlattı. 

‘KÜRTLER HÜR İRADESİNİ KULLANIR’

Partiya Sosyalist a Kurdistanê (PSK) Genel Başkanı Mesut Tek, Kerkük’te bayrak asılmasının Kürtlerin aldığı bir karar olduğunu ve başkaları ne der diye düşünmek zorunda olmadıklarını kaydetti. Tek, “Kürtler bayrak asılmasına karar vermiştir ve bu onların hür iradeleridir. Kaldı ki bağımsız Kürdistan talebi Kürtlerin tarihi bir talebidir. Güney Kürdistan’da 2012 yılından itibaren Bağdat hükümetinin Kürdistan’ın bütçesini kesmesi, peşmergenin maaşlarını ödememesi, Kürdistan petrolünün dışarıya satılmasında engeller çıkarmasından kaynaklanan sorunlardan dolayı Kürtler Irak’ın birliği içinde, bir arada yaşamanın olanaklarının olmadığını defalarca dile getirdiler. Irak’ta birlikte yaşamak için elimizden geleni yaptık ama karşılığını göremedik dediler. Bu gelişmeleri dikkate almadan, bilmeden orada ki irade beyanını, bunu komşu ülkelerin isteğine bağlamak, ABD istiyor vb şeklinde açıklama yapmak doğru bir tavır değil.Kerkük’te bayrak yeni asılmıyor 2013’ten beri orada. Kürdistan bayrağı sadece Barzaninin bayrağı değildir. Bayrağın bu şekilde gündeme getirilmesinin amacı referandum sürecidir.Kürtler nasıl başka ulusların bayrağına saygı gösteriyorsa, o saygıyı kendi bayrağına da gösterilmesini beklerler” dedi.

‘YAVUZ HIRSIZ TUTUMUDUR’

Özgürlük ve Sosyalizm Partisi ÖSP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek ise Kerkük’e Kürdistan bayrağının asılmasının geç kalınmış doğru bir karar olduğunu söyledi. Çiftyürek, “Bu karar da ortaklaşa bir tavır göstermesini önemsiyoruz. Bir an evvel Kürdistan parlamentosu çalıştırılarak, bağımsızlık ve Kerkük meselesi parlamento denetiminde sonuca bağlanmalıdır. Kerkük’e Kürdistan bayrağı asılması noktasında verilen tepkiyi doğru değil. Osmanlı devletinde Kerkük’ünde içerisinde yer aldığı Musul vilayeti Kürdistan’ın başkentidir. Kerkük coğrafi olarak Kürdistan dır. Türkiye’nin ve diğer devletlerin peşmerge işgal ediyor tutumu ‘yavuz hırsız’ tutumudur doğru bulmuyoruz. 

‘KÜRTLERDEN ‘EVET’ ÇIKMAYACAK’

Türkiye Cumhuriyetinin kırmızı çizgisinin içerde de dışarıda da Kürtler olduğunu söyleyen Çiftyürek, “Barzani’nin ülkeye ziyaretinde çekilen bayrak ile kopan kıyamet Kerkük’e Kürdistan bayrağı asılınca eski etkiyi içeride yaratmadı. İstanbul’a Diyarbakır’a dolaylı olarak Kürdistan bayrağı asan AKP hükümeti eğer Başkanlık referandumunda ‘evet’ çıkarsa  Kürtler arasında  ‘bakın MHP ile ittifak halindeyken bile İstanbul’a Kürdistan bayrağı asıyorsa yarın statü verilir’ tarzında bir algı yaratıp Kürtlerde ‘evet’ oyunu arttırmak istiyorlar. Kürt halkı Şirnak’ı, Suru da unutmayacaktır. Kürtler, kentlerin yıkılmasını da ‘indirin o bayrağı’ söylemini de unutmayacak ve ezici bir çoğunlukla referandumda ‘hayır’ oyu verecektir”dedi.

‘KÜRTLER AÇISINDAN BİR ÖNEMİ YOK’

Partiya Azadiya Kurdistanê (PAK) Genel Başkan Yardımcısı Nuri Sınır  Kerkük’e Kürdistan bayrağının asılması karşısında AKP hükümetinin ve Cumhurbaşkanının gösterdiği tavrı siyaset olarak değerlendirerek şunları söyledi “ Her ülke politik olarak kendi çıkarı ne yöndeyse ona dönük bir politika geliştirir. Eskiden beri Kerkük Türk’tür diyerek orada ki Türkmen cephesini kullanan bir politika uyguluyor Türkiye hükümetleri. Bugün bakıyoruz kardeşim dediğine karşı başka bir söylem geliştiriyor tüm bunlar diplomasidir. Türkiye devleti önceden beri Kürtlerin kazanımlarına karşı bir anlayış güttü, Suriye’de de olsa böyle Irak’ta da olsa hatta kutuplarda dahi olsa bu tutum aynen devam eder. Kürtlerin herhangi bir kazanımını hazmedemeyen bir anlayış var”diye konuştu.

‘BARZANİYLE İLİŞKİLERİ TAMAMEN FAYDACI’

Emek Partisi (EMEP) Bölge Örgütü yöneticisi Mehmet Türkmen de,  Kerkük’le yaşanan bayrak krizinin AKP’nin dış politikada ki tutarsızlığın somut örneklerinden biri olduğunu belirtti. AKP’nin uzun süredir Ortadoğu’da iş birliğini sürdürdüğü tek gücün Barzani olduğunu söyleyen Türkmen, “ Barzaniyle olan iş birliği ilişkilerinin tamamen faydacı olduğunu, halkların çıkarı üzerine kurulan bir ilişki olmadığını bir kez daha gördük. Bayrak asılması oradaki halkın iradesidir, orada bir halk meclisi var onların kararıdır. Kendi kaderini belirlemede söz konusu Kürtler olunca Türkiye yönetimleri ne hikmetse daha önceki demokratik söylemleri bir tarafa bırakıyorlar. Kürt düşmanlığı üzerine kurulan dış politikada AKP’nin yolun sonuna geldiğini söylemek gerekiyor.  Bir ay önce İstanbul ve Diyarbakır’da Barzaninin gelişiyle asılan Kürdistan bayrağı üzerine yapılan tartışmalarda  AKP’nin bayrağın asılmasına izin vermesini Kürtlere statü verilmesine karşı değiller şeklinde algı yaratmaya çalıştılar. Ama gördük ki Kerkük’te bayrak asılması karşısında ‘indirin o bayrağı’ diyen  bir Cumhurbaşkanı var. Kürde bakış açısını  temsil eden  geçek AKP bu aslında bunu görmek gerekiyor”diye konuştu.

‘BARZANİ ÇİZGİSİNİN DERS ÇIKARMASI GEREK’

Bayrak krizinden Barzani çizgisini savunan kesimlerinde ders çıkarması gerektiğini söyleyen Türkmen, “Çünkü AKP’nin Barzaniyle ilişkilerinin bölgesel ve ekonomik çıkarlar üzerine oturtulan, Osmanlıcı yayılma politikasıyla hareket eden anlayışının bölgede en çok zarar vereceği kesimin Kürtler olacağını görmesi gerekiyor”diye konuştu.

‘KÜRT HALKI ‘HAYIR’ DEMELİ’

Kürt halkının referandumda AKP’ye ‘hayır’ demesi gerektiğini anlatan Türkmen, “AKP’nin hem içerde hem dışarıda Kürtler söz konusu olduğunda ortaya çıkan bu milliyetçi damarını görmek  gerekiyor. Kürt halkı referandumda bu Kürt düşmanı politikaya cevap verecektir” dedi.

ÖNCEKİ HABER

İdlib ve Şayrat saldırıları ABD’de nasıl tartışılıyor?

SONRAKİ HABER

Sol Cephenin dağılması ve Melenchon’un adaylığı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...