05 Nisan 2017 00:57

Tarsus’ta rüzgar ‘hayır’dan yana esiyor

Referanduma sayılı günler kala Mersin'in Tarsus ilçesinde yaşayan yurttaşlarla referandum tercihlerini konuştuk.

Paylaş

Şahin YÜCEL
Mersin

Son sayım sonuçlarına göre, 329 bin 494 nüfusuyla 54 ilden büyük bir ilçe Tarsus. Kürt illerinden yoğun göç alan Tarsus’un nüfusu her geçen yıl artıyor. Göç, ilçenin demografik yapısını da değişime uğrattı. Son göçlerle birlikte ilçe tam bir Türkiye mozaiği haline gelmiş durumda. Türkler, Kürtler, Araplar, Sünni ve Alevi inanca sahip topluluklar birlikte yaşıyorlar. Birlikte yaşamanın yarattığı bir hoşgörü ortamından da söz etmek mümkün.

16 Nisan anayasa değişikliği referandumuna giderken, Tarsus seçmeninin tercihlerini belirleyecek temel etken ekonomi olacak. Bir zamanlar entegre tekstil fabrikalarıyla işçi kenti diyebileceğimiz Tarsus’ta, tekstil fabrikaları ardı ardına kapandı. İlçede uzun süredir işsizlik sorunu zaten yaşanıyordu. Fabrikaların kapanmasıyla birlikte işsizlik tavan yaptı. Diğer yandan AKP’nin Suriye politikası, Rusya ile yaşanan gerilim de tarım üreticisini perişan etmiş durumda. Buna bağlı olarak ilçe ekonomisi en zor dönemlerini yaşıyor. Alışveriş merkezlerindeki esnaflar birer birer kepenk kapatıyor. Tarsus’un en işlek caddesi olan Yarenlik Alanı’nda dükkanlar sürekli el değiştiriyor.

AKP BİR TÜRLÜ İSTEDİĞİNİ ALAMADI

AKP iktidarının Kürt  ve Suriye politikasının yansımaları da Tarsus’ta hemen hissediliyor. İlçede önemli oranda Kürt ve Nusayri Arap yaşıyor. Bu iki kesim bugüne kadar oy tercihleriyle AKP politikalarına onay vermediklerini gösterdiler. Yani AKP iktidarının seçim başarısı kazanamadığı ilçelerden biri Tarsus. Ayrıca 20 yılı aşkın bir süredir belediye MHP tarafından yönetiliyor. 

2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Tayyip Erdoğan, yüzde 29.11 oy alırken, Ekmeleddin İhsanoğlu yüzde 57.36 oranında oy aldı. Selahattin Demirtaş da yüzde 13.54 oy aldı.

7 Haziran’da ise AKP yine Tarsus’ta umduğunu bulamadı. AKP yüzde 20 oranında oy alırken, CHP yüzde 27, MHP yüzde 31, HDP de yüzde 18 oy aldı.

1 Kasım’da sonuçlar birbirine daha yakın olurken, AKP yüzde 26, CHP yüzde 28, MHP yüzde 26, HDP de yüzde 18 oy aldı. 

AKP DURDURDUĞU ÇALIŞMALARA BAŞLADI

AKP, istediği sonuçları alamadığı seçimler sonrası Tarsus’ta durdurduğu yatırımlarına yeniden başladı. Tarsus’u ziyaret eden Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, yıllardır verilen sözleri tekrar etti, devlet hastanesi, turizm bölgesi, Çamlıyayla yolu, göletler, lojistik köy,  üniversite ve hükümet konağını en kısa sürede tamamlayacaklarını söyleyerek Tarsuslulardan ‘evet’ oyu istedi. CHP ilçede yoğun bir ‘hayır’ çalışması yürütüyor. MHP’li yerel yönetimin ve belediye başkanının ‘evet’ demesine rağmen MHP’li seçmenin ise ‘evet’ demeyeceği gözleniyor. 

Tarsus’ta MHP’li seçmen seküler bir anlayışa sahip. İlçede oy geçişleri geçmişten bu yana daha çok CHP ile MHP arasında yaşanıyor. 

HDP de son süreçte referandum çalışmalarını hızlandırmış durumda. Daha çok Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı mahallelerde çalışma yürütüyorlar. Önemli bir ‘hayır’ çalışması da siyasi parti, sendika ve dernek temsilcilerinin katıldığı “Tarsus Birlikte Hayır Diyor” oluşumu tarafından yürütülüyor. Oluşum üyeleri hazırladıkları bildirileri, ‘hayır’ önlüklerini giyerek mahalle pazarlarında dağıtıyorlar. Oluşumun çalışmaları, pazar esnafından ve vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor.

Tarsus’ta referandum havası 7 Haziran 2015 genel seçimleri öncesine çok benziyor. ‘Hayır’ın argümanları çok güçlü ve ikna edici. ‘Evet’ kendini anlatmakta zorlanıyor. Örneğin daha önceki seçimlerde AKP’ye oy vermiş bir amca “Bu referandumda ne diyeceksiniz?” sorusuna şöyle cevap veriyor: “Hayır diyeceğim. Bütün güç zaten kendisinde. 15 yıldır ne yapmak istedi de yapamadı?”  Yine önceki seçimlerde AKP’ye oy vermiş bir teyze “Atatürk ve cumhuriyetle bu kadar uğraşılmaz yavrum. Bu nedenle ‘hayır’ oyu kullanacağım.” diyor.

Tarsus’ta referandum öncesi oluşan atmosfer bir yanıyla Gezi sürecini de anımsatıyor. Çünkü ‘hayır’ çalışmaları oldukça renkli geçiyor. Farklı gerekçelerle ‘hayır’ deseler de ‘hayır’cılar bir biçimde alan çalışmalarında birbirlerine temas ediyorlar. Kendi aralarında da iletişim sağlamış görünüyorlar. Yapılan çalışmalar ve vatandaşın ‘hayır’ çalışmalarına olan ilgisine bakınca sandıktan yüksek oranda bir ‘hayır’ çıkacağı görülüyor. Başta işsizlik olmak üzere iktidar partisinin ilçe halkını sürüklediği yoksulluk da ‘hayır’ motivasyonunu güçlendiriyor.

ÇİFTÇİLERİN TÜM KAZANCI FAİZE GİDİYOR

Rusya krizi ve Suriye’de yaşanan savaşın Tarsus’a etkilerini  ve referanduma yansımalarını Ziraat Mühendisi Fatma Babür Sakar ve Meyve Üreticisi Zeynel Abidin Şakar ile konuşuyoruz. Fatma Babür Sakar, çiftçilerin oldukça zor durumda olduğunu şu sözlerle anlatıyor: “Çiftçilere ‘Borç yiğidin kamçısıdır, sen cesur ol borçlan’ dediler. Bankalar çiftçilere krediler verdiler. Çiftçiler hasat dönemi borçlarını sıfırlıyor. Ertesi gün gidip tekrar kredi çekiyorlar. Çiftçinin bütün kazancı faize gidiyor.” Tarsus’ta yaşanan sel felaketinde büyük zarara uğrayan çiftçiye verilen yardımları da yetersiz bulan Sakar, “Verdikleri rakam en fazla 4 bin lira. Bu da çiftçinin iki kilo tohum parasını karşılamaz” diyor.

“Mazot, gübre ve ilaç fiyatları son yıllarda çok yükseldi. Üretilen ürünler satılmıyor. Şu anda marullar, lahanalar, ıspanaklar satılmıyor. Çiftçi ürünü toplamadan tarlasını sürüyor.” diye  söze giriyor Meyve Üreticisi Abidin Şakar ve sıkıntılarını anlatıyor: “Hükümetin  dış politikası bizi mahvetti. Eskiden Ortadoğu’ya Suriye kapısından ve Irak kapısından ticaret yapılıyordu. Şimdi herkesle düşman olduk. Geçen sene, ‘Rusya ürünümüzü almayacak, ürünümüz elimizde kalacak’ diye ucuza verdik, çok sıkıştık. Piyasalar çok durgun ve berbat. Yaşadığımız krizi çözmek için bir bankadan çekip diğer bankaya yatırıyoruz.” Şakar, yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle referandumda ‘hayır’ oyu kullanacağını da ekliyor.

ÖNCEKİ HABER

Bergama’daki siyanürcü şirket 3. atık barajını yapıyor

SONRAKİ HABER

İzmir’de Genel İş’ten ‘hayır’ seferberliği

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...