07 Nisan 2017 14:53

Ne Olacak Bu Meslek Liselinin Hali?

Yüzde 20’yi aşan genç işsizlik oranında en çok yüzdeye sahip olanlar meslek lisesi mezunları. Hani meslek lisesine gitmek iş garantisiydi?

Paylaş

Deniz ORTAKÇI

Ankara

Meslek lisesine giden bir öğrenci diğer liselilere göre daha farklı özelliklere sahip. Sorunlar karşısında pratik zeka ile hızlı çözümler geliştirmek, bir “mevzu” olduğunda daha hızlı bir araya gelmek, hayatın zorluklarıyla daha erken yaşta tanışmak gibi... Bunlar yetmezmiş gibi bir de 10 yıldır “memleket meselesi” durumundalar. 2006 yılında Koç Holding, Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte “Meslek Lisesi, Memleket Meselesi” projesini başlatmıştı. Ama aslında meslek lisesinin, “memleket meselesi” olması bundan çok daha eskiye dayanıyor...

SANAT OKULLARINDAN BUGÜNE...

Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren ortaya konulan kalkınma projelerinde eğitimli bir işgücü ihtiyacı söz konusu olmuştu. Bu noktada çıraklığa dayalı mesleki eğitim modelinin yanına bir de “sanat okulları” eklendi. Bu okullar o günün meslek liseleri olarak ortaya çıkmıştı. Zamanla da bugünkü halini aldı. Sanat okullarının kuruluş mantığı mesleki eğitimin yanında öğrencilerin yurttaşlık becerileri kazanmasının, kişisel gelişiminin de sağlanmasıydı. Ama ağırlık yine sanayicilerin ihtiyaçlarına göre şekillenen iş eğitimiydi. Meslek lisesinin tarihsel serüveninde bugün daha farklı bir noktaya gelinse de değişmeyen esas şey, bu serüven boyunca gerçekleştirilen tüm değişikliklerin iş adamlarının, sanayicilerin çıkarlarına göre gerçekleştirilmiş olması. Özellikle AKP döneminde gerçekleşen bir kaç önemli değişikliği incelemeye çalışalım.

AKP DÖNEMİNDE MESLEK LİSELERİ

AKP döneminin “eğitimde fırsat eşitliği” kavramının neredeyse ortadan kaldırıldığı bir dönem olduğunu söylesek hafif kaçmaz. Zaten eşitsiz olan eğitim sistemi, özellikle son 5-6 sene içinde iyice “eşitsizliğin uçuruma dönüştüğü” bir hal aldı. 4+4+4 eğitim sisteminin getirilmesi, Organize Sanayi Bölgeleri’nde meslek liselerinin açılmasını da beraberinde getirdi. Orta okul çağında çocuklar, meslek okullarına itildi. Meslek liselerindeki eğitimin niteliği daha da geriledi. Kültür dersleri müfredattan büyük ölçüde kaldırıldı, sadece iş odaklı eğitim yaygınlaştırıldı. Devlete bağlı meslek liseleri bünyesindeki atölyelerde hala çok eski iş makineleri kullanılmakta, teknolojik gelişmeler mesleki eğitimin yanından bile geçmemekte. Son yıllarda hızla artan özel meslek liseleri bu derde deva olmak amacıyla, “yüksek nitelikli mesleki eğitim, iş garantili okullar” sloganıyla ortaya çıksa da eğitimdeki eşitsizliğin büyümesi dışında hiçbir fark yaratmadı. Büyük sanayici holdinglerin finanse ettiği, müfredatına kadar belirlediği, devletin teşvik verdiği bu “kolej tipi meslek liseler”, düşük ücretli ama “kolejli” işçi yaratmanın ötesine geçemedi. Okulların şirketleştiği, okul müdürlüklerinin işveren, öğrencinin işçi pozisyonuna geldiği bir mesleki eğitim sistemi AKP’nin ve patronların el ele vererek yarattığı bir tablo oldu. “Meslek lisesi, memleket meselesi” derken aslında meselenin, “sömürüyü artırmak, ucuz iş gücünü çoğaltmak, işten başka bir şey öğrenmemesi gereken öğrenciler” olduğunu böylece yaşayarak da öğrenmiş olduk.

HAYALLER ÜNİVERSİTE, HAYATLAR OSB

AKP’nin son dönem icraatlarından birisi de meslek liselilerin, meslek yüksek okullarına sınavsız geçiş hakkının kaldırılması oldu. 15 Temmuz sonrası ilan edilen OHAL, memleketin üzerinden buldozer gibi geçerken; 2016’nın Aralık ayında getirilen bu uygulamayla meslek liseliler de nasibini almış oldu. Şimdi bir meslek liseli için üniversiteli olmak gerçekleştirilmesi çok zor bir hayal olmuş oldu. Diğer yandan TÜİK verilerine göre meslek liseleri ve teknik lise mezunlarının işsizlik oranı 2016’da yüzde 13 olarak açıklandı. Yani yüzde 20’yi aşan genç işsizlik oranında en çok yüzdeye sahip olanlar meslek lisesi mezunları. Şimdi sormak lazım: Hani meslek lisesine gitmek iş garantisiydi?

REFERANDUM MESLEK LİSELERİ İÇİN NE ANLAM İFADE EDİYOR?

Durumu en çok göze çarpan noktalarla izah etmeye çalıştık. Çok parlak olmadığı ve var olan politikalar sürdüğü müddetçe de daha da kötüye gideceğini söylersek kahinlik yapmış sayılmayız. Çünkü yaşadıklarımız, birlikte tecrübe ettiklerimiz, söylenen yalanlar ortada. Bu durumda meslek liselinin kendi haklarına, hayallerine, hayatına sahip çıkmaktan başka bir çaresi yok. Eğer meslek liseliler işsiz kalmamak için, iş bulduğunda da ucuz işgücü olmamak için, staj sömürüsünün kaldırılması, nitelikli, parasız, bilimsel bir eğitim için yani kendi sorunları için  mücadele etmezse elinden alınan daha çok şey olur. Referandumda “Evet” çıkması demek meslek liselilerin elinden çok şeyin alınacağı anlamına geliyor, çünkü “Tek adam” rejimi oluştuğunda en çok bedeli bugünün ve yarının işçileri, emekçileri ödeyecek. Ucuz, güvencesiz, sendikasız çalışma yaygınlaşacak; kıdem tazminatı, grev hakkı gibi pek çok işçi hakları ortadan kaldırılacak; işsizlik fonu yağmalanmaya devam edecektir. İşte bu yüzden meslek liseliler bugününe ve yarınına sahip çıkmalı, 16 Nisan’da hayırın yanında durmalıdır.

ÖNCEKİ HABER

Ne olacağız?

SONRAKİ HABER

CHP'nin 'hayır' çadırı belediye ekipleri tarafından söküldü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa