04 Nisan 2017 02:05

Referandum...

Esenyurt'tan bir gıda işçisi yazdı: 'Hayır' diyelim, demokrasiye ne kadar bağlı olduğumuzu gösterelim.

Paylaş

Esenyurt’tan gıda işçisi
İstanbul

Son aylarda sürekli duyduğumuz, konuştuğumuz hatta belki de milletçe bütünlük sağlayabildiğimiz tek konu yani ‘referandum’. Tabii oylama yönüyle ele alır isek orada tamamen ayrışıyoruz. İki seçeneğimiz var. Ya tamam ya devam (ya herro, ya merro) aslında bir ironi şeklinde.

Evet diyenlerimiz, hayır diyenlerimiz... Burada bile halkı ayrıştırıyorlar, ayrışmak zorunda bırakıyorlar. Aslında ayrıştırmadan kasıt, (Referandumun doğrudan demokratik bir seçim olduğu gerçeğini değiştirmeden) sadece siyasi iktidar tarafından sunulan ve çıkarları doğrultusunda alınan bir kararın reddi veya kabul işlemi olması. Dolayısıyla bunun siyasi rejimin kalemi altında reddi veya kabulünün antide-mokrat olduğu kanaatindeyim. Bu türden anayasal değişiklikler; Meclis fikir birliğine dayanan ancak iktidarın Meclis üyesi çoğunluğunun yadsınamayacağı ve bu nedenle Meclis içerisindeki tüm partilere oranla yine aslında siyasi iktidarın istediği bir kararla halka sunulmalıdır.

Daha somut bahsedecek olursak parti gözetmeksizin halktan biri olarak görüşüm; evetçiler-hayırcılar diye ayrılan kesim iktidarın lehine veya aleyhine olarak değerlendiriliyor hatta yargılanıyor. Olur da iktidarın istediği tavır ve tutumu sergilemezseniz ya terörist olursunuz ya da 'FETÖ’cü. Ya işinizden olursunuz ya aşınızdan. Dahası en demokratik hakkın olan (İktidar gibi boy gösterisi yapmaksızın) fikrini beyan edecek olursan gözaltına alınabilir, şiddet görebilirsin. Kapitalizmin kölesi olmayan ve bunu medya aracılığıyla duyuran haber sunucusu, oyuncular, sanatçılar, üniversiteliler veya fabrika işçisi bu durum herkes için geçerli…

Ben de bir fabrika işçisiyim. Evet diyenlerle de aynı emek mücadelesi içerisindeyiz, hayır diyenlerle de. Asıl olan zaten mücadelemiz değil mi? Lakin gerçekten din üzerinden sömürülen bir toplum olmamız nedeniyle özellikle muhafazakar kesim emeğinin çok bir değerini görmeden, bilmeden yaşıyor. Sadece iktidarın bu sömürüsüne kapılıp giden vatandaşlarımız, maddeleri kavramadan aksine halkın demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi ve laik bir anayasa ihtiyacını iteleyerek kendi meşrebince yeni bir rejim inşa etmeye çalışıyor.

Bu anayasal değişiklikler işçi hakkı, barış, laiklik içeriği gözetmeksizin halkın iradesine sunuluyor. Başkanlık sistemi genellikle bir diktatörlüğün anayasallaşması şeklindedir. Halkın asıl ihtiyacı olan tek adam rejimi değil ve bu değişiklikler ihtiyaçlara cevap vermemektedir. Bu değişiklikler meydana gelir ise ülke daha otoriter daha antidemokratik hale gelecektir ve üstünde tartışma söz konusu olmaksızın kalıcılaştıracaktır.

Hayır diyelim, demokrasiye ne kadar bağlı olduğumuzu gösterelim.

ÖNCEKİ HABER

Çorlu’da hayır havası fabrikaları da sardı

SONRAKİ HABER

Çerkezköy’de hayır önde gidiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...