11 Nisan 2017 00:52

Gelecek sorunu gençlerin oy tercihini belirliyor

Referanduma sayılı günler kala üniversitelerde öğrencilerle referandumu konuştuk. Gençlerin gelecek sorunu, oy tercihini belirleyecek.

Paylaş

Referanduma sayılı günler kala üniversitelerde öğrencilerle referandumu konuştuk. Öğrencilerin büyük bölümünün kafasında geleceği ile ilgili soru işaretleri var. Gençlerin gelecek sorunu, oy tercihini belirleyecek gibi gözüküyor. 


‘İŞSİZLİĞİ ÇÖZECEKLERİNE BAŞKA İŞLER PEŞİNDELER’

Dilay AKINCI 
Aydın

AYDIN Adnan Menderes Üniversitesinde gençlerle yaklaşan referandumu konuştuk. Gençler yapılmak istenen değişiklik önerisinde kendi sorunlarının çözümünün olmadığını söyledi ve “Her yıl binlerce genç işsizlik ordusuna katılırken bizi yönetenler bunu çözmek yerine başka işler peşinde.” dedi.
Ege bölgesinin büyük üniversitelerinden olan Aydın Adnan Menderes Üniversitesinde öğrencilerle referandumu konuştuk. Reklamcılık Bölümü Öğrencisi Funda, “Bir şeylerin düzelmesinden ziyade aksine daha da kötüye gittiğini ve gideceğini düşünüyorum.” diyerek söze giriyor ve “Bir kadın olarak ülkeyi tek bir adamın yönetmesini istemiyorum.” diyor. Referandum tercihini belirleyen en önemli etkenin gelecek kaygısı olduğunu söylüyor Funda, “Eğitim sistemi ve gelecek kaygısı benim ‘hayır’ dememdeki en büyük sebep. Parası olan YGS’de iyi bir puan almadan özel üniversitede hukuk okuyor. Ben ise mezun olunca nasıl iş bulacağımı kara kara düşünüyorum.” diyor. 
Daha sonra Funda ile aynı bölümde okuyan Yağmur devralıyor sözü: “Geleceğimin daha parlak olduğu bir ülkede yaşayacak olmayı düşlüyorum. Fakat günümüz şartlarında bunun mümkün olmadığı ortada. Bir kadın olarak şu an bile yeterince özgür değilken ileride beni kötü bir hayatın beklediğinin farkındayım. Bu yüzden kararım hayır. Değişiklikte kadın hakları için hiçbir madde yok, bize vadedilen bir şey yok. Bütün bunlardan dolayı ‘hayır’ diyorum.” 
Bu sırada Atahan sözü alıyor. Atahan, eğitim sisteminin yetersiz olduğunu vurguluyor. Atahan, “Eğitim sistemi giderek gericileştirildi. Müfredattan bilim ve sanat çıkarıldı ve onun yerine adeta hurafeler yerleştirildi. Okullar adeta bir ticarethane gibi çalışıyor. Her yıl milyonlarca genç gelecek kaygısı ile üniversite sınavlarına giriyor. Bir sınav ile bazen bir dakika ile hayatları değişiyor. Bu değişiklik önerisi bu sorunlarımızın hangisini çözecek? Her yıl binlerce genç işsizlik ordusuna katılırken bizi yönetenler bunu çözmek yerine başka işler peşinde.”


‘BU SİSTEM HAYAL KURMAMIZA BİLE İZİN VERMİYOR’ 

Elif DİKBAŞ 
Muğla

40 BİN kişinin eğitim gördüğü Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğrencileri ile referandumu konuşuyoruz. Gençlerin, oy tercihini belirleyen en önemli faktörün gelecek kaygısı olduğunu görüyoruz.  
Radyo Televizyon Sinema Öğrencisi Büşra referandumdan bir beklenti içinde olmadığını söylüyor ve başlıyor konuşmaya: “Ülkede insan hakları sorunu var. Çocuk istismarları, kadına yönelik şiddet gibi sorunlar başkanlık gelince mi çözülecek? ‘Benim için kadın ve erkek eşit değildir’ diye düşünen birine güvensizlik duymam normal değil mi?” 
O sırada Sosyal bilgiler öğretmenliği öğrencisi olan İbrahim alıyor sözü ve gelecek kaygısının referandum tercihini belirlediğini söylüyor: “Okuduğum bölümün ataması çok az. Muhtemelen birkaç KPSS denemesinden sonra işsizlik sorunu ile uğraşacağım. Sistem benim öğretmenlik ile ilgili hayal kurmama dahi izin vermiyor. Böyle bir şeye ‘evet’ demek mümkün mü?”


'BU HAK BİZE DEĞİL DE OSMAN GÖKÇEKLERE VERİLİR’ 

Uday YAŞAR
Uşak

UŞAK Üniversitesinde üniversite kantinine giriyoruz. O sırada referandumu tartışan bir öğrenci grubunun sohbetine katılıyoruz. AKP’li olduğunu belirten Ömer, referandum sürecini değerlendirirken, “Ülkenin 15 yıllık icraatlarına bakarak değerlendirme yapmak gerek.” diyerek başlıyor söze: “Eksiklikleri olmak ile birlikte, bu yeni sistemi desteklememek için hiçbir neden yok. 18 yaşındaki bir genç bile artık milletvekili adayı olabilecek, gençliğin sorunlarını 50 yaşındaki adamlara bırakmayacak. Bunun için ‘evet’ demeliyiz” diyor. 
Ömer’den sonra Abdullah alıyor sözü: “Gençliğin hiçbir sorununa çözüm yok. ‘Demokratik üniversite’ diyoruz ancak ülkede ne kadar demokrasi var ki üniversitede olsun?” 
Abdullah devam ediyor: “Ankara’daki adam neden Uşak Üniversitesinin rektörünü belirliyor? 30 bin öğrenci belirleyemiyor mu kendi rektörünü? Madem gençliğin iradesini ve temsilini önemsiyorsunuz o zaman üniversitenin seçimlerine saygı duyun. Benim maddi durumum kötü, torpilim de yok. Hani Abdullah’ın seçilme hakkı? Bu hak bize değil de Osman Gökçek gibilerine verilir.” 
“Başkanlık sistemi gelince tüm sorunlar çözülecek” söylemi de Abdullah’ı rahatsız etmiş. Abdullah, “Bir bakmışsın Rusya ile savaş haline geliyoruz, bir bakmışsın barışıp ABD ile kötü duruma geliyoruz. Bu gidişat ülkenin günlük siyasetle yönetildiğinin göstergesi. Başkanlık bence hiçbir sorunu çözemeyecek, üstüne olan sorunlar birikerek devam edecek.” diyor.


‘HERKES SUÇLU AMA BİR TEK ONLAR DEĞİL!’ 

Yalçın SALMAN
Antalya

ANAYASA değişikliği referandumuna az bir süre kala Türkiye’nin büyük üniversitelerinden olan Akdeniz Üniversitesinde de tartışmalar hızlandı. Üniversitede referandumun nabzını tutmak isterken kendimizi bir anda İletişim Fakültesi kantininde hararetli bir referandum sohbetinin içinde buluyoruz. Masanın etrafındaki gençler tercihlerinin neden ‘hayır’ olduklarını konuşuyor.  İlk olarak MHP’li olduğunu söyleyen Emine söze giriyor. Emine, referandumda ‘hayır’ diyeceğini belirterek, “15 yıllık iktidarlarında yaptıklarıyla adeta milletin aklıyla dalga geçiyorlar. Örneğin 15 Temmuz sonrası ‘Kandırıldık’ diyerek özür dileyen birisi, daha sonra bir ‘Aldanmadım, aldatmadım’ diye bir açıklama yapabiliyor. PKK ile masaya oturdular, bir çok insanla görüşmeler yaptılar, daha sonra görüşme yaptıklarına da terörist dediler. Yani iktidarla bir dönem ortaklık yapan herkes suçlu ama iktidar ne hikmetse suçlu değil!” diyor.
Gazetecilik Bölümü Öğrencisi Figen, başkanlık sisteminin birçok zorluk çıkaracağını söylüyor. Gazeteciliğin
eskiden daha itibarlı bir meslek olduğunu söyleyen Figen, şimdi gazeteciler üzerinde baskı olduğunu ve bu baskıların tutuklamalara kadar gittiğini söylüyor. Figen, sınıfından bir arkadaşının cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla tutuklandığını söylüyor. “Böyle bir şey olabilir mi?” diye tepki gösteriyor Figen ve “Eleştiri en doğal haktır” diyor. ‘Hayır’ diyenlere yönelik baskılara da dikkat çekiyor Figen: “Madem ‘hayır’ diyen teröristse o zaman neden oylamak için iki seçenek koyuyorsunuz?” diyor.


‘YA ERDOĞAN GİTTİKTEN SONRA?’ 

Mükerrem YOLLU
Ayten İPTEŞ
Denizli

PAMUKKALE Üniversitesinde, referandumun nabzını tutmak için fakülte kantinlerini geziyoruz. Mühendislik fakültesi kantininde oturan kimya mühendisliği öğrencilerinin masasına oturuyoruz. Selahattin adında bir öğrenci ile konuşuyoruz. Selahattin, MHP’li olduğunu söylüyor ve ‘hayır’ oyu kullanacağını söylüyor ve ekliyor: “Benim gibi çok sayıdaki ülkücü genç ‘hayır’ diyecek.” 
Selahattin, ‘hayır’ deme nedenlerini ve endişelerini şöyle sıralıyor: “Erdoğan iyi bir siyasetçi, yaptıklarını da beğeniyorum ancak o gittikten sonra bu kadar yetki kime geçecek? Ben getirilmek istenen yeni sisteme güvenmiyorum ve bunun için ‘hayır’ diyeceğim. 
Daha sonra Sağlık Bilimleri Fakültesi kantinine geçiyoruz. Kantinde bir masada oturan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon bölümü öğrencileri olan Dilan ve Sevda’nın yanına oturuyoruz ve “Referandumda tercihiniz ne olacak?” diye soruyoruz.  İlk olarak Dilan alıyor sözü: “Ülkenin kaderinin tek bir adamın eline verilmesinin hiçbir mantıklı açıklaması yok. Çevremdeki tartışmaları anlamaya çalışıyorum. ‘Evet’ diyenler ‘Artık daha hızlı karar alınacak, süratli bir karar alma mekanizması her zaman iyidir’ diyor. Ben de diyorum ki her zaman iyi bir şey değildir. Bakın bu mecliste çocuk istismarı yasası geçirilmek istendi. Sonra baskılar üzerine yasadan vazgeçildi. Şimdi ‘Yasa geçsin mi geçmesin mi’ tartışması bile olmadan, bir kişinin kararına bakacağız. Ben bütün bu sebepler nedeniyle ‘hayır’ diyeceğim. 
Sevda söze giriyor: “Yurtta aynı odada kaldığım arkadaşlar ‘kararsız.’ Onlarla gençlerin geleceği ile konuştuğumda ‘hayır’ demenin daha mantıklı olduğunu söylüyorlar. Çoğu arkadaşım da benim CHP’li olmamdan dolayı ‘hayır’ dediğimi söylüyor ama ben bu değişikliğin bir parti meselesi olmadığını her defasında anlatıyorum. Bana göre ‘hayır’ kazanacak. Ben böyle istediğim için değil, çevremdeki bir çok gencin ‘hayır’ oyu vereceğini görüyorum.” diyor.

 

ÖNCEKİ HABER

16 Nisan yolunda Muş

SONRAKİ HABER

Biz işçiler birleşirsek, tepki gösterirsek güçleniriz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa