13 Nisan 2017 00:49

Ekim KILIÇ
New York

Dünya halkları geçtiğimiz hafta ABD uçak gemisinin Suriye ordusuna ait Şayrat Askeri Üssü’ne fırlattığı 59 Tomahawk füzesinin gerilimiyle güne uyandı. Tartışma başladı; ABD Suriye’de sonlanmaya yüz tutmuş savaşın tansiyonunu arttıracak, hatta Rusya ile açık bir sıcak temasa girecek miydi? 

Ancak savaş tamtamlarının tınısı burada, Amerika’da elbette kulağa dünyanın diğer yerlerinden farklı geliyor. ‘Trump’ın başdüşmanları’ görünümündeki Amerikan liberalleri, bir anda hükümetin savaş politikası arkasında sıraya giriverdiler. 

SOKAĞIN DURUMU

Bu arada Amerikan liberal basını ‘göçmenlerin ülkesi’ olmakla övünürken, ‘Bu göçmenler neden geliyor sorusu’nun sorulmasına izin vermiyor. Göçmen kitlelerin içerisindeki azımsanmayacak genişlikteki bir sosyal tabaka da ‘bahşedilen demokrasinin’ ikiyüzlü karakterine ses çıkarmayarak onun içinde usulca yer edinmeye çalışıyor. Bu durum, İdlib’teki kimyasal saldırı ve ardından ABD’nin Suriye’ye attığı füzelerle hareketlenen savaş karşıtı hareketi de etkiliyor. 

Suriye devleti ya da ÖSO bayrakları ile ayrı ayrı olaylara tepki vermek için sokağa inenlerin eylemi -bilerek ya da bilmeyerek- hangi emperyalistin politikasına yedeklenirse yedeklensin, insanların ölmemesini istiyor. Örneğin, Suriye ordusu Halep’i cihatçılardan geri alırken düzenlenen Rusya ve Esad karşıtı bir eylemde cihatçılarla aynı ideolojiye sahip oldukları anlaşılan kesimler dikkat çekerken, aslında eylemi örgütleyenler “Milenyum kuşağı” denilen neslin de bir parçası olan ABD’li Müslüman lise öğrencileriydi ve eylemi yönlendirmeye çalışanların gündeminden farklı olarak amaçları, sivil ölümlere tepki göstermekti. 

Liseli konuşmacılar yaşlarının verdiği güzellikle etraflarında dolaşanların aslında nasıl bir siyasi ajandaları olduklarını görmeseler de, en çok ‘Ölüm olmasın’ vurgusu yapıyorlardı. 

MEDYA PROPAGANDASI VE ‘ESAD’CI MISIN’ BASKISI

Bu ikili durumu, Savaş Karşıtı Koalisyonun toplantılarında da görmek mümkün. Ancak bu kesim, Amerika’da “Esad’cı” diye yaftalanıyor ve barış taleplerinin konuşulması es geçiliyor. Böylece eylemlerinin geniş kitleleri sokağa dökebilecek niteliğe kavuşması da engelleniyor.

Üniversiteli ‘solcu çevreler’ ile sohbet ettiğimizde ise ‘Suriye Devrimi’ denileni desteklemiyorsanız “Esad’cı mısın” sorusuyla muhatap oluyorsunuz. “Emperyalistler çekilsin, barış olsun” gibi söylemler ise medya propagandasının etkisini aşmakta zorlanıyor. Yine de Fort Lauderdale, Houston, Jacksonville, Los Angeles, Lufkin, Milwaukee, Minneapolis, New York, Salt Lake City, San Francisco, Şikago, Tampa, Tucson, Washington DC gibi bir çok eyalet merkezi ve kasabalarda eylemler sürüyor. Yer yer ise ırkçıların ve polislerin saldırısına uğruyor.

YENİ BİR SAVAŞ KARŞITI HAREKET İHTİYACI

Geçtiğimiz cuma günü New York’taki Union Meydanı’nda, ABD’nin Suriye saldırısını protesto edenlerin sayısı ancak bine ulaşabildi. Meselenin sıcaklığına rağmen tepki, sınırlı bir sayıda kaldı. Göçmen bir işçi olan Charlie, “Amerikan emperyalizmini durdurabilecek tek gücün Amerikalı işçiler olabileceğini” vurguluyor. Filipinlerli Öğrenci Nina ise Suriye’de, Irak’ta, Filipinler’de Amerikan emperyalizminin varlığını ortadan kaldıracak güçlü bir savaş karşıtı hareketinin ne denli önemli olduğundan bahsediyor. 

Bir gazeteci ve Filistin aktivisti olan Joe, ABD’nin son saldırısının kısa vadede bir misilleme getirmeyeceğini ancak gerilimi arttıracağını, bölgesel bir savaştan küresel bir savaşa evrilebileceğini düşündüğünü söylüyor. Üniversitede öğretim görevlisi olan Ian da, saldırılara karşı çıktığını ancak Rusya ile Esad’ı da desteklemediğini söylüyor. Ian, bu kaygılı halinde yalnız değil. Alanda röportaj yaptığımız, bu eylemi duyup gelmiş Amerikalılar, Esadçılıkla suçlanmaktan belli ki korkuyorlar. 

Ancak önemli bir kısım savaş karşıtı bir harekete ihtiyaç olduğundan, geriye kalanlar ise siyasal temsilcilerin, senatörlerin bu konuda inisiyatif alması gerektiğinden bahsediyor.

‘SAVAŞ MEŞRULAŞTIRILAMAZ’

İnşaat işçileri sendikası üyesi olan Saffad özellikle söz konusu ülkelerde Amerika’nın kriz yarattığını, ama bu kargaşalardan kaçıp gelen göçmenlerin ülkeye alınmadığından bahsediyor. Amerika’nın müdahalecilikten vazgeçmesi gerektiğini belirten Saffad, Suriye’nin Irak gibi olması istemediğini söylüyor. Son olarak da geleceğe umutlu baktığını, ülkede sosyalizmin daha çok dillendirildiğini ekliyor. 

Brooklyn’li Müzisyen Sam de, “Savaşa karşıyım. İnsaniyet adı altında savaş meşrulaştırılmaz” diyor. Trump’ın Esad’ın bombalarını umursamadığını ekleyen Sam, politikleştiği dönemin Bush dönemi olduğunu, o dönemdeebeveynlerinin Irak savaşını durdurmak için sokaklarda olduğu belirtiyor: “Onlar Irak’ı protesto ediyordu. Bizse büyük ihtimalle çıkacak bir Suriye savaşını, bir üçüncü dünya savaşını protesto ediyoruz. Sadece akan kanı durdurmak istiyoruz.”

KONGRE VE SENATODAN TRUMP’IN SAVAŞINA DESTEK 

SURİYE’deki Şayrat Üssü’ne düzenlenen füze saldırısı, Amerikan siyasileri arasında da kabul gördü. İlk açıklamayı Cumhuriyetçilerin şahin kanadından Arizona Senatörü John McCain ile Güney Carolina Senatörü Lindsay Graham yaptı: “Önceki yönetimlere benzemeksizin, Başkan Trump önemli bir anda Suriye meselesi ile yüzleşti ve harekete geçti. Bu yüzden o Amerikan halkının desteğini hak ediyor.” 

Kongrede Obama’nın Suriye politikasına karşı çıkan Cumhuriyetçiler de, Trump’ın saldırısını desteklediler.  Alabama’dan Kongre Üyesi Martha Roby, “Sonuçlar. Sonunda” diye bir tweet atarak Trump’ın saldırısını destekledi. Ancak aynı üye 10 Eylül 2013’te attığı başka bir tweette Obama hükümetinin Suriye politikasının “negatif sonuçlarından derin bir endişe” duyduğunu belirtiyordu. Ancak Cumhuriyetçiler içindeki muhalefette de eleştiriler yok değil. Bu eleştiriler, Suriye politikasının kötü sonuçlar doğuracağı ve Trump’ın bu saldırı için neden Kongreden izin almadığı üzerinden iki biçimde ifade buluyor.

Demokratlar tarafında da manzara aynı. New York’tan Kongre Üyesi Eliot Engel, “Savaş suçlarının sonuçları olmak zorunda” dedi. Kaliforniya’dan Kongre Üyesi Seth Moulton ise “Başkan Suriye halkı için yeterince ilgili. Ancak Esad’ın kurbanları olan göçmenler için yeterli değil” diyerek daha fazlasını istedi.  Yine Demokratlardan New York Senatörü Chuck Schumer, Amerikan askeri güçlerinin profesyonelliğini ve yeteneğini selamlayarak, “Esad’ın cevabı alması gerektiği”ni söyledi ancak Trump’ın Kongreye danışmadığını belirterek ufak bir eleştiri de yaptı.  

Bernie Sanders ise partisinin çektiği sınırı aşmayarak, “Evet, Esad’dan kurtulmalıyız. Ancak bunu tek taraflı olarak yapamayız” dedi.

Evrensel'i Takip Et