İşçi hakları güvenceye alınmalı

Bilge Önkol / Deniz İpek

Üç yıldır hak ve adalet arayışlarını sürdüren işçiler iflas gerekçesi ile kapanan fabrikalarının patronunun ve devlet yetkililerinin her türlü oyununu boşa çıkarmak için de yoğun bir çaba içerisindeler. DEBA işçilerinin yeni anayasa sürecinden de beklentileri iflas ve icra kanununda düzenlemeler yapılıp yeni anayasada yaşadıkları sorunların giderilmesi, işçi alacaklarının devlet ve banka alacaklarından öncelikli hale getirilip, işçi haklarının ön planda olduğu bir anayasa hazırlanması.

MECLİS İŞVERENLE DOLU

DEBA işçisi Abdullah Tekin Anayasadan önce Türkiye’deki seçim sistemi ve eğitim sisteminin değişmesi gerektiğini düşünüyor. “Mecliste işverenler dışında kimse yok, bu meclisten beklentilerimiz de o yüzden zayıf aslında” diyen Tekin, “Mecliste hazırlanan iş güvenliği yasasının gerçekten hayata geçmesi için öncelikle bütün iş yerlerinde sendika mutlaka olmalı yoksa devletin denetiminde işte böyle her gün onlarca işçi ölür.” diye konuştu.

Tazminatlarını alabilmek için İflas ve İcra kanun yeniden değiştirilmesi gerektiğini belirten Tekin, “Yani ilk önce devlet, sonra alacaklılar veya bankalar, sonra senetler en son da ise işçi alacakları geliyor.” diyor. Kürt sorunun anayasa sürecinde tartışıldığını sorduğumuzda “Her iki taraftan da, yani Türk ve Kürtlerden rant sağlayan bazı kesimler var bence” diyen Tekin, “Biz kardeşiz Kürtler anadillerinde eğitim alabilmelidir bence ama özerkliğe karşıyım çünkü bu eyaletleri ve bölünmeyi getirecektir” diyerek Kürt sorunundaki düşüncelerini ifade ediyor.

PARTİLER ANLAŞMALI

16 yılını DEBA’da çalışarak geçiren Veysel Işık, “Anayasa’da ilk sırada emek olmalı çünkü bu ülkenin yüzde 95 kendi emeği ile geçinen insanlar” diyerek özetliyor görüşlerini. İşçi haklarının patronların haklarından önce gelmesi gerektiğini belirten Işık, taşeronlaştırma olduğu sürece iş cinayetlerinin önüne geçilemeyeceğini düşünüyor. Işık, “Anayasa’da 2010 yılında yapılan değişiklik işçinin iki sendikaya üye olmasının önün açmaktan çok işçilerin sendikalara özgürce üye olmasının önü açılması gerekiyor. Yargı bağımsız olmaktan çıktı işverenlerin kontrolünde bence. Kürt sorununda AKP, CHP, MHP, BDP ortak bir irade gösterip anayasa sürecinde artık bu terör olayını bitirmeliler” diye konuştu.
(Denizli/EVRENSEL)

---

TÜRKLER VE KÜRTLER OLARAK BİR ARADAYIZ

DEBA eylemlerinin en heyecanlı işçilerinden Yüksel Döner, yeni anayasa hazırlanırken bütün iş kollarından işçilerin; çalışma hayatları ve haklarının garanti altına alınması gerektiğini söylüyor. Kıdem tazminatlarının gasbedilmesinin önüne geçilmesi gerektiğini belirtiyor. Anayasa tartışmalarında kendisini en çok ilgilendiren konunun, alamadığı 23 yıllık kıdem tazminatının alabilmesi yönünde düzenlemeler yapılması olduğunu belirten Döner kendileri gibi olan işçilerin de patronların ‘iflas ettim’ oyununa kurban olmamasını istiyor. “Benim oğlum evlenecek, biz yıllarca alacağımız kıdem tazminatımıza güvendik” diye isyan eden Döner, “sendikalı olduğumuz halde bu durumlara geldik, şimdi en azından sendika sayesinde mücadele ediyoruz sendikalı olmayanların durumları ise hiç duyulmuyor” diye ekliyor. Yargının bağımsız olmadığını düşünen Döner, “Biz davamızı kazandık ama hakkımızı alamıyoruz geç kalan adalet, adalet değildir, biz vergimizi günü gününe ödüyoruz ama bizim ömrümüzü verdiğimiz kıdem tazminatları gasbediliyor” diye aktarıyor. Kürt sorunu konusunda akan kanın artık durması gerektiğini düşünen Döner: “Ne asker ölsün ne terörist, Osmanlı’dan bu yana dostça yaşadıysak bundan sonra dostça yaşayabiliriz. Birileri silah satacak diye yeter artık gençler ölmesin. Anayasada nasıl yaparlarsa yapsınlar artık biz mahallemizde, işimizde Türkler ve Kürtler olarak bir aradayız”  diyor.