Stockholm saldırganı: Saldırı emrini IŞİD'den aldım

Murat KUSEYRİ
Stockholm

İsveç’in başkenti Stockholm’de 4 kişinin ölümüne yol açan kamyonlu saldırıyı düzenleyen kişinin  Özbekistan vatandaşı Rahmet Akilov olduğu ve emri IŞİD’den aldığı açığa çıktı.

Cuma günü saat 15.00 sularında çaldığı kamyonu taşıt trafiğine kapalı caddede yürüyen halkın üzerine sürdükten sonra bir mağazaya çarpan Akilov, akşam saatlerinde Stockholm’un Märsta semtinde ihbar sonucu yakalanmıştı.

İsveç medyasında yer alan haberlerde vücudunda çarpmadan dolayı yaralanmalar oluşan Akilov’un polis tarafından gözaltına alındığı sırada saldırıyı kendisinin düzenlediğini söylediği belirtiliyor. Akilov, polisteki sorgusunda da Müslüman ve IŞİD’le ilişkisi olduğunu ve saldırı yapma emrini doğrudan Suriye’deki IŞİD yöneticilerinden aldığını söyledi.

İsveç’in en yüksek tirajlı gazetesi Aftonbladet’in polisten edindiği bilgilere göre Akilov’un “Suriye’ye yönelik bombalamalar durmalı” ve “Ülkemi bombaladığınız için saldırıyı gerçekleştirdim” ifadelerini kullandığı belirtildi.

Expressen gazetesinde de Akilov’un polis sorgusunda inançsızları ezerek amacına ulaştığını ve yaptıklarından pişmanlık duymadığını söylediği bilgileri yer alıyor.

Akilov, 2014 yılının Kasım ayında İsveç’e iltica başvurusu yaptı. İki yıl sonra İsveç Göçmen Dairesi, Akilov’un iltica talebini reddederek sınır dışı edilmesini kararlaştırdı. Karara yönelik itirazı reddedilen Akilov’dan 15 Aralık 2016 tarihinde 4 hafta içinde ülkeyi terk etmesi istendi. O tarihten sonra kayıplara karıştığı için polis sınır dışı etme kararını uygulayamadı.

Saldırganın kaldığı evin sahibi ve iş arkadaşları Akilov’un dört çocuğu olduğunu ve inşaatlarda temizlik yaptığını, hiçbir zaman politikadan söz etmediğini söylüyor.

Polis, saldırganın bilgisayarı ve kaldığı evde 40 civarında dijital kanıt ele geçirildiğini ve kaçırdığı kamyonda bomba yapımında kullanılan gaz şişeleri, kimyasal madde, çivi ve vida bulunduğunu açıkladı.

20 BİN KİŞİ SALDIRIYI PROTESTO ETTİ

4 kişininin yaşamını yitirmesi ve 14 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan saldırı, katliamın gerçekleştiği yerin yanında bulunan Sergel Meydanı’nda dün 20 bini aşkın kişinin katıldığı bir gösteriyle protesto edildi.

Sanatçılar Sarah Dawn Finer ve Miriam Bryant’ın söylediği şarkılara eşlik eden binler ele ele tutuşarak mücadele ve dayanışma mesajları verdi.

Saldırıya uğrayan mağazanın çevresine ve meydandaki merdivenlere on binlerce çiçek bırakıldı ve mumlar yakıldı.

SERMAYE KATLİAM VE ACIYI  KÂRA DÖNÜŞTÜRME PEŞİNDE

Kamyonun çarpması sırasında camları kırılan ve çıkan yangından etkilenen Åhlens mağazasının yöneticileri, katliamdan bir gün sonra, mağazanın açılacağını ve dumandan etkilenen parfüm, giysi ayakkabı vb malların yarı fiyatına satılacağını açıkladı.

Åhlens, İsveç'in en eski ve büyük AVM'leri arasında bulunuyor. Gıda, giysi, parfüm ve spor malzemeleri satan Åhlens'in İsveç’te 75, Norveç’te de 22 satış mağazası bulunuyor. Mağazanın önündeki kan izleri kurumamışken katliamı ve acıyı kâra dönüştürme girişimi tepki ile karşılandı. Halktan gelen yoğun tepkiler sonucu mağaza yöneticileri, yanlış yaptıklarını kabul etmek ve özür dilemek zorunda kaldı.

IRKÇILAR SOSYAL MEDYADA DEZENFORMASYON YAYDI

Irkçı çevreler de yabancı düşmanlığı, İslamofobi ve yabancılara yönelik ön yargıları artırmak için sosyal medya aracılığıyla kapsamlı bir dezenformasyon çalışması yürüttü. Yalan yanlış haberler yaygınlaştırıldı ve fotoğraflar maniple edildi.

Yabancı düşmanı ve ırkçı parti İsveç Demokratları’nın Sekreteri Richard Jomshof, İsveç Devlet Televizyonu’nda daha önce bir papazla yapılan söyleşiyi maniple ederek twitter hesabında yayınladı.

Papazın resminin altına “Biz böyle korkunç eylemleri affetmeliyiz” diye yazdıktan sonra “Hayır, hiç de değil” yorumunu yaptı. Olanlardan haberdar olan İsveç Kiliseleri Birliği, resmin montaj olduğunu ve papazın hiçbir zaman böyle bir cümle kullanmadığını açıklayınca Jomshof tweet’i silmek zorunda kaldı. Ancak tweet 300 kişi tarafıntan retweet edildi ve 800 kişi tarafından da beğenildi.

Irkçılar, katliamdan hemen sonra cesetler yerdeyken çekilen bir resmi de montajlayarak yayınladı. Resimde baş örtülü bir kadın cesetlerin yanından umursamaz bir şekilde geçiyordu. Resimdeki kadının Londra’da 22 Mart’ta köprüde meydana gelen saldırı sırasında olay yerinde görüldüğü ve iddia edilenin tersine şok durumunda bulunduğu anlaşıldı.

Irkçılar, bilinçli olarak eylemle ilgisi olmayan kişilerin resimlerini de yayınlayarak hedef gösterdi. Hedef gösterilenlerden biri, resmi sosyal medyada yaygınlaştırıldıktan sonra ölüm tehditleri aldığı için sosyal medyadaki hesaplarını kapatmak zorunda kaldığını açıkladı.

HÜKÜMET SALDIRIYI KATI GÖÇMEN POLİTİKASINA DAYANAK YAPMAK İSTİYOR

İsveç hükümeti, geçtiğimiz yıl iltica hakkını önemli ölçüde sınırlayan yasaları uygulamaya koymuştu. Bu hafta sonu toplanan Sosyal Demokrat İşçi Parti Kongresi'nde (SAP) bir grup delege, sığınmacılara yönelik tutumun yumuşatılması ve İsveç'in daha insancıl bir iltica politikası uygulaması için önerge vermişti.

Başbakan ve SAP Genel Başkanı Stefan Löfven, Cuma günü yapılan saldırıyı kullanarak “Bazıları sevdiklerinin seslerini asla bir daha duymayacak... Biz sadece Avrupa Birliği aracılığıyla daha uygun bir sığınmacı politikası uygulayabiliriz. İsveç bir daha 2015 yılının güzündeki duruma dönmeyecek. Asla” diyerek önergeyi yönelten parti arkadaşlarına yönelik saldırıya geçti.

SINIR DIŞI EDİLENLER EVLERİNE DÖNMELİ

Löfven, polisin katliamın sınır dışı edilme kararı verilen bir sığınmacı tarafından gerçekleştiğini açıklamasından hemen sonra da “Bu beni öfkelendiriyor. Bizim sosyal normlara uygun bir sığınmacı politikamız var ve buraya gelip iltica talepleri reddedilen insanlar evlerine dönmeli” ifadelerini kullanmıştı.

Başbakanın bu sözleri iltica talepleri reddedilen kağıtsızları zor günlerin beklediğini ve kağıtsızlara yönelik operasyonların hızlanacağını gösteriyor.