25 Haziran 2012 10:43

İşçi ve işçi hakları

Günümüzde çalışmak, helal ekmek kazanmak, doğru işi, doğru işçiyi bulmak o kadar zordur ki, birde bunun yanında işinin, emeğinin hakkını tam almak, hakkıyla almak neredeyse imkansız hale gelmiştir. Bir dışarı çıksan, esnaflarla, işletmecilerle, işçilerle konuşsan, bir dokun bin işit! O derece büyük sıkıntılar, o derec

İşçi ve işçi hakları
Paylaş
Yusuf Timurtaş

Söz konusu hal böyle olunca, hani derler ya; “Üzüm, üzüme baka baka kararır!” diye, aynen böyle işçi sessiz kalınca bu duruma, ister istemez yeni nesilde böyle yerinde sayıyor! Böyle geldi, böyle gider tabusunu yıkacak cesareti bulamıyor kendinde... Oysaki üç beş işçi toplansa, haykırsa sorununu, haklarını, isteklerini diğer işçilerde emin olun arkasından destek verecektir! Tren misali gibi düşünün, arka arkaya bağlı onlarca vagon var ve o vagonları çeken tek bir lokomotif var! İşçi konusu aynen öyle, tek bir kaptan, tek bir makinist, tek bir öncü tüm işçileri birbirine bağlayabilir, kenetleyebilir, zincirleyebilir veya duraksatabilir... Bir örnek daha verecek olursak, Mersin Büyük Sanayi Sitesi’nde çalışan onlarca işletme var, bu işletmelerde çalışan yüzlerce işçi var ve bu işçilerin eline, ekmeğine iki kuruş maaşına bakan belki de yüzlerce aile var, fert var. Ve bu işçilerin çoğu düşük maaşla üstelik de hiçbir sosyal güvencesi olmadan çalıştırılıyor, kimi isteyerek, kimi zorla, kimide mecburi... Denetim mi? Yok, sıfır denetim var, devlet bu konuda gereken denetimi yapmıyor! Yaptığı denetimlerde yetersiz kalıyor... Oysa ki bu işçilerin başına iş esnasında en ufak bir kaza gelse ve bu kaza kazazede tarafından hastane yetkililerine rapor edilse, işveren ne kadar büyük bir ceza alacağını tahmin bile edemiyor, belki de işine geliyor? “Çalışsın, işine baksın, bir sıkıntı olursa rüşvetle, tehditle veya kelime oyunlarıyla ben işin üstesinden çıkarım” diyor... Ve ne yazık ki böyle de oluyor. İşçi bu durumda ne yapıyor? Hiç bir şey! Tahmin etmiyor belki yarın aynı kaza benimde başıma gelebilir diye, belki de korkuyor sesini çıkarmaya... Hani derler ya, “Erken öten horozun başını keserler” diye, işte bundan korkuyor belki de, işinden olmaktan korkuyor. Çaresizlik elini kolunu bağlıyor... Bir at düşünün, kafasında gözlük olan. Sadece önünü gören, sağını solunu görmeyen bir at misali körleştirilmiş sanki işçiler... Bir de kölelik kalktı diyorlar, kesinlikle yanlış! Asıl kölelik budur işte! Haksızlığa göz göre boyun eğmek, sıranı beklemektir kölelik... Ne garip değil mi? Acı ama gerçek işte...
Şimdi soruyorum size; sizce bu tabu ne zaman yıkılır? Sizce bu kalıplaştırılmış ilkeler ne zaman biter? Şimdi bu haksızlıklar nerde son bulur? Şimdi bu yanlışları kim düzeltir? Sizce bu haksızlığa kim baş kaldırır? Sizce bu oyunu kim bozar? Vs vs vs... Uyan işçi kardeşim, uyan emekçi kardeşim, kalk silkelen, girelim kol kola, çizelim çizgimizi, gösterelim sınırlarımızı, gösterelim yolumuzu, gösterelim gücümüzü, gösterelim bütünlüğümüzü... Susma sustukça sıra sana gelecek, boyun eğme bu zülme ! Unutma yapan sensin, bozanda sen olacaksın! Rabbim bu yolda yar ve yardımcımız olsun... Dilerim Rabbim tüm işçi kardeşlerime güç, sıhhat, kazasız, belasız bir iş hayatı nasip eder. Saygılarımla..

*Sanayi İşçisi

ÖNCEKİ HABER

Sara Şexi’nin resim sergisi Diyarbakır’da

SONRAKİ HABER

Rize’de köylülerin baz tepkisi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...