30 Mart 2017 01:09

İşçiden müteahhide: İhale alıyorsun tabi 'evet' dersin

Emek Partisi Aydın İl Yöneticisi Tahsine Saran Aydın'da sanayi sitesindeki referandum faaliyeti ile ilgili izlenimlerini yazdı.

Paylaş

Tahsine SARAN
Emek Partisi Aydın İl Yöneticisi

Aydın’da ağırlıklı olarak oto tamirhanelerinden oluşan 3 tane küçük sanayi sitesi bulunuyor. 1. sanayi sitesi şehir merkezinde yer alan en işlek site özelliğinde. Yeni Sanayi Sitesi denilen 2. ve 3. sanayi siteleri ise yan yana ve şehrin İzmir girişinde yer alıyor.
Öğle saatlerinde Aydın Yeni Sanayi Sitesi’nde hayır çalışması yapmak için arkadaşlarla buluştuk, sanayi sitesinin sokaklarına girdik. Oto tamir ve doğrama atölyeleri arasında dolaşmaya başladık. Dükkanlara “Kolay gelsin” diyerek girmeye başladık. “Referandumda ne diyorsunuz?” diye söze başladığımızda “Biz hayır diyoruz. Tek adam diktatörlük olmaz” sözleriyle bizi karşıladılar bir dükkanda. Bir çalışan “Biz bu sanayi sitesini örgütlüyoruz, buradan evet çıkmaz” diyor. Bize çay ikram ediyorlar. Çayımızı içip devam ediyoruz.
Bir işyeri sahibi “Buralarda önceden işyerlerinde 4-5 işçi çalıştırırdık. Ama artık bir işçiyi zor çalıştırıyoruz” diyerek hayır diyeceğini söylüyor.

‘BEN DOĞRU YOLDAYIM’

Genç bir işçi olan Remzi, bir motoru tamir ederken yanına yaklaşıyoruz. Daha biz bir şey demeden uzattığımız bildiriyi alıyor. “Ben doğru yoldayım abla, bu oylamada bize yarayan bir şey yok. Her şeyi kendisi için istiyor. Ülkeyi tek kişiye bırakamayız” diyor.İzin isteyerek, gazete için fotoğraf çekiyoruz. Kendisine seslenen ustasına ‘geliyorum’ diye seslenerek yanımızdan ayrılıyor. 

‘SEN İHALELE ALIYORSUN’

Bir dükkanın önünde bir masada 5-6 kişi oturmuş okey oynuyorlar. Yaklaşıyoruz, bildirilerde hayır yazısını gören, kendisinin müteahhit olduğunu söyleyen biri atılıyor: “Ya bu bütün Avrupa hayır diyor. Anlayamıyorum.” Hemen masadakiler karşılık veriyor: “Sen bırak Avrupa’yı, burası Türkiye. Biz kendi geleceğimiz için hayır diyeceğiz.” Tartışmaya devam ediyorlar. Müteahhit, “Bu ülkede hiç bu kadar insan hakları, demokrasi olmadı. Onun gibi lider gelmedi bu ülkeye” diyor. Masadakiler, “Sen ihale filan alıyorsun; insan hakları, demokrasi dersin, evet dersin” diyor. Müteahhit yüzde 65 evet çıkağını iddia ediyor. Hemen biri atılıyor: “Var mısın bir takım elbisesine iddiaya? Hayır yüzde 65’le kazanacak. Zafer gelecek” diyerek tartışmayı sürdürüyorlar. Bu arada bize dönüp, “Abla siz çalışmaya devam edin; kolay gelsin” diyorlar.

Broşürlerimizi dağıtırken bir kahveci koşarak yanımıza geliyor. “5-6 tane verin masalara koyayım” diyor. 

‘RİZELİYİM YAPACAK BİR ŞEY YOK’

Yine bir oto tamircisinin önünde oturanlara yaklaşıyoruz. “Biz Ağrılıyız hayır diyeceğiz. Doğu ve Güneydoğu da hep hayır diyecek. Sandıklara da sahip çıkmak için görev aldık” diyorlar. Aynı işyerinde Rizeli olduğunu söyleyen bir işçi söze karışıyor: “Ben Tayyip Erdoğan’dan vazgeçmem. Bizim memleketli. Siz ne derseniz deyin. Asgari ücret 300-400’dü, şimdi oldu 1400.” Ağrılı işçiler, “Sen o zaman 300-400 liraya 3-4 tane çeyrek altın alabiliyordun. Şimdi 1400 liraya ne alabiliyorsun? 800 lira ev kirası, elektrik, su geriye ne kalıyor? Meclisin hükmü kalmayacak. Ya başa deli biri geçerse? Bir gecede her şeyi feshederse, ne yaparsın?” diyerek Rizeliyi ikna etmeye çalışıyorlar. Rizeli ise “Ben Rizeliyim yapacak bir şey yok” diyor. Diğerleri “Elini vicdanına koy öyle kullan” diyorlar.

2 KİŞİYİ HAYIRA İKNA ETTİM

Bir başka işyerinde ise bir işçi şunları söylüyor: “O adamın tek derdi, tek korkusu yargılanacak olması. Kendini garantiye almak istiyor. Ama eninde sonunda yargılanacak. Zaten askeri, polisi de maskara yaptı. Biz de kendi aramızda gruplar oluşturduk. İnternetten yayınlıyoruz. Kararsızlara anlatmaya çalışıyoruz. Ben 2 kişiyi ikna ettim kararsızlardan. Herkes birkaç kişi ikna etse bu iş olur” sözleriyle düşüncelerini ifade ediyorlar.

Sanayi sitesinde bize sorulan “Siz nereden geliyorsunuz” sorusu ve arkasından gelişen diyaloglar ilginçti. “Emek Partisi” dediğimizde, “Ha şu İşçi Partisi değil mi? O İşçi Partisi Vatan Partisi olmadı mı?” diyen işçiye, yanındaki arkadaşı, “Yok, o İşçi Partisi değil bunlar. Bunlar Emek Partisi” diye cevap veriyor.

HAYIRCILARIN MORALİ DAHA İYİ

Uğradığımız yerlerden biri de Kürt nüfusun yoğun olduğu Ovaeymir Mahallesi oluyor. Bildiri ve broşürlerimizi dağıttığımız sokaklarda karşılaştığımız kadınlardan “Tek adama bütün yetkiyi veremeyiz. Elbette hayır diyeceğiz” gibi cümleler duyuyoruz. Girdiğimiz kahvelerden birinde bir masanın etrafında oturanlar, kendilerinin hayır diyeceklerini söyleyerek, karşı masada oturanları işaret ediyor: “Onlar evetçi, onlarla da konuşun.” Evet demeyi düşünenler konuşma konusunda pek istekli değillerdi. Verdiğimiz broşürleri de isteksizce alarak masaya bıraktılar. Aydın’da hayır diyecek olanların moral olarak daha üstün ve evet demeyi düşünenleri ikna etmek için kararlı bir çaba içerisinde oldukları görülüyor.


MHP üyeleri: Hepimiz hayırcıyız

Aydın 1. Sanayi Sitesi’ne geçerek çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Buranın sokaklarında da ‘hayır’ yoğunlukta. Bir yedek parça dükkanın önünde oturanlarla sohbet ediyoruz. MHP’li olduklarını ifade ediyorlar. Kendisinin eski MHP Aydın il başkalarından olduğunu söyleyen bir kişi “Bizim Başkan Bahçeli evet diyor ama biz Aydın’da hepimiz hayır diyoruz. Onlara sormalı: 15 yıldır iktidardalar. Neyi yapmak istediler de yapamadılar? Daha ne istiyorlar? Tek adama Türkiye teslim edilir mi? Bu parti meselesi değil, memleket meselesi” diyerek Aydın’daki MHP üyelerinin tutumunu ifade ediyor. Bizlere bir de şöyle bir uyarıda bulunuyor: “Sanayi esnafı ve çalışanına referandum konusunu basit cümlelerle anlatmanız iyi olur.”

‘PATRONLARA GÜVENİLMEZ’

Plastik kapı pencere atölyesinde 10 yıldır çalıştığını söyleyen Abdullah, “Burada patron ve işçiler de hayır diyor. Ama karşıdaki atölyede de patron hayır diyor, işçiler evet” diyor. Evet diyecek işçileri anlayamadığını söyleyen Abdullah “Patronların da hayır dediğine bakmamak lazım, onlar paraya bakar. Patronlara hiç güvenilmez” diyor.

Oto tamir atölyesinde karşılaştığımız bir kamyoncu, kamyoncuların iş durumunun iyi olmadığını, yedek parça fiyatları ve tamir ücretlerinin çok pahalı olduğunu söyleyerek, kendisinin hayır diyeceğini ifade ediyor. Kamyon garajındaki arkadaşlarının büyük kısmının evet diyecekleri bilgisini vererek, onlarla bu konuyu her gün tartıştıklarını söylüyor. 

Sanayi sitesi sokaklarında çalışan bir temizlik işçisi kararsızca kendisinin evet diyeceğini söylüyor. Sohbetimizin sonunda taşeron işçilerine kadro sözünün tutulmadığını hatırlattığımızda “O güne kadar verilmezse hayır derim” diyerek işine devam ediyor. Başka bir sokakta karşılaştığımız temizlik işçileri ise, iş güvencesi ve taşeron işçiliğe karşı hayır diyeceklerini ifade ediyorlar.

ÖNCEKİ HABER

İstediklerini yapsınlar Çanakkale’den ‘Hayır’ çıkacak

SONRAKİ HABER

Kürtlere farklı hukuk

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...