11 Nisan 2017 00:46

16 Nisan yolunda Muş

Asef Tufan 16 Nisan başkanlık referandumu öncesinde Muş'taki propaganda çalışmaları ve Muş'un nabzını yazdı.

Paylaş

Asef TUFAN
Muş

Muş, serhat illeri arasında HDP’nin açık ara önde olduğu illerden biri oldu hep. Bu durum merkez ve Hasköy ilçeleri açısından ise tersine işledi. Her iki ilçenin de merkez alanlarında ikinci parti olmasına rağmen köyleri ile birlikte AKP ile yarışmaktan geri durmayan HDP, bu referandum sürecinde birçok handikabı birlikte yaşadığından tam anlamıyla sahalara inemedi. 

7 Haziran’dan sonra değişen politik süreç sonucunda HDP’yi sahalardan tamamen silmeyi amaçlayan yönelimlere rağmen ayak direyen HDP yönetici ve aktivistleri cılız da olsa ses çıkarmaya ve kampanya çalışmaları yürütmeye gayret gösteriyorlar. Bu süreçte birçok yönetici ve aktivisti cezaevine giren HDP, 15 Temmuz’un yarattığı hava sonucunda demokratik kurumlara ve kamu emekçilerine yönelen saldırıların da etkisiyle geniş halk kesimlerine ulaşmada henüz istenilen düzeyi yakalayabilmiş değil. 

Bu arada Muş Milletvekili Burcu Çelik’in de içinde bulunduğu HDP heyetinin Kızılağaç bölgesindeki referandum çalışmaları bölgede bulunan köy korucuları tarafından engellenerek heyetin köylere girmesine izin verilmedi. Bu durumun bölgede yaşayan köylüler arasında gerilimi arttırdığına dikkat çekmek yerinde olacaktır.

HDP’nin seçim faaliyetleri yapmasını istemeyen Muşlu yöneticiler referandum çalışması için hazırlanan “Bêjin Na” şarkısını yasaklayan ilk iller arasına girdi.

HDP’nin sahalarda aktif olarak yerini alamadığı kentte CHP’nin gözle görülür bir kıpırdamasından bahsetmek mümkün. Yalova Belediye Başkanı ve milletvekillerinin peşi sıra kente gelerek ‘hayır’ çalışması yapmaya çalıştığı biliniyor.

Bu kampanya kapsamında Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in ‘hayır’ mitingi için Muş’a gelmesi de dikkat çekici bir diğer gelişme oldu. Halkın ilgi göstermediği mitingde Perinçek, ‘hayır’ın gerekçelerini anlattı.

TÜM İMKANLAR EVET İÇİN

Muş’ta, referandum sürecinin en baskın figürünü ise vali oluşturuyor. AKP il başkanı gibi davranan Muş Valisinin antidemokratik ve katı tutumu tepkilere yol açmasına rağmen tutumunda ısrar etmeye devam ediyor. Muş Valisi, referandum süreci başlar başlamaz makamında yaptığı tüm görüşmelerde ve gittiği her yerde, özellikle köylerde ‘evet’ propagandası yapmaya, halkı “Ya devletin yanında yer alırsınız ya da karşısındasınızdır” diyerek tehdit etmeye, diğer taraftan da bir çok yerde koruculaştırma faaliyetlerine hız vermiş durumda. 

Yine bütün kamu kurum ve kuruluşlarının başta idarecileri olmak üzere ‘evet’ tercihinden yana faaliyet gösterdiği kentte, açıktan ‘hayır’ diyebilmek cesaret istiyor. Devlet aygıtının bütün mekanizmalarıyla ‘evet’ için çalıştığı bir ortamda sandık güvenliği ve oy sayımı konularında nasıl bir yol izleneceği ise merak konusu.

Vurgulanması gereken bir diğer husus da yerel basının ‘evet’ kampanyasını ön plana çıkararak ‘hayır’ faaliyetlerine hemen hiç yer vermemesidir.  Sosyal medyada ise muhaliflere yönelik başlatılan soruşturmalar nedeniyle tam bir sessizlikten bahsetmek yanıltıcı olmaz.

NEDEN EVET? NEDEDEN HAYIR?

Halkın tercih nedenlerine değinecek olursak kutuplaşmış siyasetin etkilerini açık ara önde belirtmemiz gerekecektir. Birbirinin aksine tavır takınan siyasi taraflar çoğunlukla referandum paketini sorgulamaktan kaçınırken siyasi liderler ne derse onun etrafında kenetlenme eğilimi ağırlık kazanmakta. AKP cephesinde kayıtsız şartsız Erdoğan teslimiyeti en çok göze çarpan olgu. AKP seçmeninin önemli bir kesiminde Erdoğan’ın söylediği her şeyi anında tolere eden bir adanmışlıktan bahsetmek mümkün. 

Referandum paketinin ne getirip ne götüreceği konusuna en çok ilgi gösteren kesimin ise muhalefet olduğu göze çarpıyor. “Tek Adam Rejimine Hayır” kampanyası yürüten CHP geniş kitlelere ulaşamasa da diğer seçimlerin aksine, bir çabanın sahibi olduğunu gösteriyor. CHP’li seçmenler Kılıçdaroğlu şahsında merkez yönetimden şikayetçi olsalar da kampanya kapsamını sahiplenerek ‘hayır’ oyları için çalışmalarını sürdürüyor. 

Barış ve çözüm sürecinin sona erdirilmesinin ardından başlayan çatışmalı sürecin yarattığı derin uçurumlara rağmen halka ulaşmaya çalışan HDP’de ise halkın takınacağı tutumun, iktidarın son iki yılda dayattığı politikalara yanıt olacağı vurgulanıyor. Kürtlerin AKP iktidarının baskı ve zulüm politikalarına dur demesi gerektiğini işleyen HDP cenahında, referandum paketinin ülkenin sorunlarına çözüm olamayacağı belirtilerek iktidar sahiplerinin daha çok güçlenmesi dışında kimsenin kazanmayacağı belirtiliyor.

Bu arada cılız da olsa boykot seslerinin de çıktığını vurgulayalım. HDP-DBP dışındaki Kürt partilerinin boykot çağrısına “Eskisinin de yenisinin de Kürtlere bir şey kazandırmayacağı”nı düşünerek cevap vermeye çalışan küçük bir kitlenin varlığından bahsetmek gerekir. Merak edilen ise bu kitlenin sandığa nasıl bir etkisinin olacağı.

SONUÇLAR NASIL OLUR?

Önceki seçimlerde HDP’nin açık ara önde olduğu aktif çalışmalarda, seçim bürosu tutma, halka ulaşma, broşür dağıtma gibi faaliyetlerin AKP lehine işlediği bu süreçte sonuçların nasıl şekilleneceği ile ilgili bir tahminde bulunabilmek için son üç seçimin sonuçlarına bakmakta fayda var. (Rakamlar yuvarlatılmıştır):

* 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine 220 bin seçmenin 175 bini katılmış; Demirtaş 105 bin (yüzde 61), Erdoğan 61 bin (yüzde 35) oy almış.

* 7 Haziran 2015 seçimlerine 222 bin seçmenin 197 bini katılmış; HDP 138 bin (yüzde 70), AKP 47 bin (yüzde 23) oy almış.

* 1 Kasım 2015 seçimlerine 221 bin seçmenin 186 bini katılmış; HDP 113 bin (yüzde 62), AKP 62 bin (yüzde 34) oy almış.

Böyle bir tablonun sonucunda bir bütün olarak Muş ili referandum sonucunun yüzde 60’a yakın  ‘hayır’ çıkması sürpriz olmayacaktır. Merak edilen husus, sonuçların 7 Haziran’da yüzde 70 olan HDP oylarını yakalayıp yakalamayacağıdır.

 

 

ÖNCEKİ HABER

‘Ülke daha kötü olmasın diye hayır oyu kullanacağım’

SONRAKİ HABER

Gelecek sorunu gençlerin oy tercihini belirliyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...